Onan: Dezenformasyon Yasasının Bu Haliyle Çıkarılmasına Karşıyız
Onan: Dezenformasyon Yasasının Bu Haliyle Çıkarılmasına Karşıyız
Zafer Partisi Çorum İl Başkanı Bedii Onan, yeni basın yasasıyla ilgili, “Dezenformasyon yasası olarak bilinen kanunun bu haliyle çıkarılmasına karşıyız” dedi.
Zafer Partisi Çorum İl Başkanı Bedii Onan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşülen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni değerlendirdi.
Hazırlanan kanun teklifinin Anayasa’ya aykırı olduğunu vurgulayan Onan, şunları söyledi:
“Ülkemizde sağlık, eğitim, ekonomi başta olmak üzere pek çok sorunla mücadele etmektedir. Mevcut sorunlar başta fakir fukara olmak üzere vatandaşlarımızın önemli bir kısmını etkilemektedir.
Yazılı ve görsel medyanın iktidara yakın kesimler tarafından kontrol altında tutulması, teknolojinin gelişmesine paralel olarak ülkemizde de, başta internet haber siteleri olmak üzere YouTube, Twitter, İnstagram, Facebook, Whatsapp vb. gibi dijital iletişim araçları ziyadesiyle kullanılmaktadır.
Yaygın ve görsel medyada görünmeyen ve görülmesi istenmeyen bir takım hususların, yukarıda ifade ettiğimiz platformlar tarafından toplumun tüm kesimlerine ulaştığı da aşikârdır.
Son dönemde yaşananlar çerçevesinde yürütme ve yasama erki TCK’nın 217. Maddesine (Kanunlara uymamaya tahrik ) bir ek yaparak kanunun kapsamını genişletmeye, bu suçu işleyenlere verilecek cezanın alt sınırını bir yıldan, üst sınırını üç yıla kadar hapis cezasını öngören bir metinle kanunlaştırmaya çalışmaktadır. Anayasal hükümler açıktır. Anayasa’nın 13. maddesine göre temel hak ve hürriyetler, yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.
Anayasa’nın 22. maddesinde, herkesin haberleşme özgürlüğüne sahip olduğu ve haberleşmenin gizliliğinin esas olduğu hüküm altına alınmıştır. Madde 25 – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz. Madde 26 – Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. Bu hürriyetlerin kullanılması, sınırlandırılması ile hükümler anayasada ifade edilmiştir. Madde 27 – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir. Madde 28 – Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz Madde 30- Kanuna uygun şekilde basın işletmesi olarak kurulan basımevi ve eklentileri ile basın araçları, suç aleti olduğu gerekçesiyle zapt ve müsadere edilemez veya işletilmekten alıkonulamaz. Madde 31 – Kişiler ve siyasi partiler, kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme ve yayım araçlarından yararlanma hakkına sahiptir. Bu yararlanmanın şartları ve usulleri kanunla düzenlenir. Madde 32 – Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir.
Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır.”
Böyle bir kanuna neden ihtiyaç duyulduğunu sorgulayan Onan, “Tüm bunlara rağmen bahsi geçen kanunun çıkarılmasına neden ihtiyaç duyulmuştur? Bu kanun çıkarıldığı vakit kanunun çıkarılması amaçlarına varılacak mıdır? Bilakis karakol ve adliyelerin iş yükü artacak, bu kanunla cezaevlerinde ilgili suçtan dolayı tutuklu ve hükümlü sayısının artması önlenebilecek midir?” diye konuştu.
Çıkarılması Planlanan Kanun İle Hangi Durumlar Düzenlenecektir?
Yeni teklifle birlikte hangi durumların düzenleneceğinin belirlenmediğini kaydeden Onan, şöyle devam etti:
“TCK’ya eklenen yeni madde ile ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçu tanımlanacaktır. Suçun oluşması için aşağıdaki beş şart aranacaktır. Yayılan haber gerçek değilse, ülkenin güvenliği ve kamu sağlığını ilgilendiriyorsa, halk arasında korku, panik ve endişe oluşturma kastı varsa, Kamu barışını bozmaya yönelik ise aleni ise (yani ilgisi olmayan kişilere ulaşabilecekse, yasa ile Türkiye’de haber üreten ve yayın yapan internet medyası, sosyal ağ şirketleri, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayan kuruluşlar ve kişiler faaliyetlerinden sorumlu tutulacaktır. Kanun ile internet kullanıcılarının her türlü suiistimalden, ihlalden ve saldırıdan korunması hedeflenmektedir.
Medyanın bir kesimi, muhalefet partileri, hukukçular, insan haklarına duyarlı kesim ve tüzel kişilikler çıkarılması düşünülen kanun tasarısına karşı ciddi çekinceler koymaktadır.
Fikir ve ifade hürriyeti ile hususlar her ne kadar anayasa ve yasalarda yerini almış olsa da, uygulamada fikir ve ifade hürriyeti ile ilgili sıkıtılar yaşanmaktadır.
Kanun maddesi metni bu haliyle kabul edildiği takdirde; Anayasada teminat altına alınmış yukarıda yer verdiğimiz temel hak ve hürriyetleri kullanmak konusunda kişiler tereddüde düşecektir. Vatandaşlar üzerlerinde baskı hissedecek, muhalefet yapmanın veya basın ve sosyal medya eliyle muhalif düşünce paylaşmanın ceza yaptırımına tabi tutulma korkusu sebebiyle önüne geçilmiş olacak ve gerekçede hedeflenen aksine çoğulcu ve azınlık düşüncenin yayılmasına ve tartışmaya açılamasına engel olacaktır. Böyle bir durum ve uygulama, Anayasanın.13’ maddesine aykırı olarak ilgili hak ve hürriyetlerin özüne müdahale teşkil edecek, demokratik ve hukuki olmayan uygulamalara yol açacaktır.
Konuya hâkim hukukçu bilim insanları halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığı ile içerik arasında çelişki olduğuna dair fikir beyan etmektedir.
Yanıltıcı bilgi ile gerçeğe aykırı bilginin tam olarak aynı anlama gelmeyeceğini, gerçeğe aykırı olmayan bir bilginin de yanıltıcı olarak kullanılabileceğini, bu sebeple madde başlığında var olan hatanın giderilerek başlığın “Gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayma” şeklinde düzenlenmesi gerektiğini düşünmekte ve kanunun bu şekilde toplumda mağduriyetlere sebebiyet vereceği konusunda hassasiyet göstermektedir.
Zafer Partisi olarak mevcut kanun tasarısının toplumda mağduriyetler oluşturmayacak şekilde düzenlenmesi, toplumun gerçek haber ve diğer bilgilere ulaşmasını engelleyecek ve anayasal hak ve hürriyetleri kısıtlayacak ve ortadan kaldıracak içerikte olmaması gerektiğini düşünmekteyiz. Haberin kutsal, yorumun hür olduğunu düşünüyor ve bu ilkenin korunması gerektiğine inanıyoruz.”