SP Lideri Kamalak Çorum’da

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Suriye’ye yaptığı ziyaret ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’la yaptığı görüşmedeki izlenimlerini Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile paylaşacağını açıkladı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Suriye’ye yaptığı ziyaret ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’la yaptığı görüşmedeki izlenimlerini Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı ile paylaşacağını açıkladı.

Sp Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Sp Çorum İl Başkanlığını ziyaret etti. Sp İl Başkanı Yakup Taş ve partililerle bir süre görüşen Kamalak, Suriye’ye yaptığı ziyaret hakkında partilileri bilgilendirdi. Kamalak, ayrıca geçtiğimiz eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanması ile ilgilide açıklamada bulundu.

Suriye gezisinin amacının Ortadoğu’da, İslam aleminde Müslüman kanının önlemek olduğunu dile getiren Kamalak, bu amaç doğrultusunda bir dizi dostane görüşmeler yaptıklarını söyledi.

İslam coğrafyasında kardeş kardeşi vurduğunu, akan kanın, yanan canın Müslüman’ın canı olduğunu dile getiren Kamalak, “Bundan daha hazini her iki tarafın elindeki silah asıl düşmanın silahıdır. Kardeş kardeşi vururken, Müslüman kanı akarken emperyalistlerin, İslam düşmanlarının kasaları dolmakta. Olağanüstü bir durum yaşandığı için silah fiyatları 5-10 katına çıkmış durumda. Bunlara fırsat verilmemesi gerektiğini ifade ettik. Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’la görüştüğümüzde Suriye’de en büyük görev yöneticilere özellikle kendilerine düştüğünü belirttik. Kendileri de ellerinden gelen çabayı sarf ettiğini belirtti. Şubat ayında yeni anayasanın yürürlüğe gireceğini belirtti. Anayasayı beklemeden reform hareketlerine başladıklarını belirtti. Baas partisinin yapıştığını söylediler. Türkiye’de bir yerden bir yere taşınmak bile zaman alıyor. Devlet açısından yeniden yapılanmaya gidiliyor. Buda zaman alıyor. Bu alanda Türkiye’den büyük yardımlar bekliyorduk. Erdoğan hükümeti bize yardımcı olmadığı gibi dış güçlere öncülük yoluna yaptı dedi. Buda bizi hayal kırıklığına uğrattı. Gerçekten bunu özellikle Cumhurbaşkanı ve bakanlar daha açık ifade etti. Türkiye hükümet olarak adeta bizi arkadan vurmuş gibi oldu dedi. Orada hükümet aleyhine ne söyledilerse, o söylenenlere karşı bunlar geçici dedik. Özellikle hükümet aleyhine ve Tayyip Bey aleyhine söz söylememeyi tercih ettik. Türk hükümetini yerden yere vuruyor. İftira attığımız, hakaret ettiğimiz yok. Ama orada dışarıda Tayyip Bey, hükümet aleyhine doğru olmaz düşüncesiyle hükümet aleyhine bir şey söylemedik. Şunu söyledik. Halklarımız arasında ihtilaf yoktur. Türk milleti ile Suriye halkı kardeştir dedik. Kendisinde bunu ifade etti. Biz kardeşler topluluğuyuz ancak farklı odalarda yaşıyoruz. Odalardan birinde çıkan yangın diğer odaları etkiler rahatsız eder dedi. Bu kardeşliği kimsenin bozmaya gücü yetmeyecektir” dedik.

Cumhurbaşkanı Esad’ın ziyarette diyaloga açık olduklarını dile getirdiğini anlatan Kamalak, “Birde ricaları oldu. Buradaki fotoğrafı Türkiye’ye olduğu gibi aktarınız. Orada tabi elçiliği ziyaret ettik, çeşitli Türk görevlilerle görüştük. Olay nedir diye. Olayların dış basın açısından çok abartılığı olduğu ifade edildi. Görüşmelerimiz bu minval üzerinde geçti” diye konuştu.

Eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un tutuklanmasının Türkiye açısından üzücü bir olay olduğunu dile getiren Kamalak, “Olay hukuki süreç dahilin de devam ediyor. Elbette sayın Genelkurmay başkanı bu olay karşısında üzülmüştür. Ama biz onun üzüntüsünün üç misli ile duyuyoruz. Bizim defalarca hukuka aykırı olarak yolumuz kesildi. Üzüldük. Hukuka aykırı biçimde emir komuta zincirinde partilerimiz kapatıldı. Üzüldük. Türkiye’nin başkentinde üzerimizde tanklar sürüldü. Bütün bunlar hukuka aykırı eylemlerdi. Allah korusun kardeşiniz hukuka aykırı biçimde sizi darp etti. Yaraladı. Aile, çoluğunuz, çocuğunuz perişan oldu. Neticede güvenlik güçleri adliye duruma el koydu kardeşinizi aldı götürüyor. Bu işin adli süreci. ‘Oh olsun’ diyemezseniz. Beni yaralamıştı darp etmişti. Adalet savcılık emniyet el koydu alıp götürüyor diye sevinemezsiniz. Bizim durumumuz ona benzer. Şahsen üzüldük. Genelkurmay başkanı bu ülkenin askeridir. Ülkenin Genelkurmay başkanıydı. Hukuk dışına çıktığı iddiasıyla yolumuzun kesilmesi, partilerimizin kapatılması üzücüydü. Ama biz hiç kimseye kırgın dargın değiliz. Ancak üzgünüz dünde üzgündük, bugünde üzgünüz. Olay yargıya intikal etti. Hukuka uygundur değildir, bağımsız yargı karar verecektir.

Bu tutuklamalara temel teşkil eden çeteleşme ile ilgili kanunun aslı Mesut Yılmazın atama biçimiyle başbakanlığa getirildiği zamandır. Mesut Yılmaz’ın başbakan olduğu dönemde çıkar amaçlı suç örgütü ile mücadele için kanun çıkarıldı. TBMM’ye gelmişti tasarı olarak. Mesut Yılmaz’ın imzası ile. Fazilet Partisi adına o kanun üzerine konuşmalar yaptık. Bu kanunla en masum insanları da suçlamanız mümkün. Kanun tekniğinden uzak bir yapıydı. Tutanaklarda var bunlar. Eleştirdim. Takdiri ilahidir, neticede gün geldi o kanunla ilgili en yüksek feryadı Mesut Yılmaz feryat etti. Böyle kanun olmaz diye. Yılmaz, onu kendiliğinden getirmemişti. Belli güçlerin baskı ise getirmişti. Şüphesiz gerisinde o günün etkin güçleri vardı. O etkin güçlerin başında paşalarımız vardı muhtemelen. Sayın Genelkurmay başkanımızda vardı diye düşünüyorum. Keser döner sap döner gün gelir hesap döner misali. Ama ne olursa olsun üzgünüz. Cezaevine götürülmesi gibi temennimiz suçsuz olduğu yargı kararıyla açıklığa kavuşur. ve bu şekilde hürriyetine kavuşur diye temenni ediyor, dua ediyorum”