“Türk Milliyetçiliği Yüksek Türk Ülküsünün Mimarıdır”
“Türk Milliyetçiliği Yüksek Türk Ülküsünün Mimarıdır”
Milliyetçi Hareket Partisi Çorum İl Başkanı Agah Karapıçak, Türk milliyetçiliğinin toplumsallaşmasının, ilerleyen yıllarda kitleselleşip siyasi bir harekete dönüşerek kabuk değiştirmesinin 77 yıl önceki olayların müessir neticelerinden birisi olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
3 Mayıs Türkçülük Günü nedeniyle bir açıklama yapan Karapıçak “Türk milliyetçiliği geleceğin büyük Türkiye’sinin, yüksek Türk ülküsünün mimarı ve yazarıdır” dedi.
Karapıçak, mesajında şu ifadelere yer verdi:
3 Mayıs Milliyetçiler Günü; haksızlığa, mahrumiyete, eziyete, işkenceye, işbirlikçiliğe karşı sabırla, sağlamlıkla, sağduyuyla, inançla, akıl ve azimle meydan okumanın ifade ve ilan tarihidir.
Millet; tarihler boyu verilen ortak mücadelelerin, ortak fedakârlıkların, benzersiz sadakat duygularının parlak bir sonucudur.
Milliyetçilik mahiyeti itibariyle milletin özlemlerini esas alan, tarih ve kültür potasından tecelli edip, bu suretle kaynaşma ve kucaklaşma hususiyetlerini sistematik ve disiplinli bir düşünce kalıbına döken bir dünya görüşü, huzur, refah ve birlikte yaşama ruhudur.
Hem milletin hem de milliyetin dayanağı kahramanlıklarla dolu tarihi olduğu kadar acılarla pekişmiş tecrübeleridir.
Türk milliyetçiliğinin toplumsallaşması, ilerleyen yıllarda kitleselleşip siyasi bir harekete dönüşerek kabuk değiştirmesi 77 yıl önceki olayların müessir neticelerinden biri olarak değerlendirilmelidir.
Milliyetçiliğe karşı gösterilen husumet aleni itiraf edilmese de aynısıyla millet ve milliyet hislerine duyulan hazımsızlıkla ilgili ve ilişkilidir.
3 Mayıs 1944’ün kahraman simaları bu gerçekleri özümsemiş, sivil, demokratik ve meşru bir direniş ruhuyla dönemin devlet ve siyaset zihniyetine haklı itirazlarını seslendirmişlerdir. Bunu yaparken korkuya teslim olmamış, inanç ve iddialarından taviz vermemişlerdir. Akıbet mahkûmiyet de olsa duruşlarından, gelecek hayal ve hedeflerinden asla geri durmamışlardır.
Türk milleti aleyhine projelendirilip seri ve sistemli şekilde telkin edilen kara propagandalara Türk milliyetçiliği bedeli ne olursa olsun inançla set ve sur çekmiştir. 3 Mayıs 1944 olaylarının özünde yatan yüksek hakikat de budur.
Türklüğün varoluşuyla birlikte nice kahramanın yaktığı istiklal meşalesi 3 Mayıs 1944’ün sisli ortamında daha da güçlenmiş, çok şükür Milliyetçi Hareket Partisi’nin doğum ve doğruluş müjdesi olmuştur.
1940’lı yılların milliyetçi kahramanları, sonraki yıllarda onların izinden adım adım yürüyecek dava insanları gibi, servet ve şöhret peşinde koşmak yerine; vatan ve millet sevdasıyla bayraklaşmayı tercih etmişlerdir.
Merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın ifadesiyle söylersek, 3 Mayıs 1944 Türkçülerin ızdırabı ile yoğrulmuş bir dönüm günüdür.
Türk milliyetçiliğinin varlığı ve vakarı, Türk milletinin ortaya çıkışıyla tarih sahnesindeki yerini almıştır. Bu kapsamda diyebiliriz ki, milliyetçiliğin 19’uncu yüzyılın ürünü olduğunu iddia ve ifade eden uyduruk batı tezlerinin bizim nazarımızda itibar ve inandırıcılığı katiyen yoktur.
Türk milliyetçiliği geleceğin büyük Türkiye’sinin, yüksek Türk ülküsünün mimarı ve yazarıdır.
Milliyetçilik var olduğu sürece işgal hevesçileri, ihanet taşeronları, PKK, FETÖ ve dahi her türlü terör ve teröriste yandaşlık yapan, teröriste refakatçilikle övünenler günü geldiğinde tarih sahnesinden silinip gideceklerdir.
3 Mayıs 1944 olayları vesilesiyle tutuklanan 24 dava insanımız sırf düşüncelerinden, sadece Türklük ve Türkçülük ülkülerinden dolayı nice iftira ve isnatlara maruz kalsalar da, hepsi şimdilerde minnetle, hürmetle, hayranlıkla anılmaktadır. Ve de her zaman saygıyla yâd edilecek, Türkçü/Turancı milliyetçi gönüllerde onurla yaşayıp yaşatılacaktır.
3 Mayıs Milliyetçiler Günümüzü kutlarken, bu vesile ile 1944’ün muhterem isimlerini, Türk milliyetçiliğinin simgeleşmiş yüzlerini, Cennet Mekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey ve aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle yad ediyorum.