“Türkmenler Ölüm Tuzağına Sokulmuş ve Vahşet Çemberine Alınmıştır”
Türk Kamu-Sen Türkmenlere yapılan saldırıları doğrultusunda devleti, hükûmeti, Bülent Arınç’ı ve IŞİD’i hedef aldı
Türk Kamu-Sen bugün düzenlediği basın toplantısında Türkmenlere yapılan saldırıları doğrultusunda devleti, hükûmeti, Bülent Arınç’ı ve IŞİD’i hedef aldı. “Türkmenler ölüm tuzağına sokulmuş ve vahşet çemberine alınmıştır” diyen Mahmut Alparslan soydaşlarımızın müslüman türk milletinin meshebi inancı ve düşüncesi ne olursa olsun yok edilmesine asla seyirci kalmayacaklarını söyledi.
Yapılan açıklamada “Bugün yine içimizin kan ağladığı, içimizin derinden yandığı aziz Türk Milletinin vicdanının ve yüreğinin titrediğini hissediyoruz. Malesef son birkaç yüzyıldır var olduğu her yerde şiddete zülme ve işkenceye maruz kalan tek suçu Müslüman Türk kimliğine sahip olmak olan ister şii ister alevi ister sünni isterse Türkmen olsun kaderi Doğu Türkistan’da, Azerbeycan’da, Çeçenistan’da, Bosna’da, Kerkük’te, Musul’da, Telafeder de hep kan ve gözyaşı olan Türk Milleti asırlar boyu Müslüman Türk kimliği ile yaşamanın bedelini canlı ve kanalıyla ödemeye devam etmektedir.
Irak’taki Türkmen kardeşlerimiz yüzyıllar boyuca büyük acılar yaşamış, büyük mağduriyetler yaşamış, toprakları ellerinden alınmış, özellikle 2. Körfez savaşından sonra Türkiye’nin kırmızı çizgilerine sahip çıkamaması neticesinde tamamen yok sayılmışlardır. Devletimiz ve hükümetimiz bu güne kadar Iraklı Türkmen kardeşlerimize göstermediği desteği ve sahiplenmeyi bir an önce göstermelidir.
Aynı durum Suriye Türkemenleri için de geçerlidir. Suriye’de 3 milyonun üzerinde Türkmen nüfus olduğu bilinirken, Suriye konusunda konuşulurken, basınımız, kamuoyumuz ve hükümetimiz tarafından Türkmenlerin dile getirilmemesi, sahiplenilmemesi kabul edilemez bir durumdur.
Suriye’nin kuzeyinde ve tamamında Türkmen nüfusu; kürt nüfusundan kat be kat fazla olmasına rağmen, PKK kontrolünde PYD önderliğinde, Suriye’de özerk bir kürt devleti kurulma çalışmaları basınımız tarafından sıkça dile getirilirken, Türkmenlerin varlığından ve özerkliğinden kimse bahsetmemektedir.
Vahşi terör örgütü Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) isimli şebeke Irak Türkmenlerini can evinden vurmak, hayat ve varlık haklarını imha etmek için harekete geçmiştir. Allah korkusundan ve insan sevgisinden mahrum barbarlar Türkmenlerin ismet-i haremine musallat olmuşlardır. Her gün patlayan bombalarla ve sistematik şiddet eylemleriyle toplu ve kitlesel kıyıma maruz kalan soydaşlarımız vahim bir karanlığın içine sürüklenmektedir. Türkmenler ölüm tuzağına sokulmuş ve vahşet çemberine alınmıştır.
Maalesef bu vahşete kârşı müslüman devletler sağır, Birleşmiş Milletler kör, Türk hükümeti sessiz ve çaresiz kalmaktadır. Oysa sınırlarımızın hemen yanı başında yaşayan bu soydaşlarımıza kardeşlerimize sahip çıkmak Türk milletinin ve insanlığın bir mecburiyeti olmazsa olmazıdır. Açıkça ifade ediyoruz ki buna seyirci kalmak ne bir insan olarak ne de müslüman olarak mümkün değildir. Nerede bir müslüman yaşıyorsa orayı kendi derdi gibi görmesi gereken “Fırat kıyısında bir kurt kapsa koyunu, korkarım ki Allah Ömer’den sorar onu” diyen bir dinin mensupları olan siyasi iktidar ne hikmetse Sudan’a, Mısır’a, Filistin’e, Somali’ye gösterdiği samimiyeti ve gayreti Türk milletinin yaşadığı coğrafyaya da göstermekten imtina etmektedir. Acaba bu insanların tek suçu Türk olmak mıdır yoksa siyasi iktidarın zihnine yerleşen milli kimliğe ve “Türk” kavramına olan düşmanlığı mıdır ?
Türkiye Kamu-Sen olarak yanı başımızda soydaşlarımızın müslüman Türk milletinin meshebi, inancı ve düşüncesi ne olursa olsun yok edilmesine asla seyirci kalmayacağız. Uluslararası sözleşmelerde Türk toprağı olarak kabul edilen bir büyükelçiliğimize konsolosluğumuza yapılan bu saldırıyı ve çoluk çocuk demeden 49’un üzerinde vatandaşımızın esir alınmasını tek amaçları ekmek parası kazanmak olan şoförlerimizin rehin tutsak olarak tutulmalarını asla kabul etmiyoruz.
Herkes bir kez daha bilmelidir ki devlet olmak Fransız cumhurbaşkanı söylediği gibi “Nerede bir Fransız varsa Fransa orasıdır” anlayışına sahip olmaktır. Biz de Türkiye Kamu-Sen olarak diyoruz ki: Devlet olmak nerede bir Türk varsa, nerede ezilen bir soydaşımız dindaşımız varsa onun derdine çare yarasına merhem olmaktır.
Meshebi, meşrebi belli olmayan sözde şeriatçı mücahit ama aslında eli kanlı katil guruhu olan IŞİD ve türevi militanlara asla pabuç bırakılmamalı emperyalistlerin oyunlarına izin verilmemelidir. Siyasi iktidarın sözcüsü olarak ortaya çıkan ancak bizce hangi malum çevrelerin sözcülüğünü yaptığını çok iyi bildiğimiz Bülent Arınç’a bir kez daha hatırlatıyoruz Kerkük ve Musul başka ülkelerin toprağı değil öz ve öz Türk yurdudur. Bir milletin sınırları konsolosluk ve büyükelçiliğinden başlar, Türk milletinin Türkmenlerin ve Doğu Türkistan’da yaşayan soydaşlarımızın yaşadığı zulüm ve çileye sessiz kalması asla mümkün değildir. Mısır’daki din savaşlarının Suriye’deki meşrep savaşlarının bir parçası haline gelen siyasi iktidar Irak’ta yaşanan bu zulüm karşısında başını kuma gömerek asla sorumluluğundan kaçamaz. Türk milletinin devletin temsil eden siyasi iktidara düşen görev sınırları dışarısında yaşayan soydaşlarımızın yapılan her türlü haksızlığın sınırlarımız içerisinde yaşayan vatandaşlarımıza yapılan muameleyle eş anlamlı sayılarak gereken cevabı verileceğini dosta düşmana açıkça ilan etmesidir. Türkiye Kamu-Sen olarak dünyanın neresinde olursa olsun dininden meshebinden kimliğinden dolayı hayatını kaybeden tüm Müslümanlara Allah tan rahmet diliyor geride kalanlara sabır temenni ediyoruz. Allah mazlum ve mağdur Türk milletinin yardımcısı olsun” denildi.