‘Türkiye, Bölgenin İhracat Merkezi Haline Geliyor’
‘Türkiye, Bölgenin İhracat Merkezi Haline Geliyor’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Türkiye’nin bölgede ihracat merkezi haline gelmeye başladığını, dış ülkelerin bunu engellemek için girişimlerde bulunduğunu söyledi.
Çorum’daki bir otelde düzenlenen 2023’e Doğru Şehir Buluşması programı kapsamında kente gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, toplantıda bir konuşma yaptı.
“Ekonomik Sorunlar Var Ama Hızla Çözülüyor”
Türkiye’nin ekonomik sorunlarının olduğunu, ancak bu sorunların hız çözüldüğünü vurgulayan Demiröz, “Ekonomik sıkıntılar var ama süratle çözümleniyor. Meclisimiz açıldı. Yaz aylarında sahada gördüğümüz eksiklikleri not aldık. Onlarla ilgili milletvekili kardeşlerim, arkadaşlarım kanun tekliflerini hazırladılar. Yakın zamanda ki önümüzdeki hafta büyük ihtimalle bu yasalar süratle çıkarılacak. Türkiye ekonomisi büyüyor” diye konuştu.
“Türkiye, İhracat Merkezi”
Türkiye’nin ihracat merkezi olma yolunda olduğunu vurgulayan Demiröz, “Türkiye şuanda ihracat merkezi olmak üzere. Çin’deki sıkıntılar ve Avrupa’nın içine düştüğü ekonomik buhran Türkiye’yi öne çıkardı. Ama bizim yapacağımız her şeyi üretip ihraç ederken yurt içindeki ihtiyaçlarımızı unutmamak. Onun için bazı mallarda yurtiçinde kullanılacak kadar kota koymak ve ona göre izin alarak ihraç edilmesini sağlıyoruz. Üretimimiz artıyor. OSB’lerde bir karış toprak yok. Süratle OSB’ler ve Endüstriyel Sanayi Bölgeleri oluşturuyoruz” ifadelerini kullandı.
Dünya gündeminde tartışılan konulara da değinen Vedat Demiröz, şunları söyledi:
“Dünya coğrafyasında son yıllardaki gelişmeleri hepiniz takip ediyorsunuz. Ülkemizin saygınlığının nereden nereye geldiğini, 100 milyon dolar istediğimiz yıllardan bugün hangi döneme geldiğimizi ve ‘gelecek yüzyıl Türkiye yılı olacak’ diyen bir Cumhurbaşkanımız var. Onun liderliğinde ülkemiz dünyadaki saygınlığını çok çok daha ileri götürüyor. Rusya-Ukrayna savaşında herkes bir tarafı tutarken Türkiye yürüttüğü politikayla savaşı önleyecek, barışı sağlayacak hareketlerde bulundu. Onu da başardı. Gıda sıkıntısını gidermek için anlaşmalarda her ülkeyi de masaya oturttu ve Birleşmiş Milletlerin gözü önünde bunu sağladı. Esirlerle ilgili her iki tarafta yakalanan esir değişimiyle ilgili mübadeleyi sağladı. Şimdi inşallah bu barışı da Türkiye sağlayacak ve onun lideri Recep Tayyip Erdoğan sağlayacak.
Dün akşam televizyonlarda izlediniz. Avrupa Siyasi Topluluğu Toplantıları vardı ve orada Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa’daki başkanlarla olan diyaloglarını seyrettik. Türkiye artık üzerinde oyun oynanacak bir ülke olmaktan çıkmıştır ve Türkiye masada oyun kuran ülke haline gelmiştir. Artık dünyadaki ve bölgemizdeki bütün kararlarda Türkiye’nin mutlaka bilgisi alınacak onun görüşü alınacak ve ona göre karar verilecektir.
Geçtiğimiz hafta sonu Hollanda’ya gitmiştik. Orayı da izledik. Ekonomik olarak siyasi olarak. İnanın ülkemizin durumu çok çok daha iyi. Her yönden iyi. Onlar da çok sıkıntıda. Milli gelirleri yüksek. Onun için yaşanabilir bir ülke olan Türkiye, satın alma parametresiyle dünyanın 10. Ülkesi. Yani gelirimize göre dünyada en iyi yaşanabilecek 10. ülke. Hamdolsun sıkıntılarımız yok değil mi var. Ama bugün her kişinin istediği şeyi sahada, pazarda bulabilme imkanı var. Avrupa bunu kaybetti. Kışa giriyoruz hepsi telaşta. Bu yılın sıkıntısı doğalgaz ve yakıt sıkıntısı. Ama Türkiye bu krizi öyle bir noktada durarak aştı ki inşallah biz bu sıkıntılardan zarar görmeyeceğiz. Dün bile enerji bakanlığımız Azeri gazının 2 katına çıkarılmasını sağladı.
Türkiye 54 yıldır Avrupa Birliği’ne alınmıyor. Alınmamasının nedenini herkes biliyor. Ama bilsinler ki Türkiyesiz Avrupa olmaz. Bizim ticaretimizin yüzde 50’si Avrupa ile. Bütün dünya buna şahit olduğu halde biz 54 yıldır Avrupa Birliği’ne alınmıyoruz. Ama şimdi gelince, ‘Rusya’ya ambargo uyguluyoruz, yaptırımlar yapıyoruz siz niye yapmıyorsunuz?’ Sizler bizi 54 yıl kapınızda bekletirseniz biz de buna uymayız. NATO, biz müttefikiz. Yıllardır müttefikiz. Ama öyle bir tutum içerisindeler ki Patriot isteriz vermezler, S-400 alırız, ‘Niye aldın’ derler. F-35’lere 2,5 milyar dolar yatırdık NATO ülkesiyiz, biz de ortağız birlikte proje yapalım deriz. Oradan da çıkarırlar. ‘Paramızı verin’ deriz vermezler. Yerine F-16 verin, onda da nazlanırlar. Ama bunlar bizi böyle yapa yapa kendi tankımızı topumuzu denizaltımızı silahımızı hatta hatta uçaklarımızı inşallah kendimiz yapacağız. Savunma sanayinde yüzde 75’leri aştık üretim olarak.
Ülkemiz büyük bir ülke. Avrupa Birliğine girdiğimizde Avrupa Birliğinin toprak bütünlüğü olarak en büyük ülkesi olacağız. Nüfus bakımından Almanya ile birlikte aynı 85 milyon çalışan insanımız olacak. Bu nedenle ülkemizi sevelim. Bu ülkeyi 20 yıldır idare eden ve projesi, programı elinde olan AK Parti’ye desteğimizi devam ettirelim. Çünkü inanın diğer partilerde laftan başka bir şey yok. Bunu İBB’de gördünüz. Bizim demokrasiye saygımız sonsuz. O sandıktan ne çıkıyorsa eyvallah. Ama gelenler sadece laf ürettiler. Ellerinde hiçbir projeleri yoktu. 4 yıl geçti ortada elle tutulacak hiçbir hizmet yok. Merkezi hükümet, hem Türkiye’nin idaresini hem de belediyelerin yapacağı hizmetleri yapıyor.
Onun için çıkıyorlar bir başka laf. Hiç ortada olmayan başörtü meselesini gündeme getiriyorlar. O da laftan. Kanun çıkaralım. Bugün Türkiye’de başörtü problemi yok. İsteyen örtüyor, isteyen istediği gibi giyinebiliyor. Ama Cumhurbaşkanımız davet etti, buyurun anayasayı değiştirelim dedi. Göreceğiz önümüzdeki günlerde telaş sardı zaten. Türkiye lafla yönetilmez.
Türkiye bütün dünyanın gözü üstünde olan bir ülke. Siyasi baskılarla, bir tarafta güney doğu bir tarafta orta doğu çatışmaları izliyoruz. O bölgenin 2010’dan 2020’lere kadar nereden nereye geldiğini, Türkiye’nin kardeşliği nasıl tesis ettiğine şahit oldum. Mücadele devam ediyor. Kürt kardeşlerimizi hep yalan ve aldatmayla bu hale getirdiler. PKK’nın Kürt diye bir derdi yok. Bizim Kürt kardeşlerimizin PKK diye bir problemi var. PKK’yı kuran da belli DEAŞ’ı kuran da belli. Şuanda onlara silah veren de belli. Birini alıyor birini veriyor. Bütün amaçları Türkiye’yi bir sarmala almak.
Yunanistan şimdi, İstanbul kadar bir ülkeyi, NATO ülkesi, üzerimize saldırtıyorlar. Yunanistan dediğiniz nedir? 450 milyar Euro borcu olan ve kendi emekli maaşını ödeyemeyen bir ülke. Durup dururken adalar silahlandırılıyor. Elimizi atsak namluya değecek. Hiç güvenmesin. Ne Amerika’ya ne Fransa’ya güvensin. Yunanistan’da yaşayan insanlar ülkelerinin satıldığını, tamamen başkalarının egemenliği altlarına girdiğini bilmeleri lazım. Yunanistan’ın kendi kendisini demokrasiye ve eski durduğu noktaya getirmesi lazım. Adalar silahlanmış kime karşı? Adaların karşısında Rusya mı var? Türkiye var. Rusya’ya karşı yapıyorsan Rusya’nın karşısında Türkiye var. Ama maalesef Türkiye’nin ticaret noktasında, ihracat noktasında Türkiye’nin odak noktası haline geldiğini gören dış güçler bizi böyle bir ateşin içine çekme çabaları var. Ama Türkiye eski türkiye değil. Oyuna gelebilecek bir ülke değil. Topraklarımızdan bir karış vermeyiz ama öyle eskisi gibi üzerimize de oyun oynatmayız. Yunanistan’da kendine çeki düzen verecek. O da görecek. Yunanistan’daki aklı selim insanları bunu çok iyi biliyor.
Yunanistan da Kıbrıs’ı kışkırtıyor. Kıbrıs’ta dün akşam çıkmış bir tane sözde Türk milletvekili Recep Tayyip Erdoğan’ atıp tutuyor. Biz, 1974’ten beri sıkıntılarımızın bir kısmını Kıbrıs için çekiyoruz. Oradaki soydaşlarımız için çekiyoruz. 50 yıldır çekiyoruz 50 yıl daha çekeriz. Ama elinizi vicdanınıza koyun. Bu ülke size yıllardır en az 300 milyon dolar her yıl destek sağlıyor. O milletvekiline sormak lazım dolarla aldığı maaşı kimden alıyorsun? Sana maaş ödeyen ülke kim? Önce buna cevap ver sen. Biz çok fatura ödedik. Kimseye de böyle ucuz yönden tetikçilik yaptırmayız.”