‘Benim Annem Öldü Mü, Öldürüldü Mü?’
‘Benim Annem Öldü Mü, Öldürüldü Mü?’
Zafer Partisi İl Başkanı Bedii Onan, annesinin vefatından önce hastanede yaşananlara tepki gösterdi. Onan, “Benim annem öldü mü, öldürüldü mü? Cevap bekliyorum” dedi.
Daha önce annesinin hastalığı nedeniyle yaşadığı süreci aktaran Bedii Onan, annesinin vefatının ardından bir açıklama daha yayımladı. Annesine yanlış tedavinin uygulandığını belirten Onan, “Perşembe günü annemin hastalığı ve üniversite hastanesinde yaşananlar ile bir basın açıklaması yazdım. Bir kısım medya grubunda yer aldı. Ne yazmıştım; o gün hayatta olan, bugün ise hakkın rahmetine kavuşan annemin ve kız kardeşimin karşılaştığı davranışları ve hastanenin içinde bulunduğu durumu anlatmıştım. Hastanenin eğitim ve araştırma hastanesinden ziyade dert hastanesine döndüğüne dair vurguda bulunmuştum. Tıp fakülteleri siyasilerin ve varlıklı bireylerin müdahale ederek yönlendireceği hizmet alanları değildir. Bu alanlar eğitim kurumudur. İnsan hayatı ile alakalı eğitim veren güzide okullardır. Bu okullar işleyiş olarak biterse yarın muayene olacak hekim bile bulmak imkansız olacaktır. Siyaset ve ticaret odaklı zihniyet buralardan elini acilen çekmeli, bilim ön plana çıkarılmalıdır. Siyasetçi vasıtasıyla iş bulan vatandaşa, sendika kanalıyla iş ve emir verilemeyen memura, sahip çıkıldıkça, liyakat ve hakkaniyetin geri plana atıldığı, vicdan ve etik değerlerinin hızla deforme olduğu, aşındığı bir dönemi yaşamak zorunda kalıyoruz.
Yaşadıklarımızı perhiz ve lahana turşusuna mı benzetelim? Yoksa ben kalender meşrebim, güzel, çirkin aramam mı diyelim? Son söz olarak söyleyeceğim, hasta olan annem covid sebebiyle mi vefat etti? Yoksa normal vefat mı oldu? Hastanın, hastalık geçmişi değerlendirildi mi? Başka hastalıklar taşıyan hastalara, var olan örnek ölüm vakalarına rağmen, bu tür bir covid tedavisi neden uygulanır? Benim annem öldü mü? Öldürüldü mü? Cevap bekliyorum. Bu yazının tüm hukuki sorumluluğu tarafıma aittir” diye konuştu.
Sağlık sisteminin alarm verdiğini belirten Onan, şunları söyledi:
“Sağlık sistemi alarm veriyor. Özel sağlık kuruluşları kazanacağı maliyeti parayı ve ön plana çıkarıp çalışıyor. Devlete ait kamu be üniversite hastaneleri ise, kaderine terk edilmiş. Muayene için sıra almak zorundasın. Alırsan günlerce beklemeye mecbursun. Muayene günü geldi, bir de gelişmiş cihazlar ile tetkik günü bekleyeceksin. Bunların hepsini topladın geldin. Doğru teşhis konulursa, iyileşme imkanınız var. Yoksa ya inim inim inlersiniz ya da vakti ve saati gelince bir imam eşliğinde kara toprağın bağrına ulaşırsınız. Fatih Terim ve futbolcusu covid oldu. Bir tepki verdi ve ligler tatil edildi. Terim en iyi hastanede tedavi oldu ve çıktı. Keza Rüştü Reçber ve Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böçek de tedavi oldu. Bu ne özen, bu ne ihtimam? Paramız var. Şöhretimiz var. Etiketimiz var. Bizim neyimiz var? Elimizde bir nüfus kimlik kartımız var. Kaldıkları yerden yaşama devam ediyorlar. Ya biz veya bizim gibiler? Aile mensupları ve yakınları, hali vakti yerinde olmayanlar, iki kelimeyi yan yana getirip, derdini anlatamayanlar? Cebinde ilaç parası olmayanlar? Ne olacak bizim halimiz? Cevabı hazır, sonumuz kara toprak. Varlıklı ve güçlünün yeri evinde ve yazlık mekanlarda keyfine, keyif katmak.”