“İktidar da Muhalefet de Mülteci Konusunda Başarısız”
“İktidar da Muhalefet de Mülteci Konusunda Başarısız”
Saadet Partisi Çorum Dodurga İlçe Teşkilatı 7.Olağan kongresini gerçekleştirdi. Kongrede Ahmet Kellerbağı ilçe başkanı olarak seçildi.
Kongreye Saadet Partisi İl Başkanı Faruk Cıdık ve İl Yönetim Kurulu üyelerinin yanı sıra çok sayıda partili katıldı.
Saadet Partisi Dodurga İlçe Başkanı Ahmet Kellerbağı konuşmasında şu hususlara değindi:
Milli Görüş kuru bir sevda, ham bir hayal değildir asla. Ezelden ebede uzanan bir yolda köklü bir medeniyetin adıdır. Sürdürülebilir hayat bahşeden, yaşanabilir beldeler vaat eden, sebatla hak yolda yürümek için milli nizamı kurmanın adıdır.
Hak dava uğruna hak yolda her zaman hakkı savunarak azimle yola devam etmek için milli selameti kurmanın adıdır. Aşkla, şevkle kolları sıvayıp her halükârda yola devam ederek hakkı yaşamak ve yaşatmak için Refah Partisini kurmanın adıdır.
Şahlanışla hakkın hayat bulması, batılların korkarak azıp durması, vakar ve sükunetle yola devam etmek için Fazilet Partisini kurmanın adıdır.
Fazilete eremeyip azmi kırılanlar, sebat etmeyip yolunu şaşıranlar, bütün bu olup bitenler karşısında, Saadet’e yola devam etmenin adıdır.
“Eğitimde 19 Yılda Yedi Kere Bakan, 77 Kere de Sistem Değişti”
Siyasi konuşmalarda söz alan Saadet Partisi İl Başkanı Faruk Cıdık ise şu ifadelere yer verdi:
Malumunuz iktidar 7. kez Milli Eğitim Bakanı değişikliğine giderek Ziya Selçuk’un yerine Prof. Dr. Mahmut Özer’i atadı. Bu noktada Sayın Bakanının yeni görevinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Fakat bu hayır temennisinin yanında ülkemizin eğitim karnesini de huzurlarınızda masaya yatırmak istiyorum.
Herkes bilmeli ki gençlik bir cevherse, o cevherin işleneceği süreç de eğitim sistemidir. Bakınız; 19 yıldır ülkeyi aynı iktidar, aynı anlayış yönetiyor.
19 yılda yedi kere bakan, neredeyse 77 kere de sistem değişti.
Değişen bakanların hepsi de bir önceki sistemi eleştirip yeni bir sistem getireceğini söyleyerek göreve başladı. Sonuç? Hüsran ve hayal kırıklığı… Maalesef Cumhuriyet tarihinin bu konuda en çok yanılan iktidarıyla karşı karşıyayız.
Bizzat kendileri, hemen her konuda “yanılmışız” dediler. Ne yazık ki reform diye getirdikleri her sistem bir öncekini mumla arattı.
Garip olan şu ki yapanlar da kendileri şikâyet edenler de ancak eğitim başka yanlışlara benzemez. Eğitimde yapılan bir yanlış gelecek 50 yılınızı, gelecek 100 yılınızı etkiler.
“Başarısızlık Öğrencinin Değil Sistemin“
Bugün ortalama 500 bin öğrencimiz üniversite sınavlarında barajı geçemedi, tercih dahi yapamayacaklar. Hiçbir başarı tesadüf olmadığı gibi hiçbir başarısızlık da tesadüf değildir ve bu başarısızlık kesinlikle öğrencilerimize değil, eğitim sistemimize aittir. Barajı düşürme teklifleri de bu başarısızlığın üstünü örtmez, bunu da bilmek lazım.
Maalesef sistem bu! Bu sistem değişmeden kim gelirse gelsin hiçbir şey düzelmez! İtibardan edilmeyen tasarruf, eğitimden edildiği sürece hiçbir sorun düzelmez!
İktidar istiyor ki bu düzen böyle gitsin ama sorunlar da çözülsün. Kusura bakmayın kimsenin elinde sihirli değnek yok! Çözüldü mü bu zamana kadar? Çözülmedi! Yedi kere izledik bu filmi şimdi sekizincisi gösterime girdi.
Mülteci Konusu
Son günlerde gündemimizi en çok meşgul eden meselelerin birisi de mülteciler konusudur.
Ne yazık ki iktidar ve birtakım muhalif kimseler bu konuda iyi bir sınav verememektedirler. Hemen belirtmek istiyorum ki iktidarın Suriye ve Afganistan politikalarını eleştirmek başka, Suriyelileri ve Afganları eleştirmek başka şeylerdir.
Bu konuda ülkemizde ciddi bir kafa karışıklığı var, kimisi hemen mültecileri göndereceğiz diyor, kimisi AB ile anlaşma yapacağız diyor. Bu konu bir bütündür. Bu, Ortadoğu’yu karıştırmak isteyenlerin projesi. İktidarlar bu projeye alet oldukları için bu sıkıntılar yaşanıyor.
Bu projenin adı Büyük Ortadoğu Projesi olabilir ama aslen Büyük İsrail Projesi sürdürülmektedir.
Türkiye bugün mülteciler konusunda, geriye göç, entegrasyon, sınır güvenliğini koruma hususlarında ne yazık ki sınıfta kalmıştır. Fakat bunun faturasını yerini yurdunu savaştan kaçarak gelen garibanlara kesmek, onlardan hınç almak doğru değildir.
Burada yapılması gereken başlıca çalışma; Türkiye’de toplumsal bir uzlaşı sağlanması ve herkesin mutabık kalacağı bir yol haritası çıkarılması açısından siyasi partiler başta olmak üzere, göç uzmanları, sosyologlar, tarihçiler ve konuya dair uzmanlığı olan tüm alanlarda yetkin isimlerden bir göç komisyonu kurulmasıdır. Akabinde çok ciddi mütalaalar sonucu kısa ve uzun vadeli göçmen politikası ve planlarının belirlenmesi gerekmektedir. Şiddete müdahalede daha etkin adımlar atılmalıdır.