“Çanakkale Şuurdur, İmandır, İradedir”
“Çanakkale Şuurdur, İmandır, İradedir”
AK Parti Çorum Milletvekili Erol Kavuncu millî tarihimizin dönüm noktalarından birinin de yeniden doğuşun, yeniden şahlanışın destanı Çanakkale Zaferi olduğunu belirterek “İman ve istiklal şairimiz Mehmet Akif’in ‘Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer’ diyerek resmettiği Çanakkale, ecdadımızın vatan uğruna hiç düşünmeden şahadete yürüyüşünün adıdır” dedi.
Milletvekili Kavuncu, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü nedeniyle TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Kavuncu “Çanakkale şuurdur, imandır, iradedir. Çanakkale, on beşlik ana kuzularının geri dönmeyi düşünmeden gidip dönmedikleri nice güneşlerin battığı mukaddes bir yerin adıdır” ifadesini kullandı.
Kavuncu, açıklamasında şunları söyledi:
Kadim tarihimiz, vatanı ve mukaddesatı uğruna her türlü zorluğa göğüs geren şanlı ecdadımızın kahramanlık destanlarıyla doludur. Ecdadımız, tarihin hiçbir döneminde inancından ve bağımsızlığından taviz vermemiş, zulme asla boyun eğmemiştir. “Ölürsem şehit, kalırsam gazi” şuuruyla vatanın her karış toprağı için çarpışmış, ne pahasına olursa olsun canından aziz bildiği yurdunu düşmanlara çiğnetmemiştir.
Millî tarihimizin dönüm noktalarından biri de yeniden doğuşun, yeniden şahlanışın destanını Çanakkale Zaferi’dir. İman ve istiklal şairimiz Mehmet Akif’in ‘Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer’ diyerek resmettiği Çanakkale, ecdadımızın vatan uğruna hiç düşünmeden şahadete yürüyüşünün adıdır. Yedi düvele karşı iman ve inancıyla “Çanakkale geçilmez!” diyen aziz milletimiz, kendisine biçilen kefeni yırtarak, tüm imkânsızlıklara rağmen bir destan yazmış, dünyadaki dengeleri değiştirmiş ve tarihe yön vermiştir.
Çanakkale şuurdur, imandır, iradedir. Çanakkale, on beşlik ana kuzularının geri dönmeyi düşünmeden gidip dönmedikleri nice güneşlerin battığı mukaddes bir yerin adıdır. Çanakkale zaferi, imanın imkânı, ebabillerin filleri yendiği kutlu günün adıdır. Çanakkale, Yedi düvelden Müslümanları bitirmeye gelen zalimlere, İslam’ın yedi ikliminden gelenlerin verdiği en büyük derstir. Çanakkale, Ulubatlı Hasan ruhunun; Seyit Onbaşılarda, Kınalı Hasanlarda, Mehmet Muzafferlerde, Tophaneli Hakkılarda, Cevat Paşalarda dirildiği şanlı meydanın adıdır.
Çanakkale Zaferi; Irk, dil, meşrep, köken farklılıklarını ellerinin tersiyle itip mukaddesatları ve aziz bildikleri vatan için farklı coğrafyalardan gelerek mücadele edenlerin, şanlı ecdadımızın unutulmaz hatırasıdır. Çanakkale; Dinini, milletini, şeref ve izzetini korumak için şahadet şerbeti içenlerin, gazi olup varlığından geçenlerin hediyesi ve emanetidir.
Çanakkale Destanı; milletimizin azminin, vatan aşkının, bayrak sevgisinin önünde hiçbir gücün duramayacağını tüm dünyaya haykırışının sembolüdür. Ve Çanakkale, Tek dişi kalmış canavar Ehli Salibin çelik haçının şarapnele dönüşüp hayasızca, aziz Mehmetçiğin başına yağdığı melun bir haçlı seferidir. Dünya tarihine ve milletimizin gönlüne altın harflerle yazılan Çanakkale, aziz milletimiz için onur, gurur ve şeref nişanesidir. Sebep ve sonuçları açısından kıyamete kadar nesilden nesle aktarılacak mucizevi bir zafer, Asım’ın neslinin en güçsüz anında bile neleri başarabileceğinin kahramanlık destanıdır.
Türkiye’nin jeopolitik konumu ve içerdiği coğrafi potansiyeli, tarih boyunca bölgemizde siyasal, ekonomik ve kültürel yapıları şekillendirici bir rol oynamıştır. Zor ve kilit bir coğrafyadaki Anadolu’nun tapusunu elimizde tutabilmemiz için, Çanakkale’de sergilenen manevi ve millî dayanışma ruhunu her daim muhafaza etmemiz elzemdir.
Ortak görev ve sorumluluğumuz ise, şehitlerimizin kanlarıyla sulanan ve bizlere emanet edilen bu kutsal topraklara, aynı şuurla sahip çıkarak korumak ve bizden sonraki nesillere, daha güvenli bir şekilde devretmektir. Nasıl ki 106 yıl önce ecdadımız tarafından iman gücüyle bu ülke düşmanlardan kurtarılmışsa, bugün de Allah’ın izniyle vatanımıza göz diken şer odakları her daim aynı güçle bertaraf edilecektir. O gün Nusret gemisiyle zafere yürüyen Mehmetçik ne ise bugün de, İHA’sıyla, SİHA’sıyla, alperenleriyle dünyanın dört bir yanında teröre, istilaya, sömürüye karşı, insani değerleri savunan Mehmetçik odur.
1071 yılından bu yana şühedanın kanıyla sulanan Anadolu Coğrafyası, Akif’in, “Bedr’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi” diyerek methettiği ve “bir hilal uğruna batmayı göze alan güneşler” sayesinde bundan böyle de ebediyen yurt olarak kalmaya devam edecektir.
Çanakkale Destanını yazan şehit ve gazilerimizin mirasından ilham alarak 2023 hedefimize, dünya liderimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile emin adımlarla ilerlediğimiz bu günler; 2053 ve 2071 vizyonlarımıza ulaşacağımızın en büyük göstergesi, büyük ve güçlü Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğimizin teminatıdır.
Tarihinde birçok kez destanlar yazarak tarihin akışını değiştiren aziz milletimiz, 1071’de, 1453’te, 18 Mart 1915’te, 30 Ağustos’ta, 15 Temmuz’da olduğu gibi gerektiğinde destanlar yazmaya devam edecek, yeni ufuklara yelken açacaktır. Tüm engellemelere rağmen hem sahada hem masada güçlü Türkiye, yeni dünya düzeninde etkin ve sözü geçen bir ülkenin adı olmaya devam edecektir.
Bu gün hamdolsun, ülkemiz ve milletimizin aleyhine kurulan tüm oyunlar bozguna uğratılmaktadır. Türkiye, oyun kuran, oyunları bozan ve oyunları boşa çıkaran güçlü bir ülkenin adıdır. Nitekim Türkiye; Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’de, can Azerbaycan’da, İHA’larıyla, SİHA’larıyla, gemileriyle, ordusuyla, milletiyle sahaya indiği zaman tüm sinsi planlar oyunlar bozulmuştur. Artık Türkiyesiz oyun kurulamayacağı da anlaşılmıştır. Bölgesinde ve gönül coğrafyamızda barışın, huzurun ve güvenliğin yegâne adresi, sahada ve masada her alanda güçlü Türkiye’dir. Yeni yeniden büyük Türkiye tüm mazlum ve mağdur coğrafyaların da umudu olarak yoluna emin adımlarla ilerleyecektir.
Çanakkale Zaferi’nin 106. Sene-i devriyesinde, Çanakkale Destanı’nı yazan kahraman şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum.