Eğitim Çalışanlarından Promosyon Tepkisi!
Eğitim Çalışanlarından Promosyon Tepkisi!
Türk Eğitim Sen Çorum Şubesi üyeleri, promosyon güncellemesi başta olmak üzere kariyer basamakları sınavı, sözleşmelilere kadro gibi eğitim çalışanlarının sorunlarını gündeme getirmek için İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplandı. Basın açıklamasına, Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Çorum Şube Başkanı Selim Aydın, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların başkanları ile Türk Eğitim-Sen Çorum Şubesi üyeleri katıldı.
“Çalışanlardan Çok Bankalar Avantajlı”
Eğitim çalışanları adına bir açıklama yapan Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Çorum Şube Başkanı Selim Aydın, promosyon anlaşmalarına tepki gösterdi. Yapılan anlaşmanın eğitim çalışanlarından çok bankaları avantajlı çıkardığını vurgulayan Aydın, “İlçe Milli Eğitim müdürlükleri ile bağlı faaliyet gösteren kuruluşlarda görev yapan eğitim çalışanlarının maaş ve özlük haklarının banka üzerinden ödenmesi için geçmiş tarihlerde ihaleler yapılmıştır. İhaleyi kazanan banka ile kurum yetkilileri 3 veya 5 yıllık sözleşmeler imzalamıştır. O günkü şartlar altında yapılan sözleşmeler günümüz şartlarına göre revize edilerek güncellenmesi zaruridir ve aynı zamanda ahlakidir. Geçtiğimiz haftalarda başlatmış olduğumuz dilekçe eylemimize katılan bütün eğitim çalışanlarına teşekkür ediyorum. Yetkili sendika ve komisyon üyesi olarak vermiş olduğumuz mücadelede eğitim çalışanlarının menfaatini düşünerek yanımızda yer alan İl Milli Eğitim Müdürümüz Abdullah Kodek’e, Şube Müdürümüz Arslan Arslan’a, Şube Yönetim kuruluma teşekkür ediyorum. Aynı iradeyi ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerimizden de, diğer kurumlarımızdan da bekliyoruz. Çünkü Önceden promosyon anlaşması yapan bankalar avantajlı, çalışanlar ise mağdur durumdadır. Yaşanan mağduriyetin giderilmesi için geçmiş yıllarda kurum ile bankanın yapmış olduğu promosyon sözleşmelerinin güncellenmesi gerekmektedir. Rakamlar her gecen gün yükselmektedir. Basına ve kamuoyuna yansıyan güncel promosyon ücretleri ise herkesin malumudur” diye konuştu.
“Öğretmenlik Sadece Bilme Mesleği Değildir”
Kariyer basamakları sınavına tepki gösteren Selim Aydın, “Hepimizin malumu olduğu gibi Öğretmenlik Meslek Kanunu 14 Şubat’ta kanunlaşarak yürürlüğe girmiş ve 12 Mayıs’ta yönetmeliğin ilanı ile birlikte birçok sorunu ortaya çıkaran bir süreç başlamıştır. Türk Eğitim Sen’in yıllardan beri karşı çıktığı ‘Sınavla Kariyer’ uygulaması yeniden karşımıza çıkmış, tecrübelerimiz ve önerilerimiz maalesef göz ardı edilmiştir. Türk Eğitim Sen olarak açıklıkla ifade ediyoruz: Öğretmenlerin kariyer planlaması sınavla olmaz. Çünkü sınav sadece bilgiyi ölçer; oysa ki öğretmenlik sadece bilme mesleği değil, bildiğini aktarma mesleğidir. Dolayısıyla burada esas alınması gereken tek ölçüt, deneyim, tecrübe olmalıdır. Sendikamız yıllardır bunun mücadelesini yürütmekte ve 10 yılını dolduran öğretmenlerin uzman, 20 yılını dolduran öğretmenlerin de başka herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın başöğretmen olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir” şeklinde konuştu.
Eğitim çalışanlarının taleplerini sıralayan Selim Aydın, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Yıl 2022 kanun teklifinin 31 Aralık 2021 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulmasıyla birlikte komisyon ve Genel Kurul aşamalarına bizzat katılarak meslektaşlarımızın beklentileri en üst düzeyde dile getirdik.
14 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğe giren Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun uygulamasına dair hazırlanmış olan “Aday Öğretmenlik ve Kariyer Basamakları Yönetmeliği” yayınlanır yayınlanmaz, meslektaşlarımızı mağdur edebilecek hususların iptali için 25.05.2022 tarihinde Danıştay’a başvurduk.
Özellikle sınav yoluyla uzman ve başöğretmenlik düzenlemesinin gereksizliği ve doğurabileceği problemlere dikkat çektik. Oysaki öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir. HattaÖğretmenlik Meslek Kanunu dahi mesleği böyle tanımlamıştır. Aslında bu kanunun 3’üncü maddesi “Öğretmenlik, eğitim ve öğretim ile bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.” İfadesi aynı kanunla öğretmenleri sınavla uzman yapılacağı hükmünün gereksizliğini ortaya koymaktadır. Nitekim 1739 Sayılı MEB Temel Kanunu’nda da öğretmenliğe uzmanlık mesleği olduğuna yer verilmiştir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu, öğretmenlerimizin muhatap olduğu mevzuat ve süreçleri muhtevasında toplamalıdır.
Kariyer basamaklarında sınav şartı kaldırılmalı, 10 yılını dolduran her öğretmen uzman öğretmen, 20 yılını dolduran her öğretmen başöğretmen olmalıdır. Sözleşmeli atama sonlandırılmalı, Tüm öğretmenler sadece kadrolu olarak istihdam edilmelidir. Liyakat ve ehliyeti esas alan bir yönetici atama sistemi ihdas edilmelidir. Adaylık Değerlendirme Komisyonlarının teşkilinde siyasal ve sendikal saiklerden uzak bir yapı kurgulanmalıdır. Anayasa ve DMK’nın iş güvencesi ile hükümleri kanunda yer almalıdır. Öğretmenlerin her türlü istihdam, özlük, ödeme, disiplin, terfi, izin, atama iş ve işlemleri meslek kanunu içinde olmalıdır. Başarıyı esas alan ve teşvik eden objektif bir ödül sistemi hayata geçirilmelidir. Ek ders ücretleri %100 artırılarak, öğretmelerin rahat bir nefes alması sağlanmalıdır. Bu oran Destekleme ve Yetiştirme Kurs ücretlerine de aynı oranda yansıtılmalıdır. Çalışanların vergi dilimi %15’e sabitlenmelidir. Performans değerlendirmesi gibi öğretmenlerin çalışma azmini olumsuz etkileyecek bir değerlendirme kesinlikle olmamalıdır. Müdür, Müdür Başyardımcısı ve Müdür Yardımcısı olarak görev yapanların aylık karşılığı ve isteğe bağlı ek ders ücreti karşılığında derse girme zorunluluğu kaldırılmalıdır. Tüm öğretmenlerin maaş karşılığı ders saatleri 15 saate eşitlenmelidir. Şiddet ve tacize yönelik önleyici tedbirler ve caydırıcı müeyyideler hayata geçirilmelidir. Elverişsiz koşulların hakim olduğu bölgede görev yapan öğretmenlere Zorunlu Hizmet Tazminatı ödenmelidir. Bu ve benzeri talep ve önerilerle içeriği zenginleştirilmiş bir Öğretmenlik Meslek Kanunu hem meslektaşlarımızın yaşadığı problemleri sonlandıracak hem de ve dolayısıyla daha verimli bir eğitim hizmeti sunulmasına zemin sağlayacaktır. Görevde Yükselme Sınavları düzenli olarak yapılsın. İl içi sıralar yeniden işletilmelidir. Eğitim Hazırlık Ödeneği bir maaş tutarında tüm eğitim çalışanlarına ödenmelidir. Yardımcı hizmetler sınıfına dahil personel genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmelidir. Üniversite idari personelinin nakil sorunları çözülsün. Üniversitelerde 13/B-4 Yetkisi adeta bir cezalandırma ve keyfiyet yetkisi olarak kullanılamaz. 50/D 33/A olsun. Genç akademisyenlerimiz, daha meslek hayatlarının başında gelecek kaygısına mahkum edilemez. 3600 Ek Gösterge Kamu şeflerinin de hakkıdır.
uzun yıllardır beklenen meslek kanunu 14 Şubat 2022 tarihinde hayata geçirilmiştir, bu bir kazanımdır ve şimdi sıra öğretmenlerimizin talep ve beklentileri ölçüsünde kanunun içinin eksik kalan alanlar başta olmak üzere hakkaniyetle doldurulmasına gelmiştir. Nitekim Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer de, önceki gün yaptığı bir açıklamada kanunun Meclis açıldıktan sonra yeni haklarla sürekli genişleyecek olan bir kanun olduğunu ifade etmiştir.
Bu noktada beklentimizi bir kez daha ifade ediyor ve TBMM’ye çağrıda bulunuyoruz: Gelin eğitimin paydaşlarıyla da istişare ederek Kanunun içini hep birlikte dolduralım. Siyasi partilerimiz, Milli Eğitim Bakanlığı, sendikalar, öğretmenler omuz omuza vererek, Cumhuriyet tarihinde ilk kez çıkarılan bu kanunun tatmin edici olmasını sağlayalım.
Amacımız, öğretmenlik mesleğinin itibarının incitilmemesi, mesleğin statüsünün yasal bir zeminde yükseltilmesi, öğretmenlerin moral ve motivasyonlarının artırılması olmalıdır.”