Kayıp Bir Antik Kent: Eukhaita
Kayıp Bir Antik Kent: Eukhaita
Eğitimci-Yazar Ahmet Peker, Mecitözü’nde 2007 yılında keşfedilen Doğu Roma İmparatorluğu dönemine ışık tutan “EUKHAİTA”, bugünkü adıyla “Avkat” antik kenti hatırlattı.
Bizans İmparatorluğu alanında tarih uzmanı olan Prof. John Haldon’un başkanlık ettiği ve Türk, Amerikalı, İtalyan,İsviçreli ve İngiliz bilim adamlarının da bulunduğu 32 kişilik ekip 2007 yılının Ağustos ayında Beyözü Köyü Kaletepe Mevkii’nde bir takım incelemeler yaptı. ABD’li Tarihçi Prof. John Haldon’un başkanlığını yaptığı yerli ve yabancı bilim insanlarından oluşan bu ekibin çalışmaları sonucu tarihi kaynaklarda “Eukhaita” günümüzde “Avkat” ismiyle bilinen yeni bir antik kentin Beyözü Köyü sınırları içerisindeki varlığı tespit edildi.
Eğitimci-Yazar Ahmet Peker, antik kentin ortaya çıkarılmaması için bugüne kadar bir çalışma yapılmadığını hatırlattı.
“Kentin İsmi Costantine’nin Annesi Helena’nın İsmine İthaf Edilmiştir”
Antik kentle ilgili bugüne kadar elde edilen bilgileri paylaşan Ahmet Peker, “Çorum’un dördüncü antik kenti olmaya aday Eukhaita şehrinin tarihçesine birlikte bakalım. Kutsal bir kent olarak kabul edilen Eukhaita ismi ile tanıdığımız yerleşim yeri aslına bakılırsa MS. 4. yüzyılda Orta Karadeniz’in bir şehri olan Çorum ili ve çevresine verilen genel bir addır. MS. 325 yılında yapılan İznik Konsülü kayıtlarına göre Karadeniz bölgesinde yeni bir eyalet dikkati çeker. Bu yeni eyaletin ismi Helenopontus eyaletidir. Günümüze ulaşan kaynaklara göre bu yeni eyalet Bizans İmparatoru Costantine’nin annesi Helena’nın ismine ithaf edilmiştir. Helenopontus eyaletinin sınırları içerisinde 7 kent ismi geçmektedir. Bunlar; Zela (Zile),İbora (Turhal), Amasei (Amasya), Andrapa (Vezirköprü), Amisos (Samsun),Leontopolis (Alaçam ve Sinop) ve Eukhaita (Çorum) şehridir” dedi.
“Önemli Bir Hıristiyan Ziyaretgahı”
İmparatorluk döneminde Eukhaita’nın önemli bir Hıristiyan ziyaretgahı olduğunu ifade eden Peker, “Bizans İmparatorluğunun ilk dönemlerinden itibaren Eukhaita kenti önemli bir Hıristiyan ziyaretgahı olmuştur. Eukhaita’nın ziyaretgah olma sebebine gelince, ünlü Hıristiyan azizlerden Amaseiali (Amasyalı) asker Thèodoros’dur. Amaseiali Thèodoros’un hakkındaki efsaneleri incelediğimizde, Karadeniz bölgesinde bulunan Amasya’da Bizans ordusunda hizmet veren bir asker olduğunu anlatılır. Başka bir rivayette ise onun usta bir asker olmadığını, fakat Cohors Tyronum’da (genellikle aynı sınıftan acemi askerlerin oluşturduğu birlik) hizmet ettiği için “Tyro” (acemi) olarak adlandırıldığını söylüyor. Thèodoros, asker arkadaşlarının gittiği çok tanrılı inanca sahip Pagan ayinlerine katılmayı reddetmesi nedeniyle tutuklandı. Muhtemelen çok genç olması sebebiyle ikaz edilerek kısa bir süre sonra serbest bırakıldı. Serbest kalan Thèodorosyine rahat durmayıp Amasea’daki Kibele’nin (Friglerin Bereket Tanrıçası) tapınağını ateşe vererek Bizans paganizmini protesto etti.Yaşanan bu olayın ardından Thèodorosölüme mahkûm edildi.Thèodorosacı dolu işkencelerden sonra idam edilip cesedi fırında yakıldı.M. IV. yüzyıl başlarında Thèodoros idam edildikten kısa bir süre sonra Eusebia isminde bir kadın kemiklerini alıp Eukhaita’ya getirmiştir.Kısa bir sürede Eukhaita mucizeler yarattığına inanılan bir Hıristiyanlık ziyaretgahı olmuştur. Öte taraftan aziz mezarları Hıristiyanlar için haç alanı olması bu ilgiyi daha da artırmıştır” ifadelerini kullandı.
“Cezaya Çarptırılan Din Adamlarının Sürgün Yeri “
Ahmet Peker, şehirle ilgili bilinenleri şöyle anlattı:
“Bu yeni ziyaretgâhın yanına yapılan bir manastır nedeniyle V. yüzyıldan sonra bu bölgenin yönetimini ele almıştır. Buradaki köy ise zamanla gelişerek bölgede önemli bir şehir olmuştur. Bizans İmparatorluğu döneminde bu manastır, cezaya çarptırılan din adamlarının sürgün yeri olmuştur. Cezaya çarptırılan din adamlarının bazılarının ismi şöyledir; İskenderiye Patriği Petros Mongos, Bizans Patriği olan Euphemios (M. 490-496) ve Makedonios (M. 496-511) V.-VI. yüzyıllarda, buraya sürgün edilmişlerdir.
Kafkaslardaki Pityus bölgesine sürülen Petros’da askerlerin elinden kaçıp Eukhaita manastırına sığınmıştır. 515 yılında doğudan gelen Sabar Türklerinin akınlarında Eukhaita şehri az daha düşüyordu. Bu bölgede bulunan Makedoniosadlı Bizanslı siyasetçi bu sırada Gangra’ya (Çankırı) zor kaçmıştır. Eukhaita şehrinin beklenilmeyen kurtuluşu Aziz Thèodoros’un mucizevî bir müdahalesi olarak algılanmıştır.Buradailk önceleri Amasea’ya bağlı olarak kurulan piskoposluk daha sonra bağımsız olarak Başpiskoposluk haline gelmiştir.XI. yüzyıl ortalarına doğru Eukhaita Başpiskoposu İoannes Mauropos’un verdiği vaaz ile Aziz Theodoros hakkında Homililer bu bölge ve manastırın tarihi hakkında bilgiler verir.Eukhaita’daki manastır yine bu kişiler tarafından tasvir edilir.
Eukhaita’da ki Aziz Theodoros’un bu ziyaretgâhı, X. Yüzyılda Bizans İmparatoru loannes Tzimiskes (969-976) döneminde yeniden önem kazanmıştır. Buradaki azizi kendisine koruyucu olarak kabul eden Bizans İmparatoru, Tuna kıyısında, Dorystolon’de (Silistre) Ruslara karşı yaptığı büyük savaşın ilkini 23 Nisan 972 tarihinde kazanmıştır. Bugün hala 23 Nisan tarihinde yine bir savaşçı bir aziz olan Hagios Georgios’un yortusu kutlanır. Dorystolon kalesi önündeki çarpışmalar devam ederken yaşanan son çarpışma 8 Haziran günü olmuştur. Bu tarih ise, Aziz Theodoros’un yortu günüdür. Günümüze kadar gelen rivayete göre, Bizans ordusu Ruslara yenilmek üzereyken Aziz Theodoros’un savaşa katılması üzerine savaş düşmanın aleyhine dönmüştür. Rivayetlere göre, Aziz Theodorosbizzat atı üzerinde savaşa gelip Bizans ordusunun büyük bir bozguna uğramak üzereyken askerleri Ruslara karşı cesaretlendirerek zaferin elde edilmesine büyük katkısı olmuştur, Ancak Aziz Theodoros kazanılan bu savaştan sonra arandığında esrarengiz şekilde ortadan kaybolduğu için bulunamamıştır. Bizans kaynakları bu olaydan sonra Bizans ordusunun azizinin Theodoros olduğuna ikna olmuştur. Yine Bizans kaynaklarında geçen başka bir rivayete göre de yardıma gitme emrini veren bizzat İsa Mesih’in annesi Meryem’dir.Bu olayı Bizanslı bir rahibe rüyasında görmüştür. Bizans İmparatoru loannes Tzimiskes Aziz Theodoros’a şükran borcunu ödemek üzere Eukhaita’daki Theodoros manastırını ve çevresini yıktırarak yerine yeni daha büyük bir manastır kurdurmuş ve kasabaya da Theodoropolis ismini vermiştir.Bizans İmparatoru loannes Tzimiskes Ruslara karşı kazandığı bu büyük zaferde kendisine yardım ettiğine inandığı Aziz Theodoros’a böylelikle şükranlarını ifade etmiştir.
Euchiata Kenti’nin kuruluş sebebi olarak kabul edilen Aziz Theodoros isminde kaynaklarda iki Aziz Theodoros var. Bunlardan birisi Theodoros Stratelates ve diğeri ise Theodoros Tiron isimli bir kişidir. Bu kişilerden hangi azizin kentin asıl kurucusu olduğu tam olarak bilinmiyor. Nedenine gelince bu iki kişi yakın zamanlarda doğmuş ve başlarından geçen bazı olaylar birbirine benzemektedir. Bu hususta dikkat çeken bir diğer olay ise Hıristiyan kilisesinde Theodoroslar da bir ara ikileşerek birinin efsaneleri diğerine mal edilmiştir. Bir teze göre de Theodoros Stratelates Kültü, sonraki zamanlarda birbirine karışarak Euchiata’da Theodoros Tiron kültü olarak uzun süre devam etmiştir. Ayrıca diğer bir olayda Aziz Theodoros’un bu bölgede Hıristiyanlıktan çok önce yaşamış olan bir kahramanın efsanesi kendisine mal edilmiş olan ve tarihî kişiliği muhtemelen şüpheli olan Aziz Georgios (Yorgi) ile iç içe girmiş bir hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu bölgede farklı bir kişi hakkındaki efsaneler, zamanla farklı olan başka bir kişiye yakıştırılmaya başlanmış ardından da Aziz Theodoros, Georgios’un yerine geçerek onun vasıflarını almıştır.
Bu efsaneler önce Pagan Roma döneminde Georgios’a sonra Bizanslı komutan Theodoros Stratelates’e, daha sonra ise geçmişi karanlık acemi bir asker olan Theodoros Tiron uyarlanmıştır. Bizanslı komutan Theodoros Stratelates’e ait olduğu öne sürülen efsanesinin ortaya çıkışı Eukhaita kentine göre tarihi çok daha eski gözüken diğer bir Theodoros’un mezar ve ziyaretgâhı Karadeniz kıyısında Zonguldak Ereğli’de bir tepe üzerinde bulunmaktadır. Ereğli Türkleştikten sonra bu tepede bir tekke ile bir Müslümanların ziyaretgâhı olmuştur. Ereğli’de ki bu tepeye şehit ya da gazi Mustafa isminde bir veli için bir türbe yapılmıştır.Aziz Theodoros’ta kendinden önce yaşamış Georgios adındaki efsane kahramanının hatıralarını almıştır. Bu efsane uyarlamalarına daha sonraları bu bölgede yaşayıp ölen Baba İlyas’ta dahil olarak Georgios ve Theodoros’un efsanelerini kendi bünyesinde toplamıştır.
Amasya Karayolu Bu Yolun Önünden Geçiyor
Eukhaita bölgesi XI. Yüzyıldan itibaren Türk hâkimiyetine girerek, ilk önce Danişmentli, sonra sırasıyla Anadolu Selçuklu; Eretnaoğulları idaresine girmiştir. Son olarak da 1398 yılında Yıldırım Bayezid döneminde Osmanlı topraklarına katılmıştır. Zaten 1318 tarihinde Eukhaita Pisikoposluğu, Bizans İmparator II. Andronikos’un (1282-1328) bir fermanı ile lağvedilerek yerini Trakya’da bulunan Apros (Eğnecik) almıştır. Ortodoks kilisesinin, bir yeri Piskoposluktan ne kadar zor çıkardığı düşünülecek olursa Eukhaita kenti için bu yerde artık Hıristiyanlık adına hiçbir ümit kalmadığı sonucu ortaya çıkar.
Eukhaita bölgesinden Roma İmparatorluğunun Orta Karadeniz’den geçen işlek yolları Bizans Devleti zamanında aynen devam ettiğini biliyoruz. Hatta Türklerin Anadolu’ya gelmesinden sonra da yollar aynı şekilde çalışmaya devam etmiştir. Daha da ilginci tarih tekerrür ederek bugün yeni yapılan Çorum-Amasya Karayolu bu antik kentin önünden geçmektedir. Euchiata, geçmişten günümüze stratejik açıdan önemli bir kavşak noktası olup doğudan batıya, kuzeyden güneye giden yolların kesişme noktası olmuştur. Ana kavşakların ortasında olması ve Aziz Theodoros’un mezarının burada olması Eukhaita kentinin önemini artırmıştır. Bu nedenle Roma ve Bizans döneminde Euchiata Kenti’nin önemli olmasının sebebi sadece Aziz Theodoros Kültünün olmayıp bu ana yollar üzerinde bulunmasıdır.
15 Yıldır Kazı Çalışmalarının Başlamasını Bekliyor
Bugün Euchiata Antik Kenti 15 yıldır kazı çalışmalarının başlamasını bekliyor. Mecitözü ilçesine çok yakın bir mesafede bulunan hem de Çorum-Amasya karayolunun kenarında bulunan bu antik kent hem Mecitözü hem de Çorum’un turizm potansiyelini artıracak bir yerdir. Anadolu’da Hıristiyanların aziz mezarlarını hac alanı kabul etmesi bu antik kentin önemini bir kat daha artırmaktadır. Öte yandan Çorum’a 2021 yılında gelen ziyaretçi sayısının 70 binler civarında olması bu proje sayesinde özellikle yabancı turist sayısında büyük artış yaşanacağı muhakkaktır.”