‘Kaplan’ın TRT Yönetime Atanması İçimize Sinmedi’
‘Kaplan’ın TRT Yönetime Atanması İçimize Sinmedi’
Ayyıldız Hareketi Çorum İl Koordinatörü Bedii Onan, Hilal Kaplan’ın TRT yönetim kuruluna atanmasını eleştirdi.
Bedii Onan, “Hilal Kaplan, Türk milliyetçilerinin sinir uçlarına dokunmuş, toplumun genelinin önem verdiği değerlere aykırı ifadeler kullanmış ve Türk milletinin hassasiyetlere karşı pervasız yaklaşımlarda bulunmuştur” dedi.
Bedii Onan, “Hilal Kaplan’ın TRT yönetim kurulu üyesi olması içimize hiç sinmedi. Bilakis sinir uçlarımıza dokundu” ifadesini kullandı.
Bedii Onan’ın konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:
“Hilal Kaplan TRT yönetim kurulu üyeliğine atanmış. Hanım efendinin öz geçmişine baktım,lisans mezunu ve Boğaziçi üniversitesinde yüksek lisans öğrenimi gördüğü bilgilerine kadar ulaştım.
Atanması mevzuata uygun, hanımefendinin kariyeri atanmasına ve görev yapmasına mani bir durumu yok.
Ancak; gazeteci ve yazar olarak çalıştığı dönemlerde meselelere bakış açısı ile yazdığı yazılar ve yaptığı sosyal medya paylaşımları Türk milliyetçilerinin sinir uçlarına dokunmuş, toplumun genelinin önem verdiği değerlere aykırı ifadeler kullanmış ve Türk milletinin hassasiyetlere karşı pervasız yaklaşımlarda bulunmuştur.
Bu yazdıklarıma dair aşağıda örnekleme yapacağım.
Yazdığı kitapların isimlerini paylaşalım. Rojbaş, (Kütçede günaydın demekmiş.) Parev, (Ermenice ile merhaba demekmiş.) Şalom, (İbranicede ‘barış, uyum, bütünlük, refah, ve huzur anlamlarına gelen bir sözcükmüş. İbranice konuşanlar arasında selamlaşmada veya bazen vedalaşmada kullanılmakta imiş.) Merhaba, selamün aleyküm, henüz özgür olmadık, Türkiye’nin ‘ölmeyen’ babası. (Bu kitabın kapağında, Atatürkçü gençliğinin imkansız yası alt başlığını da bulunuyor.)
Kitapları ve içerikleri için bir değerlendirme yapmıyorum. Taraf gazetesinde, Yenişafak gazetesinde ve Sabah gazetelerinde çalışmış… Taraf gazetesinin durumu ve konumunu anlatmaya gerek yok. Tv’lerde programlara katılıyor ve değerlendirmeler yapıyor.
Yazımı hazırlarken pek çok kaynak araştırması yapmaya çalıştım. İki gazetecinin Hilal Kaplan hakkında yazdıkları dikkat çekici buldum.Bunlardan birisi Erdem Atay’ın yazısı, diğeri ise Yeniçağ yazarı Servet Avcı’nın yazısıdır.
Şimdi Erdem Atay ve Servet Avcı’nın yazılarından ve sosyal medya paylaşım görsellerinden alıntılara bakarak neler yazıp, nasıl sinir uçlarımıza nasıl dokunmuş, örnekleyelim…
FETÖ ele başına şiir yazdığı ifade ediliyor. Mesela yasa dışı Gülen cemaatinin bu ülkenin başına gelen en iyi şeylerden biri olduğunu söylüyor, “hocaefendisine” edilen lafların kendisine edilmiş gibi olduğunu ifade ediyormuş, ayrıca; elebaşı Gülen’in tekrar Fatih Cami kürsüsünden sesleneceği günler için dua ediyor, hocaefendisinden dua ve selam alınca da tüm Türkiye’ye bu kutlu mesajı aktarıyormuş.
Ermeni açılımının büyük taraftarlığını yapanlardan olduğu ifade ediliyor. Bir sosyal paylaşımında şu paylaşımda bulunmuş. “Ermeni malları üzerine bina edilmiş bir devletimiz var. Bu kadar haramdan ‘helali hoş’ bir hayat devşirmek imkânsız.”
19 Eylül 2010 tarihli bir sosyal mesajında Akdamar’daki ayin ve siyasete izdüşümü hakkında Ermeni televizyonuna konuşacağını ifade etmiş.
23 Nisan 2014 tarihli bir sosyal medya mesajında Başbakanlık’tan Ermeni meselesine ilişkin bir barış mesajı birazdan Ermenice de dahil dokuz dilde yayınlanacağına dair bir paylaşıma daha rastladım.
24 ocak 2011 tarihli bir sosyal mesajında Ermenilik bir etnisiteyi ifade edebiliyorsunuz. ’Ermeni dölü diye bir küfür varken’ hepimiz Ermeni’yiz sloganındaki sakınca nedir? Cümlesi de eleştirdiğimiz şahısa ait bir paylaşımmış.
23 mayıs 2010 tarihli bir sosyal medya mesajında dün gece;
Cleveland’da yaşayan 15 Ermeni ile buluştum. Demek diasporada yaşayan Ermeniler adamı ‘yemiyormuş.’demiş.
Şimdi gelelim diğer sosyal medya mesajlarına; 20 Ağustos 2010 tarihli sosyal medya paylaşımında ‘Diyorlar ki devlete katil deme’. Olur. Seri katil. Bu sosyal medya paylaşımı da Kaplan’a ait görseller arasından çıktı.
Bu arada farklı bir sosyal medya paylaşımına da rastladım. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Ankara’daki tam yetkili büyük elçisinden Azerbaycan devletine katkı veren gazetecilere verilen takdir belgesi, Kaplan’a da verilmiş. Bu belgenin verilmesi sebebiyle Büyükelçi’ye teşekkür etmiş… Bir ara Türk bayrağının adını değiştirilmesi hakkında da fikir de beyan etmiş. Yine kaynak Google ve sosyal paylaşımlardan…
Eski AKP Milletvekili Abdullah Başçı, kişisel Facebook hesabı aracılığıyla Hilal Kaplan’a dair bir dikkat çeken paylaşımda bulunmuş ve “Yazık, dünün FETÖ’cüsü bugün ülkeyi dizayn etmeye çalışıyor” demiş…
Yine bir paylaşım da TSK ile ilgili;TSK,gerçekten peygamber ocağı olsaydı,arife günü kan döker miydi? sorusunu sormuş. Bu yazısına rağmen,silah atındaki askerlere destek vermek için,bir ziyaret programına çağrılmış. Doğal olarak bu durum sosyal medyada büyük tepkilere neden olmuş.
Bir diğer paylaşım ise; sarı-kırmızı-yeşil kelimeleri ile devam ediyor.
Yazacağım bir paylaşımı ise,Şehitlik kavramı İslam’da vardır.’ Türk-Kürt savaşı dediğiniz hadisede ise ‘şehit’ yoktur. Anlaması çok mu zor hakikaten…ifadesi ile bitiyor.
Son olarak ise, Nevruz bayramı ile paylaşımı; Newroz’u ‘Nevruz’ yaparak evcilleştirmeye inat çalışanlara inat: Newroz piroz be! Newroz piroz be! Newroz piroz be! (Nevruz kutlu olsun) yazısını yazmış.
Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkarılmasına, Bülent Turhan, Kürdi kanalına çıktı diyerek savunma yapmaya çalıştı… Bu atamaya nasıl bir savunma yapılacak merak ediyorum.
Egemen Bağış, Şaban Dişli ve Merve Kavakçı büyükelçi oldu. İçimize sinmedi. Hilal Kaplan’ın da TRT yönetim kurulu üyesi olması içimize hiç sinmedi. Bilakis sinir uçlarımıza dokundu.”