Yeni Yılda Öğrenci ve Velileri Nelere Dikkat Etmeli?
Yeni Yılda Öğrenci ve Velileri Nelere Dikkat Etmeli?
Yeni eğitim ve öğretim yılı başladı. Peki, yeni yılda hem öğrenciler hem de veliler nelere dikkat etmeli? Özel Pınar Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Engin Kantemir, Psikolojik Danışmanlar Büşra Duran, Mustafa Şakar ve Selman Şarlavuk, bu soruyu ilkokul, ortaokul, lise öğrencileri ve velileri için yanıtladı.
2022-2023 eğitim ve öğretim yılı geçtiğimiz hafta başladı. Binlerce öğrenci okula başlamanın heyecanını yaşarken, milyonlarca öğrenci de okul sıralarına dönmenin heyecanını yaşadı.
Özel Pınar Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Engin Kantemir, Psikolojik Danışmanlar Büşra Duran, Mustafa Şakar ve Selman Şarlavuk, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencileri ile velileri için tavsiyelerde bulundu.
Okula Yeni Başlayan Çocuk İçin Neler Yapılmalı?
Okula yeni başlayacak çocuklar için velilerin çocuğu bu sürece hazırlaması gerektiği belirtilirken, uyum sorunu yaşayan çocuklar için velilerin kararlı bir tutum sağlamaları gerektiği vurgulandı.
Özel Pınar Eğitim Kurumları Rehber Öğretmeni Engin Kantemir, Psikolojik Danışmanlar Büşra Duran, Mustafa Şakar ve Selman Şarlavuk, şu tavsiyeleri verdi:
“3-7 yaş grubu ayrılık kaygısı barındırdığı için velinin psikolojik ve fiziksel olarak çocuğu hazırlaması gerekmektedir. Anaokulu için uyum süresince evden ayrılışlarda çocuğa okul ortamını, içerde yapabileceği aktiviteleri, kendi okul anılarına dair komik anılarını anlatabilir, yanında belirli bir süre oyuncak getirmesine izin verilebilir(kendini güvende hissetmesi için). Bunun yanı sıra ebeveyn bir ritüel oluşturabilir; günlük sarılma, farklı bir vedalaşma, muhakkak öpücük gibi. Kesinlikle okulun bitiş saati ile ilgili yalan söylenmemeli ve veli çıkışta onu almaya geleceğini, çıkış saatine yakın onu bekleyeceğini bildirmelidir.
Kriz durumu yaşayan çocuklar için velinin okuldan yavaş uzaklaşması istenebilir. İlk hafta bir saat kantinde bekleme, 2.hafta bahçede bekleme ve çocuğun bunaldığı zamanlarda veliyi görmesini sağlama gibi.
Bunun dışında uyum problemi yaşayan diğer yaş grubu ise 1.sınıflardır. Okula oyuncak getirme dışında benzer uyum davranışları 1.sınıflara da gösterilebilir. Öğretmenin ve velinin muhakkak kararlı davranması gerekmektedir. Çocuğun okulda kalmak istememesi velinin bugünlük okula gelmesin, evde kardeşiyle oynasın gibi düşüncelere dalmasına sebep olabilir. Unutulmamalıdır ki kararsız veli davranışı, çocuğun istediği zaman ağlama ile okul veya ev arasında tercih yaptırabileceğini göstermektedir.
Çocuklarımız için kaygılanıyoruz. Unutmamak gerekir ki sizler de öğrenci olarak bu yollardan geçtiniz. Bunu en az travmatik şekilde atlatabilmek aile içerisindeki iletişime yansır.”
Ergenlik Dönemine Dikkat
İlkokuldan ortaokula geçen öğrenciler için velilerin ergenlik döneminin dikkate alması gerektiği ifade edildi.
Ortaokula geçişlerde başarı düşüşlerinin yaşanabileceğine dikkat çekilirken, velilere ve öğrencilere şu tavsiyelerde bulunuldu:
“İlkokuldan ortaokula geçişte öğrenciler kırılma yaşayıp zorlanabilir. Bu dönemde çocuklara karşı ailelerin ve öğretmenlerin daha anlayışlı olması gerekmektedir. Aileler çocuklarını daha çok dinlemeli, ergenlik dönemine özgü bir takım davranış değişiklikleri hoş görülmelidir. Bu dönemde çocuklarda meydana gelen değişiklikler çocuğun ortama uyum sağlamasını zorlaştırdığı için beşinci sınıfa geçen öğrenciler için de uyum programının yapılması aileler için son derece faydalı olacaktır. Öğrenme becerisinin iki temel etkeni en aktif şekilde ilkokulda uygulanır.
İlkokula başlayan çocuk dört yıl boyunca tek öğretmenin yönlendirmesine, ilgisine alışır. İlkokul öğretmenlerinin büyük bir çoğunluğu, ana kucağından aldığı çocukların, okuma yazmayı öğrenmesine, yeteneklerini sergilemeye başlamasına ve gözünün önünde gelişip büyümesine şahitlik eder. Genellikle ilkokul yılları boyunca öğrencilerle öğretmenleri birbirlerine sevgi bağları ile bağlanır, bakışarak anlaşır. İlkokul öğretmeninin öğretimle ilgili görevi çocuklara okuma yazmayı öğretmek, okuma alışkanlığı kazandırmak, matematiksel işlem becerisi kazandırmaktır. Eğitimle ilgili görevleri ise çocuğun içinde bulunduğu toplumla ve arkadaşları ile doğru ilişkiler kurması, çevreye duyarlı olması, düzenli çalışma alışkanlığı edinmesi, sosyal, sportif alanlarda yaptığı çalışmalarla kendisini ifade etmesini sağlamaktır.
Öğrenme becerisinin iki temel etkeni en aktif şekilde ilkokulda uygulanır. Birinci etken öğrenci ile öğretmen arasında kurulmuş olan sevgiye dayalı iletişimdir. İkinci etken ise öğretmenin bugün verdiği ödevin yarın kontrol edileceği bilinciyle öğrenci tarafından günü gününe yapılmasıdır.
Ortaokula geçişte başarı düşüşleri yaşanıyor. Ortaokula başlayan öğrenci için en büyük değişim sorumlu olduğu tek öğretmenden, kendisini tanımayan ve yeterince sorumluluk hissetmediği çoklu öğretmenli sisteme geçiştir. Çok öğretmenli sistemde öğrenci dersine yeni giren, tanımadığı öğretmenlerden öğrenmeye, onların isteklerini yerine getirmeye hevesli olmaz. Ortaokulların dersine giren branş öğretmeni ise okulda çok sayıda öğrencinin dersine girmek zorunda olduğundan öğrencilerini daha yakından tanımaya ve onların kişisel özelliklerini keşfetmeye zaman bulamaz. Dolayısıyla öğrencileri ile ilişkileri sınırlı olmak zorunda kalır, aralarında yeterli sevgi köprüsü kurulamaz. Çocuk herhangi bir nedenle ilişki kurduğu ve kendisini sevdiğini düşündüğü öğretmenin dersini çalışmaya istekli, ilişki kuramadığı öğretmenin dersine çalışmaya isteksiz davranır. Ayrıca öğretmenlerin verdiği ödevleri verildiği gün değil, gerekli olduğu gün yapan öğrenciler için öğrenme işlemi gerçekleşmez ve ilk başarı düşüşleri yaşanmaya başlar.
Sürekli çocuğunu başarılı görmeye alışmış veliler için çocuğunun başarısız olduğunu görmek velinin telaşlanmasına neden olur. Bu süreçte velinin gösterdiği tepki ya çocuğun çalışmalarını destekleyici olup başarılı olmasına ya da kendinden ümidi kesip başarısız olmasına neden olur.
Ortaokula başlayan çocuğunuzdan ilk günden haftalık ders programı doğrultusunda günlük çalışma programı oluşturmasını isteyiniz. Program oluşturmakta güçlük çeken çocuğunuza sizde destek olun.
Günlük çalışma programı oluşturulurken sırasıyla günü tekrarı, ödevler ve ertesi gün işlenecek derslere hazırlık için yeterli süreleri ayırınız. (Bu sıralama öğrenmenin pekişmesi için gerekli sıralamadır.)
Öğrencinizin yaptığı programın bir örneğini de siz alarak onun çalışma programına uyup uymadığını denetleyin ve gerektiğinde uyarın.
Öğrencinizin çalışma alışkanlığı edinmesi için 21 gün kuralını uygulayınız. 21 gün süreyle aynı saatlerde aynı işi yapan insan o işte alışkanlık edinir ve düzenli olarak yapmaya başlar.
Çocuğunuzun öğretmenleri ile düzenli aralıklarla görüşmeye özen gösterin ve onların önerilerini uygulayın.
Öğrenciniz her hangi bir sınavda başarısız olduğunda ona büyük bir kabahat işlemiş gibi davranmayınız, başarısızlığının nedenlerini sorgulamasını sağlayınız. Düzenli çalışmadığı için başarısız olmuşsa çalışması için gerekli denetiminizi artırınız. Çalıştığı halde başarısız olmuşsa ona nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun.”
“Liseye Geçen Öğrencilerde Sosyal Medya Bağımlılığına Dikkat Edilmeli”
Liseye geçen öğrenciler için ise sosyal medya bağımlılığına dikkat çekilirken, velilerin aşırı tutumlardan vazgeçmesi, dengeli bir tutum izlemesi gerektiği belirtildi.
Liseye geçen öğrenciler ve velileri için ise şu tavsiyelerde bulunuldu:
“Öğrencilerin televizyon (diziler, magazin vb programlar) sosyal medya, spor (özellikle futbol) vb. konulara çok zaman ayırmaması bunlara bağımlı hale gelmemesi konusunda velilerin uyanık olması gerekir.
Öğrencilerin liseye başlamasıyla beraber dünyaya bakışı ve farkındalıkları değişmeye başlar. Bu değişimin sağlıklı şekilde olabilmesi için velinin aşırı tutumlardan ( çok özgür bırakmak yada çocuğu çok sıkmak gibi) kaçınarak dengeli bir yol bulması gerekir.
Özellikle lise çağındaki gençlerde akran baskısı çok sık görünür ve genellikle akranlar arkadaşlarını kendilerine benzetmeye çalışır. Velinin bunun farkına vararak öğrencinin arkadaş çevrisine dikkat etmesi faydalı olabilir.
Özellikle sigara gibi bağımlılık yapan maddeler başlama yaşı ortaokul yaşlarına kadar düşmektedir, bu konularda bilgili olmak gerekir.
İçgüdüsel olarak her anne baba çocuğunun iyi ve mutlu olmasını ister ve bunun için elinden geleni yapar. Velilerin bu çabayı gösterirken içinde bulundukları ekonomik ve kültürel gerçeklikleri unutmaması gerekir.
Özellikle bu yaşlardaki gençlerin hayatı doğru algılamalarını sağlamak için titiz olmak çocuğun istediği her şeyin alınmasının ya da yapılmasının belli bir aşamadan sonra çocuğu mutlu etmeyeceğinin farkına varmak gerekir.
Çocuğunuz eğer çevresi ve okuluyla ilgili sıkıntılar yaşıyorsa olaylara tarafsız gözle bakmaya çalışın ve çocuğunuza da bunu hissettirin. Ailenin verdiği aşırı güven ve koşulsuz destekle sürekli kendini haklı gören çocuk belli bir aşamadan sonra bu tutumunu aileye karşıda kullanacaktır.
Bireylerde gençlik yaşlarında akılcı sağduyulu davranışlar gelişmemiştir. Bu tarz davranışların gelişmesi ve yetişkin seviyesine çıkması için zaman ve tecrübe gerekir. Bundan dolayı çocuklarınızda bazen yalan söyleme, aşırı sinirli olma, karşı gelme, kavga etme vb istenmeyen davranışlar olabilir. Böyle durumlarda paniğe kapılmayın, çocuklarınıza sağlıklı düşünme ve davranma konusunda yardımcı olun.
Çocuğunuzun birtakım davranışlarında aşırılık ve süreklilik görüyorsanız ( aşırı heyecan, korku, stres, gereksiz yere yinelenen davranışlar, aşırı temiz olma – temizlik yapma vb.), bir rehber öğretmen ya da psikologla görüşmeniz faydalı olacaktır.”