Leblebinin Tanıtımını “Yolcular” Yapıyor
“Kaşığı herkes yapar ama sapını ortaya getiremez”
Karadeniz’in Anadolu’ya açılan kapısı konumundaki Çorum’dan yolu geçenlerin akraba ve yakınlarına götürdükleri Çorum leblebisi, tanıtıma ihtiyaç duymadan ününü Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırıyor.
Karanfillisinden biberlisine, meyvelisinden çikolatalısına leblebinin 30 çeşidini tüketiciyle buluşturan Çorum’da, haftada 75 ton leblebi satılıyor.
Çorum Leblebi Üretim ve Pazarlama Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Gülşen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 200’e yakın leblebi işletmesinin bulunduğu kentte, haftalık 75 ton leblebi satışının gerçekleştiğini söyledi.
Yıllık yaklaşık 4 bin ton leblebi satışı yapılan Çorum’un, bu ürün ile özdeşleştiğini ifade eden Gülşen, “Çorum’un leblebisi artık bir marka olmuştur. Bugün leblebi denilince Çorum, Çorum denilince hemen leblebi akla gelmekte. Literatürlere girmiş ve çeşitli yarışmalarda bile sorulan Çorum’un meşhur leblebisi, sokakları 3 asırdır leblebi kokan bu kentin en önemli markası ve tanıtım sembolü olmayı sürdürüyor” dedi.
Leblebinin tanıtımını “cömert Çorumlular” ile yolu kentten geçen yolcuların yaptığını dile getiren Gülşen, şöyle konuştu:
“Çorum’da vatandaşlar, gittiği her kente hediye olarak götürdüğü leblebinin ününü yurt çapında duyurmuş, bu konuda olabildiğince cömert davranmıştır. Cebinde yol harçlığı sıkıntısı çeken bir öğrenci bile dışarıya giderken yanına leblebi almadan gitmez. Bu durum bugüne kadar böyle gelmiş ve böyle de devam ediyor. Çorum insanı imkanları kısıtlı olsa bile cömertliğinden ödün vermemiştir.”
-“Kaşığı herkes yapar ama sapını ortaya getiremez”-
Leblebinin Çorum’a dışarıdan geldiği yönündeki eleştirilere de değinen Gülşen, bu tür eleştirilerin sıkça yapıldığını ancak bunların güzel söylemler olmadığını vurguladı.
“Herkes ekmek üretiyor ama her bölgenin ayrı bir tadı var” diyen Gülşen, şunları kaydetti:
“Çorum leblebisi de hak ettiği noktaya, leblebiyi tadan insanlar tarafından getirilmiştir. Diğer kentlerdeki üreticilerin ürünleri de güzel ve lezzetliyse, zaten hak ettikleri yere gelirler. Ayrıca sektörde bir kişinin olması hiçbir zaman iyi olmaz. Rekabet şart. Onların da bu işi yapıyor olması, bizi kalite anlamında teşvik edecektir, rekabete yol açacaktır. Biz onlarla fiyat ya da pazar anlamında rekabet yapma gereği bile duymayız. Rekabeti kalite ile yaparız. Atalarımız, ‘kaşığı herkes yapar, sapını ortasına getiremez’ demiş. Bu söz boşa söylenmemiştir.”