Eti Lisesi, Gençliğin Bunalım Sebebini Aradı
Video Haber – “Gençliğin bunalımında ideal yokluğu mu, yoksa eğitim noksanlığımı etkendir”
Eti Lisesi münazara yarışması düzenledi. Öğrenciler “Gençliğin bunalımında ideal yokluğu mu, yoksa eğitim noksanlığımı etkendir” konusunu tartıştılar.
Eti Lisesi tarafından hazırlanan münazara yarışmasına öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Sunuculuğunu Eti Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Mustafa Güngör’ün yaptığı münazaranın konusu “Gençliğin bunalımında ideal yokluğu mu yoksa eğitim noksanlığımı etkendir” oldu. Eti Lisesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen münazarada öğretmen ve öğrenciler hazır bulundu. Program Okul Müdürü Selçuk Köse’nin açılış konuşması ile başladı.
Münazarada yarışmasının jüri heyetinde Türkçe öğretmenleri Tekin Tamur, Suriye Turgut, Hüseyin Çatakkaya ve Öğrenci Meclis Başkanı Özgür Can Anaklı görev aldı. Beşerli gruplar halinde fikirlerini sergileyen öğrencilere 4’er dakika süre tanındı. Öğrenciler “Gençliğin bunalımında ideal yokluğu mu yoksa eğitim noksanlığı mı etkendir” konusundaki görüşlerini savunarak, öğretmenlerden oluşan jüri ve okul öğretmenleri ile öğrencileri etkilemeye çalıştılar. Tezlerini güçlendirmek amacıyla topladıkları gazete kupürlerini delil olarak gösteren öğrencilerin münazarası çekişmeli geçti.
Yapılan münazara sonunda “Gençliğin bunalımında ideal yokluğu etkendir” tezini savunan A grubu öğrencileri birinci oldu.
Gencligin bunaliminda ideal yoklugu etkilidir savunuyorum yardimci olirmusnz
bizimde münazaramız var biz eğitim noksa
Bizde ideoloji noksanlığını savunduk kazandık. Savunma metnimiz böyleydi;
Değerli jüri üyeleri ve sevgili arkadaşlarım; Öncelikle hoşgeldiniz.
Sizlere gençliğin bunalımına ideoloji noksanlığının etkisinden bahsedeceğim.
Gençliğin sorunu eğitimsizlik diyenlere şunu sorarak başlamak istiyorum. Eğitimden anladığınız iyi bir üniversite bitirmek mi? Eğer eğitim buysa bugün şehirlerde ahlaksızlığın kol gezdiği batakhanelerdeki gençlerin %50’den fazlası üniversite, %80’i en az lise mezunu yani sorun eğitimsizlikse öncelikle eğitimden ne anladığımızı ortaya koymalıyız. Eğer kişinin aldığı eğitim ona bir hedef göstermiyorsa, bir misyon yüklemiyorsa ve bir vizyon kazandırmıyorsa isterse bir kaç üniversite bitirsin bu onun sorunlarından kurtulmasına yetmeyecektir, yetmiyor da. Bizce sorun idealsizliktir bir insanın hayatta başarılı olması yüksek bir hedef belirlemesi ve o hedefe doğru yürümesi gerekir. Hedefi olmayan bir gençlik her zaman buhran içinde bocalayacak sorunlarını çözmek yerine, yeni sorunlarla karşılaşacaktır.
İdeolojisi olmayan bir insanın hayata dair hiç bir sebebi olamaz. Öncelikle yaratılış gayesini, niye var olduğunu bulmalı ve bu ideal doğrultusunda yönlendirilmeli. Eğitim daha sonra gelmeli. Buna göre ideali olmayan bir gencin yaşamı boştur, yaşamı boş olan bir gencin bunalımı da çoktur. Bunalıma etki eden eğitim eksikliği değil, ideoloji noksanlığıdır. Çünkü ideolojisi olan bir genç, ideali uğruna kendini eğitir. Bir çok eğitimli gençler idealsizlikten bunalıma girmektedir. Gençler hedefleri için çabalarken, gençlik bunalımına eğitim eksikliğinin etkisinden bahsetmek komik olur. Açık ve net olarak ideoloji noksanlığı varsa, gençlik bunalımı da vardır.
Şu açıdan bakalım; Kötü amaçla olsa da atom bombası bulmak, kullanmak bir ilimdir. Ama kullanma şekli hedeftir. Hedefi insanlığı kurtarmak olan da helak etmek olan da aynı bilgiyle donanımlıdır. Fakat sonuçları idealler belirler. Günümüz şirket, holding ve ya zenginlerine bakarsak tecrübe ile belli bir yere gelmiş insanları görürüz. Eğer amaç para kazanmaksa Türkiye’de eğitim o kadar da gerekli durmuyor. Örnek verecek olursak; Ali Ağaoğlu 1975 yılında kendi isteği ile liseyi yarıda bırakıp babasının devam ettiği ticari yola atılmış, ardından Ağaoğlu Şirketler Grubunu kurmuştur. Kısa bir süre içerisinde inşaat, turizm ve hizmet sektörünün ülkemizde ki en büyük isimlerinden biri olmuştur. 1990’lı yılların sonlarında başladığı “My” konseptli yaşam alanları ile ülkemizde inşaat sektörünün geleceğini belirleyen isim oldu. Ali Ağaoğlu örneğinde gördüğümüz gibi şart olan idealler olduğu zaman eğitim ikinci planda kalmaktadır.
Eğitimden ziyade bireyler, ideolojileri için vardır. İdeolojileri tam oluşmamış gençler bunalımdadır. Hedefler uğruna yaşanır. İdeoloji olmadan eğitim olmaz. İnsan ideolojisi yolunda eğitimini alır. Ortada ideoloji yoksa eğitimede gerek yoktur. Uzun lafın kısası; Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız vardığınız yerin hiç bir önemi yoktur.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.
Biz bugün bu konuyla ilgili münazara yaptık ve eğitim noksanlığıyla birinci olduk:D
Bana yardımcı olur uzun rica etsem
banada yardım edermisiniz bende eğitim ekikliği ile ilgili münazara yapıcam lütfen
Şu İDEALSİZLİĞİ KAZANAN ARKADASIM DİĞER METİNLERİDE ATAR MISIN YARDIMCI OLUR MUSUN LÜTFEN BANA :??
Elifcigim cok tesekkur ediyorum :))
arkadşlar bizde münazara yapıorz gençlik bunalımlarında ideal yoklugu dioruz biraz yardımcı olurmusnzz
Değerli jüri üyeleri ve sevgili arkadaşlarım;
Bende size bugün gençlik sorunlarını, bu sorunların gençler üzerindeki etkisini anlatacağım.
Her insanın olduğu gibi, her ailenin de bir yapısı, bir kişiliği ve ruh sağlığı vardır. Mutlu aile mutsuz aile kavramları ailenin bütün olarak ruh sağlığını tanımlayan sözcüklerdir. Bu yapının içindeki kişilerin ruh sağlığının en bozuk olduğu dönemse gençlik dönemidir. Gençlik çağını birkaç evreye, ya da alt döneme ayırabiliriz. Hızlı büyümenin olduğu 12–15 yaşlar arası ergenlik ya da ilk gençlik olarak bilinir.15–17
Yaşları arası çekingenliğin ve kendine güvensizliğin belirgin olduğu deli kanlılık evresidir.21 yaş 25 yaş arası da uzamış gençlik çağı olarak da değerlendirilebilir. Gençler bu dönemlerde denemekten kaçınmaz, bir bakımı deneyimsizliği yaşar ama çabalayarak da olsa yolunu bulmaya çalışır. Yoldan çıksa bile uyarılara kulak asmaz. Bu özelliklerin tümü, gencin yetişkinlere anlaşmasını, geçinmesini güçlendiren başlıca nedenlerindendir. Ağır yaşam koşulları, kişisel etkenler, beklenmedik olaylar bu yaş çocuklarının üzerinde baskıyı arttırmakta ve onlar risk grupları içinde ön sıraya almaktadırlar. Ülkemizde erken yaşlardan itibaren çocukların sınav hazırlıkları içine sokulmaları belki de hiç hazır olmadıkları bir yarışın bayrağını taşımak zorunda kalmaları da bu baskıyı artıran etkenler arasındadır. monteyn dediği gibi HEDEFİ OLMAYAN GEMİYE HİÇ BİR RÜZGÂR YARDIM EDEMEZ. Eğer gencin bir hedefi, geleceğe dair düşünceleri yoksa bütün cihan bir araya gelse de ona yardım etmez. Okullarda bu baskıyı hiç değilse azaltabilecek sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerin yerini yine yüksek ortalama tutturmaya ya da okulda ki koruma ve test çözme telaşı aldığında çocuklar ve gençler okul, dersler, aile, başarı ve başarısızlık kıskacın arasında sıkışıp kalmaktadırlar. Böyle olunca da gençler hayatın ne olduğunu, hayatın güzelliğini anlayamamışlardır ve buda gençleri hedeflerinden uzaklaştırmıştır. Bunun sonucunda da gençler yönelecek bir amaç bulamadıkları için bunalıma girmişlerdir. Okumayı sırf iyi bir meslek sahibi olmak ve hayatını garanti altına almak düşüncesiyle hareket eden gençlik en ufak bir sıkıntı ile başarısızlıkla karşılaştığında yanlış yola sapabiliyor kendini eğitime adapte etmiş çevre ve aile baskısı altında kalan gençler zamanla bazı değerlere farkında olmadan kaybediyorlar, tevekkülü unutup her koşulda kazanacağım ilkesi ile hareket eder hata kabul etmezler. Bu baskı ve koruyucu önlemler mutlaka rahatlatılmaktadır. Burada ailelere önemli görevler düşmektedir. Şimdi sizlere ailesinden etkilenmiş iki gencin hayatını anlatacağım.
1.ailede ailenin çocuğa, büyük sevğiyle bağlamış, onu tam benimsemiştir. Tüm yaşamını çoçuğa göre düzenleyen aileler yalnız çocuğa için yaşıyor gibi davranırlar. Ve çocuğun bir dediğini iki etmezler. Böyle ailelerin ailelerin çocuklarında her şeye sahip olmalarından kaynaklanan kıymet bilmeme gibi davranışlar meydana gelir. Bu yüzdende bu gencin sorumluluk duygusu gelişmez.
2.ailede ölüm veya ayrılık nedeniyle bölünmüş ailelerde büyüyen çocukların gençlik çağında çok değişik uyum sorunları ortaya çıkabilmektedir babasız büyümüş genç erkek genellikle bir genç kızdan daha çok sorunlarla karşılaşır. Babasız büyümüş genç erkekler genellikle ailede babalık görevini üzerine aldığı için kendi ideallerinden vazgeçmiştir. işte size ailesinden etkilenmiş apayrı iki genci anlattım. Örneklerde de görüldüğü gibi gençlerin bunalıma girmesinin nedenleri; aile, çevre, ağır yaşam koşulları beklenmedik olaylardan oluşmaktadır. Bu yüzden de gençler kendilerine bir hedef belirleyemezler. Bunun sonucunda da idealsizlik ortaya çıkar. Uzun lafın kısası gideceğiniz yeri bilmiyorsanız vardığınız yerin önemi yoktur.
BENİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN HEPİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM.
bizde idealisizliği yaptık 1. oldu
Değerli jüri üyeleri ve sevgili arkadaşlarım;
Bende size bugün gençlik sorunlarını, bu sorunların gençler üzerindeki etkisini anlatacağım.
Her insanın olduğu gibi, her ailenin de bir yapısı, bir kişiliği ve ruh sağlığı vardır. Mutlu aile mutsuz aile kavramları ailenin bütün olarak ruh sağlığını tanımlayan sözcüklerdir. Bu yapının içindeki kişilerin ruh sağlığının en bozuk olduğu dönemse gençlik dönemidir. Gençlik çağını birkaç evreye, ya da alt döneme ayırabiliriz. Hızlı büyümenin olduğu 12–15 yaşlar arası ergenlik ya da ilk gençlik olarak bilinir.15–17
Yaşları arası çekingenliğin ve kendine güvensizliğin belirgin olduğu deli kanlılık evresidir.21 yaş 25 yaş arası da uzamış gençlik çağı olarak da değerlendirilebilir. Gençler bu dönemlerde denemekten kaçınmaz, bir bakımı deneyimsizliği yaşar ama çabalayarak da olsa yolunu bulmaya çalışır. Yoldan çıksa bile uyarılara kulak asmaz. Bu özelliklerin tümü, gencin yetişkinlere anlaşmasını, geçinmesini güçlendiren başlıca nedenlerindendir. Ağır yaşam koşulları, kişisel etkenler, beklenmedik olaylar bu yaş çocuklarının üzerinde baskıyı arttırmakta ve onlar risk grupları içinde ön sıraya almaktadırlar. Ülkemizde erken yaşlardan itibaren çocukların sınav hazırlıkları içine sokulmaları belki de hiç hazır olmadıkları bir yarışın bayrağını taşımak zorunda kalmaları da bu baskıyı artıran etkenler arasındadır. monteyn dediği gibi HEDEFİ OLMAYAN GEMİYE HİÇ BİR RÜZGÂR YARDIM EDEMEZ. Eğer gencin bir hedefi, geleceğe dair düşünceleri yoksa bütün cihan bir araya gelse de ona yardım etmez. Okullarda bu baskıyı hiç değilse azaltabilecek sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerin yerini yine yüksek ortalama tutturmaya ya da okulda ki koruma ve test çözme telaşı aldığında çocuklar ve gençler okul, dersler, aile, başarı ve başarısızlık kıskacın arasında sıkışıp kalmaktadırlar. Böyle olunca da gençler hayatın ne olduğunu, hayatın güzelliğini anlayamamışlardır ve buda gençleri hedeflerinden uzaklaştırmıştır. Bunun sonucunda da gençler yönelecek bir amaç bulamadıkları için bunalıma girmişlerdir. Okumayı sırf iyi bir meslek sahibi olmak ve hayatını garanti altına almak düşüncesiyle hareket eden gençlik en ufak bir sıkıntı ile başarısızlıkla karşılaştığında yanlış yola sapabiliyor kendini eğitime adapte etmiş çevre ve aile baskısı altında kalan gençler zamanla bazı değerlere farkında olmadan kaybediyorlar, tevekkülü unutup her koşulda kazanacağım ilkesi ile hareket eder hata kabul etmezler. Bu baskı ve koruyucu önlemler mutlaka rahatlatılmaktadır. Burada ailelere önemli görevler düşmektedir. Şimdi sizlere ailesinden etkilenmiş iki gencin hayatını anlatacağım.
1.ailede ailenin çocuğa, büyük sevğiyle bağlamış, onu tam benimsemiştir. Tüm yaşamını çoçuğa göre düzenleyen aileler yalnız çocuğa için yaşıyor gibi davranırlar. Ve çocuğun bir dediğini iki etmezler. Böyle ailelerin ailelerin çocuklarında her şeye sahip olmalarından kaynaklanan kıymet bilmeme gibi davranışlar meydana gelir. Bu yüzdende bu gencin sorumluluk duygusu gelişmez.
2.ailede ölüm veya ayrılık nedeniyle bölünmüş ailelerde büyüyen çocukların gençlik çağında çok değişik uyum sorunları ortaya çıkabilmektedir babasız büyümüş genç erkek genellikle bir genç kızdan daha çok sorunlarla karşılaşır. Babasız büyümüş genç erkekler genellikle ailede babalık görevini üzerine aldığı için kendi ideallerinden vazgeçmiştir. işte size ailesinden etkilenmiş apayrı iki genci anlattım. Örneklerde de görüldüğü gibi gençlerin bunalıma girmesinin nedenleri; aile, çevre, ağır yaşam koşulları beklenmedik olaylardan oluşmaktadır. Bu yüzden de gençler kendilerine bir hedef belirleyemezler. Bunun sonucunda da idealsizlik ortaya çıkar. Uzun lafın kısası gideceğiniz yeri bilmiyorsanız vardığınız yerin önemi yoktur.
BENİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN HEPİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM.
egitimsizliktir hertürlü idea sızlıgı savunan arkadaşlara sormak lazım idea larla berabermi doguluyor düşünürsek aynı zamanda idea yı da egitim ögretiyor dolayısıyla idea egitimin peşinden gelir. bakınız hemen bir örnek verelim:namı diyar adolf hitler bir test yapıyor yeni dogmuş bır bebegi alıp bir odaya kapatıyor ve kimse ile konusturmuyor sadece yemek vs ihtiyaçları gıderılıyor yani sıfır egitim veriyor bakalım ne olacak dıye sonuç ise hezeyan çocuk kendini ifade edememekden çatlıyor konusamıyor ve ölüyor bugun gencler ancak egitimle kendilerini ifade edebilirler …nok ta.
adolf hitler hakkında biraz daha bilgi verirmisin bu konuyla ilgili. pek birşey bulamadımda internette
Bizde munazara yapıyoruz. Bizde gençliğin bunalımında eğitim noksanlığı etkendir savunuyoruz ve siz 1. olmuşsunuz bana biraz yardımcı olur musun lütfen cevap ver…
bence ideal yoksunluk ön plandadır çünkü insan ideali yani hedefi olmadığı sürece eğitime ihtiyaç duymaz
tesekkurler Elıf..:))
bizde münazara yapıyoruz konu gençlerin bunalımında ideali yokluk lütfen yardım edin
elif arkadaşıma sonuna kadar katılıyorum.yarın münazaramız var ve bizde konunun mantıklı tarafını yani eğitim noksanlığını savunuyoruz.savunduğumuz konunun doğru olduğunu bildiğimiz ve gündelik hayatta da eğitimin ne kadar önemli oldugunu gördüğümüz için kazanacağımızdan eminiz.Yaptığımız bu münazaraları bile bir ağitim aldığımız için yapabiliyoruz.Günlük yaşamda yaptığımız bütün işleri eğitim aldıgımız için yapabiliyoruz.örnek vermek günlük yaşamımızda ki çobanlk yapan insanlar o konuda belli bir eğitim gördükten sonra çobanlık yapıyorlar.çobanları asla küçümsemiyorum.Söylemek istediğim şey çoban koyunları belli bir eğitimiyle otlatıp bakıyor….gençliğin bunalımında eğitim noksanlığı etkendir diyorum…
arkdasım szın yaptıgnız munazara örengını bana a abırlmısn örengü duryorsa
bizde şimdi bir munazara yapıyoruz biz gençşiğin bunalımın da eğitimi noksanlığı etkilidir savunuyoruz bize biraz yardım edebilir misin? lütfen rica ediyorum cevap ver….!!!
bence kazanan değil kaybeden grub kazanması gereklidir çünkü bizde o konulu bir münazara yaptık ve biz kazandık şimdi sizlere metnimin birkaçını vereceğim
İdeallikten önce Eğitim ön plandadır. Eğitim almamış bir insanın idealleri ne kadar doğru olur orası tartışılır. Önce eğitim sonra ideallik, buna bağlı olarakta gençlerin idealleri eğitimden geçmektedir. Eğitimini iyi alan bir kişi, ideallerininde arkasında giderek hayatını düzene sokabilir. Eğitim almayan birisi ise, ideallerini gerçekleştirmek için uğraşır ve çabalarının sonucunda bunalır. Bir insanin hayatta basarili olabilmesi için yüksek bir hedef belirlemesi ve o hedefe dogru yürümesi gerekir. Rotasi olmayan yelkenliye, hiçbir rüzgâr yardim etmez.diyorum ve ekliyorum… eğitim ideallerden sonra seçeceği bir yoldur… gençliğin bunalımı dersek onun cevabı da eğitim eksikliğidir… bu eğitim sadece okuldaki eğtim değildir… en basitinden kendini çevrene tanıtabilmekte eğitim sonucu gelişir… bir işe başlama isteği değil kariyerli bir işe başlama bir idealdir… kariyer edinebilmek içinse öncelikle ideal sahibi olmak ve ardından kişinin kendini geliştirmesi, eğitmesi gerekmektedir…
kısaca eksik olan eğitimdir… bilinçsizliktir…
Hep deriz ya Eğitim şart diye.. Sizce Ülkemizdeki sorunların halledilmesi için eğitim yeterlimi…Son bi kaç aydır haberleri açmaya korkar oldum.. Cinayet, terör, katliam, kazalar, aile faciaları, magandalar ve binlercesi… Terörü saymıyorum bile o Türkiye’nin en büyük sorunu zaten…Eskiye baktığımda eğitim düzeyi daha çok arttı diye düşünüyorum. Ama baktığımda eskiye göre sorunlar daha çok büyüdü…Acaba gelen eğitimle birlikte insanlar çevreye ayak uydurma çabası içinde birbirine karşı sorumluluklarını unutur hale mi geldiler… Yada laik bi toplum olalım derken, insanların içine yerleşen özentilikle duygularımız mı köreldi.
Git gide değerlerimizi kaybetmeye başladık.. Rahat yaşamaya alıştıkça zorluklara karşı mücadeleci ruhumuz köreldi…Sizce tüm bunların nedeni nedir?? Bence İdeaLLer. Şuanda türkiyedeki EğitimLi İnsan Sayısı Bundan 20 30 yıL Önceye Göre Çok Çok iLerde. Ama GençLiğin haLini Görüyoruz. İdeaLsiz Bir Eğitim Sistemi ( Bizim Eğitim Sistemimiz) BöyLe Boş Bir gençLiğin Yetişmesine Ve BunaLımLara Açıktır. Hangimiz İdeaLLerimiz İçin okuduk o okuLLari. Daha 3 Yaında KreşLerde BaşLar.. SürekLi Yarış Ne oLmak istediğini biLmeyen ne yapmak istemediğini biLmez
Bu durumda verilecek cevap-bana göre- eğitim eksikliğidir. Şöyle ki; genç kişiyi bunalıma götüren konu, daha önce ailesi tarafından genç kişiye bilinçlendirilmemişse, aile onu yaşanacak bu tür vakaalara hazırlamamışsa genç kişi o sorunla yüzleşince sersemleşecektir. Aileler tarafından her türlü olumsuzluk aşılanmalıdır çocuğa… Genç kişi sorunlarla tek başına başa çıkamayacağını sanır ve bunalıma girer.
Sorun başkaları tarafından eğitilememek değil, kişinin kendisini eğitememesi !
Aklı başında mantıklı bir insan neyin ne olduğunu düşünemez mi bu kadar mı cahil ya da düşünüp de uygulayamaz mı soruyorum sizlere ?
İlk sorumu cevaplayayım önce, allah herkese akıl vermiş hepimiz dokuz aylık doğmuşuz illaki neyin doğru neyin yanlış olduğunu bulabiliriz bu hata yaparak da olsa!
ikinci soruya gelelim, düşündüğümüz şeyi uygulayabiliyor muyuz? hayır malesef, ya nefret ediyorum doğu-batı ayrımı yapmaktan ama yine 2 şekilde ele almak zorundayım.. Doğudaki eğitimin hep yetersiz olduğundan bahsedilir ki buna katılmıyorum asla. Daha kpss’den çıkar çıkmaz ilk atamaları doğu oluyor bir sürü öğretmenlerimizin, bilgileri taze insanları gönderiyoruz oraya hangi eğitimsizlikten bahsediyorsunuz???
Batıda ise almış başını gidiyor özentilik, ne düzgün bir dilimiz kalacak ne de insanımız. Baktığımız zaman çalışan kişinin yaşı 23 24ten başlıyor en az, eğitimini alıp işe atılmak ! Peki neden eğitimini alan bu insanların çoğu beyin göçü yapıyor, neden o bilgilerini ülkemizde kullanmak yerine yabancı ülkeler için sarfediyor ?? Burda ben insanlara kızmıyorum, tabii ülkemiz bu insanları el üstünde tutsa hakettikleri değeri görse o insanlar çok mu meraklı gitmeye. lazım olan arkdşlar burdan b,raz örnek alabilir İYİ GÜNLER…
elifcim bizde munazara yapıyoruz ve benim ismim kübra bizde gençliğin bunalımında eğitim noksanlığı etkendir savunuyoruz v siz 1. olmuşsunuz bana biraz yardımcı olur musun lütfen cevap ver….!!!
bu nasıl bişeydir ya. bu kızın ne dediği belli olmuyo. bi idealsizlik diyo. bi eğitimsizlik. :(
arkadaşım iki konuyuda açıkladı birz dikkat!!!