Emlak Sanayi Modeli Çorum İçin Çok İdeal

Çorum’un sorunlarını yerinde görmek ve Çorumluların sorunlarını dinlemek için ilimize gelen İyi Partili Milletvekilleri Çorum analizlerini paylaştı

Emlak Sanayi Modeli Çorum İçin Çok İdeal

İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Erhan Usta “Emlak sanayi modeli Çorum için çok uygun bir proje” dedi.

Çorum’un sulanabilse çok büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen İyi Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel ise “Çiftçiler asgari ücretin altında kazanç elde ediyor dedi.

Çorum’un sorunlarını yerinde görmek ve Çorumluların sorunlarını dinlemek için ilimize gelen İyi Partili Milletvekilleri basın mensuplarının karşısına geçti. İyi Parti İl Binasında Çorum ile ilgili gözlemlerini ve önerilerini paylaşan vekiller “İYİ Parti olarak Türkiye’yi dolaşıyoruz. Türkiye’nin genel sorunlarını biliyoruz ancak işin mahalline giderek yerelde ne tür sorunlar var, bu sorunlar için ne gibi çözümler geliştirebiliriz onları yerinde görüp dersimizi önceden çalışıyoruz. Belki diğer siyasi partilerden farklı olarak da çözüm sunmayı hem Türkiye meselelerinde hem de illerimiz özelinde alışkanlık haline getirmiş bir siyasi partiyiz” dedi.

“Sıkıntılar Konuşulmasın Diye Anayasayı Gündeme Getirdiler”

Çorum’daki sorunlar ve çözüm öneri ile ilgili konuşan Erhan Usta şunları söyledi:

Türkiye ekonomik açıdan baktığımızda ciddi sıkıntılarla yüz yüze. Tabii bu sıkıntılar sadece pandemi dönemiyle alakalı değil. Pandemi öncesinde de olan sorunlar var. Bu durumu sadece pandemiye bağlarsak yanlış bir tespit yapmış oluruz. Tespiti yanlış yaparsak da yanlış çözümler üretmiş oluruz. Fakat Türkiye bu kadar ciddi ekonomik sıkıntılar içinden geçerken televizyonlara baktığımızda özellikle ana akım medyaya baktığımızda Türkiye’nin meselelerinin konuşulmağının; esnafın durumunun, çiftçinin durumunun, işsiz gençlerin durumunun konuşulmadığını görüyoruz. Türkiye sürekli olarak suni gündemler peşinde bir yere doğru gidiyor. Biz aslında Sayın Erdoğan’ın son anayasa çıkışını da buna bağlıyoruz. Toplumda yeni bir sil baştan anayasaya ihtiyaç yok. Toplumdan böyle bir talep de yok. Toplumda bu hükümet sisteminin değiştirilmesi, parlamenter sisteme geçilmesi ile ilgili talepler var fakat toplumun bu talebini gören iktidar ve ortakları şimdi bunu biraz da sulandırmak ve değiştirmek için ve işi biraz da çıkmaza sokmak için yeni anayasa meselesiyle işi çıkmaza sokmaya çalışıyor ama biz bu tuzağa gelmeyeceğiz. Biz Türkiye’nin meselelerini konuşacağız.

“Artık ‘Ev Gençleri’ Diye Bir Tabir Var”

Biz tabii sadece il merkezini değil ilçeleri de ziyaret ettik. Bayat, Oğuzlar, Osmancık, İskilip, Dodurga ve Alaca ilçelerini ve il merkezini ziyaret ettik. Sivil toplum kuruluşlarıyla da görüştük. Çorum’da 120 bin kişinin yani nüfusun 5’te 1’inin sosyal yardım almak için devlete, devletin değişik kurumlarına müracaatı var. Yani bu rakamlar bile bize gösteriyor ki yoksulluk hat safhada. Diğer taraftan 10,6 milyon geniş tanımlı işsiz var. İş artık öyle bir noktaya geldi ki nüfusun çok önemli bir kısmı işsiz. Özellikle gençler hatta eğitimli gençlerde işsizliğin çok olduğunu biliyoruz. Artık ev hanımından sonra “ev gençleri” diye bir kavramla da tanıştık. Gençler evlerine kapanmak durumunda. Hatta gündüz uyuyor, gece ayakta duruyorlar ki ailesinden para talep etmesin herhangi bir harcama ihtiyacı olmasın diye. Bunun dışında 877 bin kişi İŞKUR’dan değişik şekillerde maaş alıyor. Bu işler sürekli işler değil. Bunlar istihdamda görülen şeyler ve maaşlarında düşük olduğunu biliyoruz. Bin 500 TL civarında emekli maaşı alan yaklaşık 1 milyon kişi var. Bütün bu veriler gösteriyor ki Türkiye’de önemli bir yoksulluk sorunu var. Bunların içinde olmayan ve bu pandemiyle birlikte iyice belirginleşen esnafın durumu var. Esnaf çok daha perişan onların şuanda işi var gibi gözüküyor ve birçoğu sosyal yardımda alamıyor Çünkü birçoğu vergi mükellefi ve geçmişte bir miktar gelirleri vardı. Bu sebeple yoksullar ordusuna katılacak soy sayıda esnafında olduğunun biz biliyoruz.

“Çorum’un Tarihi Katme Değere Dönüştürülmeli”

Çorum, İç Anadolu’nun Karadeniz’e açılan kapası konumunda. Doğu’dan da yine İstanbul’a ve Avrupa’ya giden yol güzergâhında bulunan bir il. Baktığımızda aslında ciddi bir turizm potansiyeli olan bir il. Hattuşaş, Alacahöyük, Şapinova gibi tarih turizmine çok müsait, değerli bir turizm imkânı var. Medeniyetlerin başkenti olmuş bir şehir. Tam manasıyla tarih kokan bir şehir. Dolayısıyla da turizm potansiyeli olan bir şehir fakat burada Çorum turizmden tam manasıyla faydalanamıyor ancak bu değerlerin burada ekonomik bir hale getirilip katma değere dönüştürülmeli. Burada devletin birimlerine düşen ciddi görevler var.

“Potansiyel Geliştirilmeli”

Çorum sanayileşme açısından ise aslında “Anadolu Kaplanı” diyebileceğimiz bir şehir. Makine sanayinde çok iyi olduğunu biliyoruz. Bunun haricinde mobilya sektöründe, bilişim sektöründe, tuğla-kiremit sektöründe çok ciddi bir potansiyele sahip. Motorlu araçlar, savunma sanayi ve şase yapımında gelişmiş bir kentimiz ama bunların her birinin daha fazla geliştirilmeye ihtiyacı var. Hem yaptığımız çalışmalarda hem de tersanecilerle yaptığımız görüşmelerde ortaya çıkan hususlardan bir tanesi kaliteli iş gücünün eksikliği ile ilgili ciddi sıkıntılar var.

Tarımda Su Eksiği!

Tarım açısından da baktığımızda 1,3 milyon hektarlık yüz ölçümü olan bir ilden bahsediyoruz. Bu anlamda Türkiye’de 20’nci sırada. Bu alanların %45’i tarım arazisi ancak bu tarım arazisinin çok az bir kısmı sulanabiliyor. Burada su ile ilgili ciddi bir problem var. Görüşmemizde Ziraat Odası Başkanı bize “Biz devletten hiçbir destek istemiyoruz, yeter ki bizim su ihtiyacımız karşılansın” dedi. Sulanan tarım arazisi %15 civarında. Sulanan alanın sulanabilir alana oranı %40 civarında. Demek ki orada %60’a kadar bir genişletme imkânı var. Bu iş için tabii belli bir yatırım gerekiyor. Burada Obruk Barajı’nın kanallarının yapılmaması çok önemli bir husus olarak bize iletildi. Yani yer üstü sularının daha fazla sulama işleri için kullanılma imkânı var aslında ama devletin bu konuda bir yatırımının olmadığını görüyoruz. Bu da önemli bir çözüm önerisi olarak karşımızda duruyor.

“Milletvekilleri Daha Gayretli Olmalı”

Çorum buğday üretiminde Çorum 12’nci, çeltik üretiminde 4’ncü sırada. Nohutta, kuru soğanda çok ciddi bir potansiyel var. Ceviz üretiminde organik Oğuzlar cevizi var. Türkiye’nin en çok ceviz üreten 5’inci yeri. Dolayısıyla bunların geliştirilmesi gerekiyor. Devlet olarak yapılması gereken şey buralara özellikle sulama başla olmak üzere devletin imkanlarının kullanılması gerekiyor. Burada Çorum siyasetçilerine, Çorum’un yerel bürokratlarına önemli bir görev düşüyor. Şimdi devletin bir bütçesi vardır. Bu bütçe hem sektörel olarak hem de il bazında olan talebe göre dağılır. Yani yerelden bir talep gelmesi gerekir ki bu anlamda Çorum yerel yönetiminin ve özellikle milletvekillerinin daha gayretli olması gerekiyor.

“Arazi Tapulaştırmada İşler Yavaş İlerliyor”

Tarımla ilgili bir diğer sorun arazi tapulaştırma meselesi. Bu konuda çalışmalar çok yavaş gittiğini ifade etmemiz gerekiyor. Ankara’ya gittiğimizde bu konuları gerekli merciler ile konuşacağız. Arazi tapulaştırma meselesinin milleti de rahatsız etmeyecek şekilde hızlandırılmasını talep edeceğiz. Bir diğer eksik ise kuru soğan ve yumurta açısından önemli olan soğuk hava deposu. Dolayısıyla bu yatırımında yapılması gerekir. Çorum’un organik tarım potansiyeli de son derece iyi. Çorum’da çiftçinin gübre kullanımına baktığımızda dünya ortalamasının çok çok altında ama Türkiye ortalamasının da altında olması sebebiyle bu hususta çok önemli bir potansiyeli var Çorum’un.

“50’nci Sıra Çoruma Yakışmıyor”

Bütün bu potansiyellere rağmen gelişmişlik endeksine “Çorum nerede?” diye baktığımızda sosyo-ekonomik gelişmişlik açısından 50’nci sırada olduğunu görüyoruz. Bu Çoruma yakışmıyor. Çorum bunu çok daha yukarıya taşıyabilir ve taşımak durumundadır da. Teşvik konusunda da kötü bir durumda değil açıkçası.

Birde üniversite konusu var. Üniversite ile sanayi arasındaki iş birliği kopuk. Bu da işbirliği de geliştirilmeli.

“Demiryolu İşi Çok Yavaş İlerliyor”

En temel ihtiyaçlarından bir tanesi de demiryolu ihtiyacı. Çorum’u özellikle hem limana bağlayacak hem de içeriye bağlayacak.  Samsun-Çorum-Ankara demiryolunun yük taşımacılığı açısından mutlak suretle devreye sokulması gerekir. Bu konuda da çok yavaş bir ilerleme söz konusu. Biz bu konuyu da Ankara’ya gittiğimizde ilgili makamlara ileteceğiz ve meclis gündeminde de dile getireceğiz.

“Emlak Sanayi Modeli Çorum İçin İsabetli Bir Öneri”

Çorum’da sanayi ile ilgili bir bilgi birikimi var. Bunun lansmanını daha sonra genel başkanımız yapacak. Bizim İYİ Parti olarak ‘Emlak Sanayi’ diye bir modelimiz var. Sanayici fabrika inşasını yapıncaya kadar neredeyse bir sermaye tüketiyor, makine almaya durumu kalmıyor. Her ilde olması gerekmiyor. Özellikle bu tür sanayi potansiyeli olan illerde TOKİ aracılığıyla veya başka şekillerde de olabilir fabrika teslim inşaatların yapılması ve bunların uzun dönem kiralanması ya da uzun vadeli taksitlendirilmesi yapılması gerekir. Bunun Çorum için çok isabetli bir öneri olduğunu düşünüyoruz.

Bir diğer husus lojistik merkez. Çorum’un kavşak noktasında olması sebebiyle daha önceki 20 lojistik bölgeye eklenerek Türkiye’nin 21’inci lojistik bölge olarak Çorum belirlenmesinin son derece uygun olacağını düşünüyoruz.

“Zincir Marketler Çorum’da da Sorun”

Zincir marketler sorunu Türkiye’nin temel bir sorunu. Çorum’da da biz bu sorunla çok fazla karşılaştık. Hele şimdi pandemi döneminde hafta sonu marketler açık, özellikle zincir marketler için konuşuyorum sadece gıda satmıyorlar, zücaciye, konfeksiyon ve kırtasiye malzemeleri de satılıyor. Kırtasiyeciyi hafta sonu kapatıyorsunuz, konfeksiyoncu, zücaciye ve diğer esnaflar kapalı fakat zincir market açık. Zaten bakkalları ve küçük esnafı zora sokmuş olan zincir marketler bu pandemi döneminde ayrıca bir sıkıntı yaşatıyor bizim küçük esnafımıza. Bunların düzeltilmesi gerekir. Bu zincir marketlerin sayı olarak sınırlandırılması lazım. Reklamlarında görüyorsunuz şu kadar sayıya ulaştık diye. Onların artırdığı her sayı en az bir şube başına belki 100 tane esnafın iş yerini kapatması anlamına geliyor. Yerelden mal temininde bir zorunluluk getirilmesi lazım. İYİ Parti olarak önerimiz bu. Örnek olsun diye söylüyorum; Çorum’da bir sürü un fabrikası varken o zincir marketler unu bir başka şehirden getiriyor veya süt ürünlerinin burada üretimi varsa yerelden onların temini anlamında bizim düzenleme getirmemiz lazım.

Çorum’a özel karşılaştığımız sorunlardan bir tanesi de atık su meselesi. Elimizde su faturaları var arkadaşlar, bir lokantaya ait fatura. İlk endeks 1281, son endeks 1287 yani 6 metreküplük bir tüketimi var. Bu tüketimin su bedeli 29 lira 70 kuruş, gelen fatura 342 lira. 29 lira 70 kuruşluk su tüketiminde 342 lira Çorum Belediyesi lokantaya fatura kesiyor. Bunu neyle izah edeceğiz? İyi hoş atık su bedeli olarak alınıyor da bu esnaf zaten zor durumda. Devletin, kirasını ödeyemeyen esnafından kira stopajı vereceksin diye zorlamasından farklı bir şey değil. Demek ki hem genel yönetimde hem de yerel yönetimde esnafın sıkıntılarını görmeyen bir idealle karşılaşacağız. Yine bir lokanta örneği daha ilk endeks ve son endeks aynı 783 hiç su tüketimi yapılmamış, fatura 111 lira, tamamı atık su bedeli. Bunların alınmaması lazım. Başka belediyelerde durum nasıldır diye birkaç tane belediyeye sordum örneğin Aksaray Belediyesi durumu olmayan esnaflardan atık su bedelini almıyor. Demek ki bunun imkânı var. Buradan Çorum Belediyesi’ni de suyu kullanmayan esnafa karşı biraz daha anlayışlı olması için ikaz ediyoruz. Bunlar kabul edilebilir hususlar değil.

İyi Parti Aksaray Milletvekili Ayhan Erel ise Alaca’yı ziyaret ettiğini belirterek buradaki gözlemleri paylaştı.

“Çorum Sulanabilse Çok Büyük İmkânlara Sahip”

Erel “Alaca’da Esnaf Kefaret Kooperatifleri Birliği ve Tarım Borsası’nı ziyaret ettim. Üreticiler üretim giderlerinin pahalılığından dertli. Tohumun fiyatlarındaki fahiş artışlardan söz ettiler. 70 liralık tohum 155 lira olmuş bir yılda. Bazı ürünlerde fiyatların çok oynak olması büyük bir sorun. Üreticiler devlet teşviklerinin yetersiz olmasından bahsetti. Mısır, soğan gibi ürünlerde de teşviklerin olması gerekiyor ama burada esas sorun; arazi aslında Türkiye’nin en kıymetli arazisi ama sulama açısından yetersizlik var. Çorum eğer sulanabilse çok büyük imkânlara sahip ama bütün bunlara rağmen çiftçinin karnı doymuyor.

“Çiftçi, Asgari Ücretin Altında Gelir Elde Ediyor”

Bunu neye dayanarak söylüyoruz? Bir çiftçinin asgari ücret kadar gelir elde edebilmesi için yaklaşık olarak 150 dekar arazisinin olması gerekiyor bu bölgede ama ortalama çiftçinin arazisinin sahipliğini bölerseniz 120 dekar civarında. Dolayısıyla çiftçinin önemli bir kısmı asgari ücretin altında gelir elde ediyor. Asgari ücret eğer yoksulluk sınırı ise, çiftçinin gelirleri onun da altında. Ayrıca hepsinin de devlete borçları var. Bu borçlar ödenemiyor, sürekli artarak devam ediyor. Çünkü uzatılıyor, erteleniyor ama faizle. Bu da çiftçi üzerinde çok büyük sıkıntılar doğuruyor. Bunun sonucunda da aslında çok kıymetli arazilerimiz var, vatan toprağıdır ama 1 metrekare arazinin 1 TL, 2 TL, 3TL olduğu çok yer var. 3 TL dediğiniz bir bardak çay parası. Bir bardak çay demek karşılığında 1 metrekare arazi veya bir paket sigara parasına 5-10 metrekare arazi satın alabiliyorsunuz. Böyle bakarsanız hakikaten arazilerimiz çok ucuz çünkü tarımımız verimsiz. Devletin buna el atması lazım” dedi.