“Sağlık Çalışanlarına Saygı Lafta Kalmamalı”
“Sağlık Çalışanlarına Saygı Lafta Kalmamalı”
Sağlık-Sen Çorum Şubesi Başkanı Ahmet Saatcı şubat ayı sağlıkta şiddet raporuna ilişkin yayınladığı mesajında “Şubat ayında, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet hususunda bir önceki aya göre gerileme yaşanmıştır” dedi.
Hiçbir şiddet olayının yaşanmadığı, hiçbir sağlık çalışanının hedef olmadığı günlere ulaşmayı temenni ettiklerini belirten Saatcı açıklamasını şöyle sürdürdü:
Ocak ayında, 45 saldırganın karıştığı 13 şiddet olayında, 19 sağlık çalışanı mağdur olmuştu. Şubat ayında 36 saldırganın yer aldığı dokuz şiddet olayında ise 13 sağlık emekçisi saldırıya maruz kalmıştır. Temennimiz hiçbir şiddet olayının yaşanmadığı, hiçbir sağlık çalışanının hedef olmadığı günlere ulaşmaktır ancak bu temenninin çok da gerçekçi olmadığını, geçmiş tecrübelerden çok iyi biliyoruz. Çünkü ölümlü olaylar dâhil, yaşanan şiddet olaylarına gösterilen toplumsal tepkilerin ömrü en fazla birkaç günle sınırlı olmaktadır. Adli ve idari mekanizmaların tavrını ise söylemeye bile gerek yok. En çok ses getiren olaylarda bile saldırganların ellerini kollarını sallayarak ortalıkta gezmeleri, fazla zaman almamaktadır. Sonunda olan, sağlık çalışanlarına olmaktadır. Vicdanların kabul etmediği şiddet olayları nedeniyle sağlık çalışanları ölmekte, yaralanmakta, korkmakta, travma geçirmekte, duyarsızlaşmaktadır. Tüm bunların doğal sonucu olarak hem şiddete uğrayanlar hem de tanık olan çalışanlar, meslekten de soğumaktadır. Kuşkusuz sebebi ne olursa olsun, her şiddet olayı kendi içinde karşı çıkmayı, lanetlemeyi ve üstüne gitmeyi gerektirmektedir. Ancak şiddetin kurum amirleri kaynaklı olması durumunda, tabiri caizse kelimeler kifayetsiz kalmaktadır. Ne yazık ki zaman zaman bu tür şiddet olaylarıyla karşılaşılmaktadır ve bunların büyük çoğunluğu mobbing şeklinde cereyan etmektedir. Oysa amirlerin görevi, çalışanlarının hak ve hukukunu gözeterek iş barışını ve huzurunu en üst düzeye çıkarmaktır. Şubat ayında, Bursa’da bir doktorun, arkasında mektup bırakarak kendi yaşamına son vermesi sonrasında sosyal medyada peş peşe sıralanan paylaşımlar, amir ve kıdemli çalışan kaynaklı mobbing olaylarının istisna olmadığı düşüncesinin toplum nezdinde yer etmesine yol açmıştır. Bakanlığa ve ilgili kurumlara düşen, bu tür iddiaları tüm yönleriyle soruşturarak çıplak gerçekliği ortaya koymak ve hukuken gereğini yapmaktır. Aksi durumda zarar gören sağlık mesleği ve sağlık çalışanları olacaktır. Elbette Bakanlık, şiddet olaylarının tamamı için duyarlı olmalıdır. Çalışanına çok daha fazla sahip çıkmalı, sorumluların peşini hiçbir şekilde bırakmamalı ve şiddetle mücadelenin toplum sathına yayılması için tüm gücünü seferber etmelidir. Öbür türlü, sağlık çalışanlarını çepe çevre kuşatan şiddet dalgasında çok da değişen bir şey olmayacaktır. Bu tespitler ışığında Şubat ayı verilerine yakından baktığımızda, yaşanan 9 vakanın 8’inin hem fiili hem sözlü, 1’inin ise yalnızca sözlü olarak vuku bulduğunu görüyoruz. Olayları gerçekleştirenlere baktığımızda ise yıllardır şaşırtmayan tabloyla yine karşılaşıyoruz. 2 olaya bizzat hastalar, 5 olaya hasta ve hasta yakınları, 2 olaya ise magandalar sebep olmuştur. Uygulanan cezai müeyyideler ise yine ezber bozmamıştır. Yaşanan olaylarda 7 saldırgan gözaltına alınıp serbest bırakılırken, 19’u hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır. Bunun yanında 1 saldırgan hakkında dava açılırken, 1’i hakkında yakalama kararı çıkartılmıştır. 8 saldırgan ise çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanmıştır.
İlginç, Ders Niteliğinde Kararlar
En ilginç tutuklama kararı ise Rize’de yaşanmıştır. Tarım aleti orak ile hastaneye giren bir hasta, bir doktoru kolundan yaralamıştır. Mahkeme saldırgana önce ev hapsi vermiş, daha sonra savcılığın itirazı üzerine tutuklamıştır. 9 olayın 8’i hastane ortamında yaşanırken, 1 olay ise aile sağlığı merkezinde yaşanmıştır. Yaşanan olaylarda; 4 doktor, 6 hemşire, 1 tıbbi sekreter, 2 de diğer sağlık çalışanı mağdur olmuştur.
Şubat ayında, İstanbul’da bir mahkeme, “ders” niteliğinde oldukça dikkat çekici bir karara da imza atmıştır. 2014 yılında annelerinin vefatından sorumlu tuttukları sağlık çalışanlarına taş ve sopalarla saldırarak yaralayan hasta yakınlarının ikisine 8 yıl, birine 9,5 yıl, olay tarihinde 18 yaşından küçük olan diğer sanığı da 5 yıl 8 ay hapis cezası verildi.
Tüm bunların yanı sıra Şubat ayında en dikkat çekici bir başka gelişme Çorum’da yaşanmıştır. Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan hemşire Neşe Aygün, 2018 yılında kendisine tehdit ve hakaret ettiği gerekçesiyle cezalandırılmasını istediği şahsı, hastalara 200 pijama bağışlaması şartıyla affetme erdemini göstermiştir.
“Şiddet Olayında Herkes Sessizliğe Bürünüyor”
Sağlık çalışanlarına saygının lafta kalmaması gerektiğini ifade eden Saatcı “Sağlık çalışanlarımızın fedakârlığını herkes konuşuyor ama bir şiddet olayı yaşandığında herkes sessizliğe gömülüyor. Bu kabul edilebilir bir davranış türü olamaz. Sağlık kutsal bir meslektir. Bu mesleği özveriyle icra eden sağlık çalışanları da saygının en yükseğini hak ediyorlar. Sağlık çalışanlarına saygı, sevgi lafta kalmamalıdır. Bir sağlık çalışanına yönelik şiddetin, tüm topluma yönelik olduğu gerçeği asla göz ardı edilmemelidir. Temel davranış tarzı bu olmalıdır. Ancak bu şekilde sağlıkta şiddeti önleyebiliriz” dedi.