Erdoğan, Ekonomideki Yeni Tedbirleri Açıkladı
Erdoğan, Ekonomideki Yeni Tedbirleri Açıkladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılın son kabine toplantısı sonrası kurdaki dalgalanmaları durdurmak amacıyla içinde dövize endeksli mevduat sisteminin de olduğu 10 maddelik tedbirleri açıkladı. Erdoğan, “Hiçbir vatandaşımızın ‘kur daha yüksek olacak’ diye mevduatını Türk Lirasından dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak. TL mevduat geliri kur altında kalırsa aradaki fark ödenecek.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında bir araya gelen 2021 yılının son Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana gündem maddesi ekonomi olan toplantı sonrası açıklamalarda bulundu.
“Vatandaşlarımıza Yeni Finansal Alternatifler Sunuyoruz”
Kurdaki dalgalanmaları durdurmak için alınacak yeni tedbirleri açıklayan Erdoğan, “Üretimi ve istihdamı desteklemek için çok sayıda paketi hayata geçiriyoruz. Kurdaki dalgalanmayı durdurarak serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde yeni araçları devreye alıyoruz. Tasarruflarını değerlendirirken kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlarımıza yeni bir finansal alternatif sunuyoruz.” diyerek yeni tedbirleri şöyle sıraladı:
İnsanlarımız, bankadaki Türk Lirası varlığının mevduat kazancı kur artışından yüksekse bu getiriyi elde edecek ama kur getirisi mevduat kazancının üstünde kalırsa aradaki fark doğrudan vatandaşımıza ödenecek. Üstelik bu kazanç stopaj vergisinden de muaf tutulacak. Ayrıca TL varlıklarının yeni bir döviz talebi oluşturmayacak şekilde değerlendirilmesini temin edecek araçları devreye alacağız. Dolayısıyla bundan sonra hiçbir vatandaşımızın ‘Kur daha yüksek olacak’ diye mevduatını Türk Lirası’ndan dövize geçirmesine ihtiyaç kalmayacak.
Bir müjdemiz de ihracatçılarımıza var. Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalarımıza doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verilecek. Bu işlem sonunda ortaya çıkabilecek kur farkı ise TL olarak ihracatçı firmamıza ödenecek.
Fon büyüklüğü 250 milyar TL’ye ulaşan bireysel emeklilik sistemimizin cazibesini artırmak için devlet katkısı oranını yüzde 5 daha artırarak yüzde 30’a çıkartıyoruz.
Devlet iç borçlanma senetlerine talebi artırmak için buradaki stopajı yüzde sıfıra indiriyoruz. Kurum kazançları üzerindeki vergi yükünü azaltarak uluslararası rekabeti desteklemek ve yatırımı teşvik etmek amacıyla ihracat ve sanayi şirketleri için kurumlar vergisinde bir puanlık indirim planlıyoruz.
Katma Değer Vergisi’ni etkinliği, adaleti ve basitleştirmeyi sağlamak amacıyla yeniden düzenliyoruz.
Kar payı üzerinden yapılan vergilendirme ve bu gelirin beyanı yatırımcılar açısından caydırıcı bir mahiyet arz eder hale gelmiştir. Bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için şirketler tarafından yapılacak temettü ödemeleri üzerindeki stopajı yüzde 10’a indiriyoruz.
KİT’lerden elde edilen ve bütçeye aktarılan gelir paylarına endeksli kamu borçlanma senetleri çıkartılarak yatırımcıların Türk Lirası bazlı varlıklara yönelimi teşvik edilecektir.
Ülkemizde yastık altında 280 milyar dolar değere sahip 5 bin ton altın bulunduğu bilinmektedir. Bu altınların finansal sisteme dahil edilerek ekonomiye kazandırılması için piyasa paydaşlarıyla birlikte yeni araçlar geliştirilecektir.
Kamu bankalarının toplam kredilerinin belli bir oranını şeffaf şekilde her yıl ilan edilecek öncelikli sektörlere kullandırmasını sağlayacak bir yapı kurulacaktır.
Kredi garanti fonu desteğiyle uzun vadeli istihdamı koruma ve geliştirme öncelikli işletme kredileri verilecektir. Proje bankacılığı konusunda atılacak adımlar hızlandırılacaktır.
Stokçulukla Mücadele
Hükümet olarak bu çerçevede gereken adımları atıyoruz. Stokçuluk ve fahiş fiyatla milletimizin günlük hayatını zorlaştıranlarla kurumlarımız harekete geçmiştir. Çalışanlarımızı hayat pahalılığı altında ezdirmeme sözümüzü yerine getiriyoruz. Asgari ücreti 4 bin 250 TL’ye çıkardık. Asgari ücretten gelir ve damga vergisini kaldırarak işverenlerimizin de yükünü azalttık.
Memurlara Müjde
Türkiye’ye geçmişte defalarca olduğu gibi küresel ekonominin yeniden yapılanma sürecinin dışında bırakacak hiçbir oyuna itibar etmedik. Bir müjde de memurlarımıza vermek istiyorum. Asgari ücretin gelir ve damga vergisinden muaf olması uygulamasını tüm çalışanlarımızı kapsayacak şekilde genişletmiştik. Aldığı ücret ne olursa olsun tüm çalışanların asgari ücret kadar kazancının gelir ve damga vergisinden muaf olmasını temin etmiştir.
“İyi Niyetle Yapılan Eleştiriyi Samimiyetle Değerlendiriyoruz”
Memurlarımızın fiilen aldıkları ücretlerin artmasını sağlıyoruz. Ekonomi programımıza yönelik her eleştiriyi dikkatle inceliyor önüne arkasına bakıyoruz. Kur dalgalanması ve fahiş fiyat artışlardan canı yandığı için söylenen vatandaşlarımızı anlıyoruz, iyi niyetle yapılan eleştiriyi samimiyetle değerlendiriyoruz.
Sureti haktan görünerek Türkiye’nin siyaset, diplomasi, güvenlikte olduğu gibi ekonomide de hak ettiği yere gelmesine yönelik sinsi çelmelere eyvallah etmiyoruz, etmeyeceğiz. Ülkenin hayrına yapılan destek vermeyi bir kenara bırakalım, yaptıkları riyakarlığın bizim nezdimizde hükmü yoktur.
“Cinlik Yapanları Dikkatle İzliyoruz”
Geçmişte gazete ilanlarıyla hükümet kurup, hükümet kurmuşların iktisat kurallarına hızla dönülmeli diyerek karın ağrısını gayet iyi biliyoruz. Dövizdeki akıl dışı yükselişi önlemek için Merkez Bankası’nın müdahalelerine karşı kendilerince cinlik yapanları dikkatle izliyoruz.
Kambiyo rejimi diye ülkesini ve milletini sırtından hançerlemek için hangi sinsilikler peşinden koştukların farkındayız. Açıklamalarıyla, analiz adı altında dolaşıma soktukları art niyetli yorumlarıyla milletimizi, ülkeleri gelecekleri konusunda kötümserliğe sürüklemek isteyenleri dikkatle not ediyoruz.
İnşallah ülkemiz hedefe bir adım daha yaklaştığında bu felaket tellalı müfterilerin her dediklerini her sözlerini alınlarına yaftalayacağız. Biz bu oyunu kendi kurallarıyla oynayarak hedefimize ulaşacağız.
“Faizlerin Yükseltilmesini Savunmak İnsanların Aklıyla Dalga Geçmektir”
Ülkemizde durum bu iken dünyadaki vaziyet nedir? Dünya ekonomisinin yüzde 80’ini oluşturan küresel güçler yakın tarihin en büyük kavgasını veriyor. Tüm büyük ekonomilerin amacı kendi ülkelerindeki istihdamı korumaktır. Sürekli parasal genişlemeye giden gelişmiş ülkelerin kendi aralarındaki görünmez savaşın sebebi budur.
Çılgınca para basan, faizleri sıfıra yakın ve hatta ekside tutan merkez bankası bilançoları neredeyse milli gelir seviyesine çıkaran bu ülkeler belirsizlik batağından çıkamadıklarını bizzat kendileri ifade ediyor.
Avrupa ülkeleri Avroya geçiş sürecinde paralarını bir gecede yüzde 50 devalüve edilmiştir. Hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz emekler, fedakarlıklar sayesinde sanayimizi ayakta tutmayı, ticaretimizi ve ihracatımızı geliştirmeyi başardık. Dünya 90 trilyon doları kamuya ait olmak üzere toplamda 220 trilyonu geçen borç batağında yüzerken Türkiye’ye faizlerin yükseltmesini dayatmak insanların aklıyla dalga geçmekten öte bir anlam taşımaz.
“Döviz Kurunu İstikrara Kavuşturacağız”
Salgın döneminde yaşadığı sağlık krizine ve toplumsal kırılmalara karşı yetersiz kalan, siyasi ve ekonomik konulara çözüm bulmakta zorlanan sisteme umut bağlayanları tüm bu hakikatleri görmeye davet ediyoruz. Mesela risk primlerinin yüksekliğinin Türk ekonomisinin gerçekliği ile ilgisi olmadığını vicdan sahibi her iktisatçı teslim eder.
Üretim, inovasyon, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm gibi konular öne çıkarken eski dünyanın kalıplarıyla ülkemizi değerlendirenler önce kendilerini yenilemelidir. Biz milletimize yeni bir vizyon öneriyoruz. Biz milletimize eski Türkiye alışkanlıkları değil 2023 hedefleri, 2053 vizyonu doğrultusunda hizmet etmeyi sürdüreceğiz.
Döviz kurunu istikrara kavuşturacağız, enflasyonu dizginleyeceğiz. Sevgili milletim, biz sizi seviyoruz, size inanıyoruz, siz bize inanın. Bugüne kadar inandınız, güvendiniz. 19 yıl Türkiye’nin altyapı, üstyapısıyla Türkiye’nin nereden nereye geldiğini gayet iyi biliyorsunuz.
Dünyadaki para bolluğu önce maliyetleri, sonra fiyatları arttırmaya başlamıştır. ABD ve Avrupa yakın tarihinde görmedikleri enflasyon rakamlarıyla yüzleşmektedir. Küresel metal, enerji, gıda hammadde fiyatlarındaki son dönemde gözlenen aşırı artışlar, para bolluğunun yol açtığı tehlikelerden kaçınmanın ürünüdür.
Sözde büyük ekonomiler kendi aralarındaki kavganın faturasını diğer ülkelere kesmek istiyorlar. Bunun için yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla, cari fazlayla büyüme diyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak yatırımları durduracak, istihdamı azaltacak, ihracatı engelleyecek hiçbir adımın atılmasına izin vermeyeceğimi buradan bir kez daha ilan ediyorum.
Üniversite Öğrencilerine Müjde
Bir müjde de üniversite öğrencilerimize vermek istiyorum. Ülkemiz en kapsamlı burs ve kredi sistemine sahiptir. 2021 yılında 449 bin 355 öğrencimize burs 1 milyon 32 öğrencimize kredi verdik. Bu yıl yüzde 20 artışla 180 bin evladımız burs imkanından faydalanacaktır. Bu ülkede üniversite harçlarını kim kaldırdı? Biz kaldırdık. Hatırlayın o günleri, harçlardan dolayı yapılan eylemleri hatırlayın. Biz harçları kaldırdık. Burs, kredi. 45 liracık burs veriyorlardı. Biz onlardan aldık bu iktidarı. Üniversiteye yerleştirme puanlarında ilk 100’e giren öğrencilerimizle, milli sporcularımıza burs sağlıyoruz. Kredi alan tüm öğrencilerimiz geri ödemesini mezuniyet sonrası 2 yıl erteleme hakkı var. Önümüzdeki yıl öğrencilerinde 850 TL’ye, yüksek lisansta 1700 TL’ye, doktora öğrencilerinde 2 bin 550 TL’ye çıkartıyoruz.”