“Türkiye Olası Afetlere Hâlen Hazır Değil”
“Türkiye Olası Afetlere Hâlen Hazır Değil”
DEVA Partisi uzmanlardan oluşturulan bir ekiple afet yönetimine ilişkin bir rapor hazırlayarak önerilerini TBMM Deprem Araştırma Komisyonu’na sundu.
Çalışmaya ilişkin açıklama yapan DEVA Partisi İl Yerel Yönetimler ve Şehircilik Politikaları Başkanı Gökhan Kabakdere “Son İzmir depremi de gösterdi ki olası afetlere karşı gerekli tedbirler hâlen alınmış değil. Yapı stokunun gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi, deprem öncesi riskleri azaltma, deprem anı ve sonrası kriz yönetiminde yeni bakış açılarına ihtiyaç var” açıklamasını yaptı.
En kalabalık kenti İstanbul dâhil olmak üzere pek çok şehri ve bölgesi ciddi bir deprem tehdidi altında bulunan Türkiye’de yeterli bir afet yönetim kapasitesinin hâlâ geliştirilememiş olması Demokrasi ve Atılım Partisi’ni (DEVA) harekete geçirdi. Yerel Yönetimler ve Şehircilik Politikaları Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen’in önderliğinde uzmanların yer aldığı bir ekip oluşturan DEVA Partisi bu konuda kapsamlı bir rapor hazırlayarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Deprem Araştırma Komisyonu’na sundu.
Çalışmada afet yönetim kapasitesini geliştirmek için afet öncesi hazırlıklar, afet sırasında ve sonrasında atılacak adımlar ayrıntılı bir şekilde ele alınıyor. Afete en etkin şekilde müdahale edilmesini ve yaraların hızla sarılmasını destekleyecek yapılanma ve örgütlenmenin yanı sıra, yasal mevzuatın iyileştirilmesi konusunda da öneriler yer alıyor. DEVA’nın çalışmasında afet yönetim süreçlerinde sadece merkezi planlamaların yeterli olmayacağı, yerel yönetim kapasitelerinin daha fazla devreye girmesi gerektiği vurgulanıyor.
‘Bütüncül Bir Afet Yönetim Modeli ve Yapılanması Şart’
Raporla ilgili bir açıklama yapan DEVA Partisi Yerel Yönetimler ve Şehircilik Politikaları Başkanı Gökhan Kabakdere şunları söyledi:
Ülkemizin etkili deprem kuşakları üzerinde olduğu, ancak olası afetlere karşı gerekli tedbirlerin yeterince alınmadığı hususu, son İzmir Depremi ile bir kez daha görünür olmuştur. Olası İstanbul Depremi de dâhil olmak üzere, deprem riski altında bulunan şehirlerimizin ve kırsallarındaki yapı stokunun ciddi bir yaklaşımla gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi, deprem öncesi riskleri azaltma, deprem anı ve sonrası kriz yönetiminde yeni bakış açılarına ihtiyaç vardır. Bu alanlarda yapılacak tüm iyileştirmelerin bütüncül bir afet yönetim modeli ve kurumsal yapılanması gerektirdiği açıktır. Afetlerin yerinden yönetimi anlayışını merkeze alan, sivil toplumun güçlü katılımını öneren, dünya örneklerini dikkate alan önerilerimizin bu konudaki tartışmalara katkı sağlayacağına inanıyoruz. Hepimizin ortak temennisi Türkiye’nin olası doğal afetleri mümkün olan en az can kaybı ve zararla atlatması ve yaralarını hızlıca sarabilmesidir. Yaptığımız çalışmanın ülkemiz için hayırlı ve yararlı olmasını diliyoruz.