‘Misyonumuz, Milli Mücadeleyi Anlamak ve Aktarmak’
‘Misyonumuz, Milli Mücadeleyi Anlamak ve Aktarmak’
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, Türkiye Bilimler Akademisi ile yürüttükleri projelerin misyonunun milli mücadeleyi anlamak ve gelecek nesillere aktarmak olduğunu söyledi.
Hitit Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Milli Mücadele konulu sempozyum ve çalıştayın açılış programına konuşan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, her dönemde toplumların tarihle yüzleşmek zorunda olduğunu vurguladı.
Zekeriya Kurşun, “Tarih tanımı gereği geçmişten farklıdır. Geçmişte olmuş ama olup bitmemiş şeylerin bilgisidir. Umurumuzda olmayan bir geçmiş, tarih değildir. Tarih yaşamakta olduğumuz hayata tesir etmeye devam eden, bizi duygulandıran, sevindiren, heyecanlandıran, üzen bir geçmişin bilgisidir.Yaşadıklarımızı izah eden ve hatta bunları normalleştiren, meşrulaştıran bir bilgidir.Bu yüzden tarih bir kere yapılsa da tekrar ve tekrar yazılmak zorundadır.Her devirde toplumlar kendi ihtiyaçları doğrultusunda tarihle yeniden yüzleşmek,hesaplaşmak, onu yorumlamak ve yazmak zorundadırlar.Toplumlar da bireyler gibi başlarına gelen her şeyi hatırlamazlar” dedi.
Tarihi birlikte hatırlayamayan milletlerin aile olamayacağına dikkat çeken Kurşun, “Olmak istedikleri şeyi olabilmek için hatırlamaları ve unutmaları gerekenleri seçerler.Toplumsal bilinç insanların birlikte hatırlayıp birlikte unutmaları ile inşa edilir.Sadece kendi yaşadıklarını hatırlayan birey belki fert olabilir ama şahsiyet olamaz. Birlikte hatırlamayan insanlar millet, ulus, cemiyet ve hatta aile bile olamazlar.Milli Mücadele bizim birlikte hatırladığımız tarihimizdir. Bizi biz yapan yakın geçmişimizdir. Farklılıklarımız bizi ne kadar ayrıştırsa da, zaman zaman araya tefrika girse de, Milli Mücadele kavramı üzerinde buluşur, anlaşır ve uzlaşırız” ifadelerini kullandı.
Kurşun, konuşmasını şöyle devam ettirdi:
“Her kuşakta Milli Mücadele’nin, bu büyük ve kurucu hadisenin yeniden ele alınması, yorumlanması, işlenmesi elzemdir. Her nesil Milli Mücadele’yi yeniden kazanmalı ve kendine mal etmelidir. Bunu yaparken Mustafa Kemal Atatürk’ün deyişiyle tarih yazanlar olarak tarih yapanlara sadık olmalıyız ki aksi takdirde değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. Milletimizin kaderini tayin eden ve milletler arasında temayüz etmesini sağlayan Milli Mücadele bizim nezdimizde de değişmez bir hakikattir. Misyonumuz o hakikati daha doğru anlamak, daha iyi anlatmak ve gelecek nesillerle yakın geçmişimiz arasında köprü olmaktır. Milli Mücadele’nin yüzüncü yıldönümünü idrak eden bizlere düşen sorumluluklar var. Yüz yıl dönümleri aynı zamanda geçmişin muhasebesini yapma, karşı karşıya bulunduğumuz riskler ve fırsatları ele alma imkanıdır. Bu çerçevede akademiye, yüksek öğretim kurumlarına önemli vazifeler düşmektedir. Cumhuriyetimizin yüzüncü yıldönümü ile ilgili yapılan bilimsel, kültürel ve sanatsal çalışmalar devletimiz tarafından en üst seviyede himaye ve teşvik edilmektedir. Türkiye’nin genç ve dinamik yükseköğretim kurumlarından biri olan Fatih Sultan Mehmet Üniversitemiz de bir dizi proje ve faaliyetle bu seferberliğe katkı veriyor. Bu sorumluluk duygusuyla Milli Mücadele ve yakın dönem Türkiye tarihi çalışmalarına odaklanan bir araştırma merkezi kurduk. Türkiye Bilimler Akademisi himayesinde Milli Mücadele’nin Yerel Tarihleri projesini hayata geçirdik. İstanbul’da Milli Mücadele’ye Yerel Bakışlar çalıştaylarına ev sahipliği yaptık.
Projemize verdikleri destekten ötürü Türkiye Bilimler Akademisi’nin kıymetli başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker’e müteşekkirim. Tez zamanda projenin çıktılarını da elimize alabilmeyi, Milli Mücadele’nin bütüncül bir tarihini halkımızın ve ilgililerin istifadesine sunabilmeyi diliyorum. Bugüne kadar çeşitli şehirlerde yaptığımız toplantılarda her şehrin Milli Mücadele ile ilgili ilkleri, övünçleri olduğu anlaşıldı. Bütün o ilkleri ve övünçleri takdir etmekle birliğe, milli mücadele ateşinin Samsun ve havalisinden Anadolu’yu sardığını hatırlatmak isterim. Milli Mücadele’nin ilk insani ve lojistik kaynakları bu topraklardan sağlanmıştır. Bu açıdan bu toplantının burada yapılması bir borcun ifadesidir. Yani tarihi yapanlara sadık kalmaktır.”