“Derdimiz Millet Meselesi, Memleket Meselesidir”
“Derdimiz Millet Meselesi, Memleket Meselesidir”
Deva Partisi Çorum İl Başkan Yardımcısı Ömer Akman ülkemizin Covid-19 pandemisine özellikle Cumhurbaşkanlığı Sistemi (CBS)’ne geçiş sonrası kendini iyice hissettiren ve tamamen iktidarın yönetim hatalarından kaynaklı, bir ekonomik kriz içinde yakalandığını belirtti.
Akman “Virüsün kontrolsüzce yayıldığı bir dönemde esnaf, hükümet tarafından sözde vaatlerle avutulmaya çalışılıyor. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş ile başlayan ve pandemide zirveye ulaşan ekonomik durgunlukla mücadelede hayalleri bırakıp, esnafımızın gerçek dertlerine DEVA olunması için çağrılarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Deva Partisi Çorum İl Başkan Yardımcısı Ömer Akman yayınladığı mesajda şu ifadelere yer verdi:
Pandeminin ilk dalgasında hükümetten beklediği desteği alamayan esnaf/işletme sahipleri, vatandaşlar elinde avucunda ne varsa tüketti. Sonra da hükümet tarafından adres gösterilen bankalardan kredi aldı, kredi kartlarına yüklendi. Onlar da yetmeyince, eş dosttan borç aldı.
Ve sonuçta orta ve alt gelir grubu vatandaşlarımız ciddi bir borç sarmalının içine düştü.
Hal böyle iken, iktidar tarafından açıklanan destek/hibe programlarının hem çok geç, hem de yetersiz ve net olmamasından dolayı binlerce iş yeri, dayanma güçleri kalmadığı için kapandı ve kapanmaya devam ediyor.
Ayakta kalan farklı iş kollarındaki çoğu esnaf/işletme sahibi, onların tedarikçileri de zaten Mart 2020’den bu yana her şeyini tüketmiş, adeta evlerine ekmek götürmekten yoksun hale gelmiş, nefes darlığı içinde ve entübe olmamak için devletin kendilerine el uzatılmasını bekliyordu.
İktidar, pandemi süreci boyunca hep “mış” gibi yaptı/yapmaya devam ediyor.
Hükümet, medya gücünü kullanarak göstermelik paketlerinin yeterli olduğuna vatandaşı inandırmaya çalışmaktadır.
İktidar tarafından özellikle parti kongrelerinde belli iş kolları için açıklanan kira, ciro kaybı-hibe destekleri, kredi borcu ötelemeleri, stopaj ve KDV indirimlerine ilave süre ve yeni başvurular için süre uzatımları vb. içeriğe sahip ‘sözde’ paketler, maalesef yine esnafın/işletmelerin beklentilerini karşılamamış, dertlerine deva olmamıştır çünkü, söz konusu destekler, kapsadığı kesimlerin acil olan finansal sıkıntılarını gidermediği gibi sıkıntının büyüğünü yaşayan yüzbinlerce esnafı da dışarıda bırakmıştır.
Tabii bütün bu sıkıntılarla bağlantılı olarak da esnafın/işletme sahiplerinin, çalışanların/çalışmayanların artık kriz aşamasından, buhran ve psikolojik bunalım aşamasına geçtiği, hatta yokluk/borçluluk intiharlarının ve gün geçtikçe kapanan iş yeri sayısının arttığı devlet kayıtlarında olmasına rağmen, Sn.Cumhurbaşkanı tarafından, gerçeklikten kopuk ve trajikomik bir şekilde “kapanan dükkan yok” denilmiştir. Oysa pandeminin 2020 yılında kapanan toplam işletme sayısı 40 bin 183’e ulaştı. 2021 yılı Ocak ve Şubat aylarında toplam 7 bin 328 şirket daha kapanmış ve pandemiden itibaren kapanan şirket sayısı toplam 47 bin 511 olmuştur.
Pandemi başladığından beri bu yılın ocak ve şubat aylarında 19 bin 727 olmak üzere iş yerini kapatan esnaf sayısı 119 bin 315 oldu. Pandemi ile birlikte icra ve iflas dosyalarında yaklaşık 1.6 milyon artış olmuştur.
İş dünyamızın büyük çoğunluğu KOBİ’lerden oluşmakta olup, çalışanlarımızın da yine büyük çoğunluğu asgari ücret karşılığı çalışmaktadır. Bunlara rağmen, hükümetten yeterli desteği alamadığı için çalışan maaşlarını ödeyemeyen esnafımız ve işletmelerimiz işçileri kısa çalışma ödeneği şartlarını taşımamaları halinde ücretsiz izne çıkartmaktadır. Bazı durumlarda esnafımız, kısa çalışma ödeneğinden faydalanan çalışanlarını dahi ücretsiz izne çıkartmakta, çünkü kendisine düşen ücret ödemesini yapamamaktadır.
Kısa çalışma ödeneği şartlarını taşımayan ve yeni bir iş bulmanın hayli güç olduğu pandemi döneminde ücretsiz izne ayrılan kişi, çalışırken aldığı ücret farketmeksizin 2020 yılı sonuna kadar evine yalnızca ayda bin 168 TL (2021:1420 TL) götürebilmiştir. 2020 asgari ücretinin 2 bin 324 TL, 2021 yılı asgari ücretinin 2 bin 825 TL olduğu düşünüldüğünde, asgari ücretlinin yüzde 50 gelir kaybı olmaktadır. Daha yüksek maaş alanların daha yüksek gelir kaybı söz konusudur. Yani vatandaştan pandemi süresince asgari ücretin yarısı ile hayatını idame etmesi isteniyor.
İşletmenin kısa çalışma ödeneğinden yararlanması için çalışanın son üç yılda 450 gün ve son 60 gün ‘kesintisiz’ prim ödemesinin yapılmış olması gerekiyor. İşverenler, bu şartları sağlamayan çalışanlar için kısa çalışma ödeneğinden yararlanamamaktadır. Bu koşul, özellikle iş hayatına yeni atılmış genç çalışanları(son üç yıl şartı) ve sürekliliği olmayan meslek sahiplerini (son 60 gün şartı) olumsuz etkilemiştir. Bu kişiler ya ücretsiz izne çıkarılmış ya da kendi isteğiyle iş akdini sonlandırmıştır.
Halkı ve esnafı çalışanı düşünmeyen iktidar, işletmeler ve çalışanlar için yetersiz de olsa bu pandemi süresinde 3,7 milyon çalışana destek olan kısa çalışma ödeneğindeki koşulların esnekleştirilmesi uygulamasını sonlandırmıştır.
Aralık 2020’de alınan bir kararla, kısıtlamalar sonucu pandemiden doğrudan etkilenen ve sadece ticari kazançları basit usülde tutulan 806 bin 871 vatandaş ile 432 bin 567 esnafa/küçük ticaret erbabına, üç ay süre ile aylık bin TL yani toplam 3 bin TL destek verileceği belirtildi fakat bu tutar son derece yetersiz ve vatandaşın yarasına biraz olsun merhem olmaktan uzak.
Lokanta ve kafelere yönelik açıklanan teşvik paketine göre 2019 cirosu 3 milyon TL ve altı olanlara, eğer 2020 yılında cirosu 2019 yılına kıyasla yüzde 50 ve daha fazla azalmışsa, 2 bin liradan az, 40 bin liradan fazla olmamak kaydıyla, ciro kaybının yüzde 3’ü oranında destek ödemesi yapılacağı açıklandı ancak 2 bin TL ve üzeri olabilecek desteğin esnaf için birikmiş fatura borcunu karşılamayacağı, hatta en üst limit olan 40 bin TL destek alınsa bile, bu sefer de daha fazla çalışana sahip olan işletmelerin bir aylık personel giderlerini karşılayamayacağı açıktır.
Esnafa büyükşehirlerde aylık 750 lira, diğer illerde ise 500 lira kira yardımı açıklanmıştır. fakat şartlar, yine sınırlı bir gruba işaret etmektedir.
Yıllık kira bedeli toplamı, büyükşehir belediye sınırları içinde 2019 takvim yılı için 9 bin TL’yi aşmayan (2020 takvim yılı için 11 bin TL), diğer yerlerde 2019 takvim yılı için 6 bin TL’yi aşmayan (2020 takvim yılı için 7 bin TL) işletmeler yararlanabiliyor. Ticaret erbabının söz konusu kira desteğinden yararlanabilmesi için aylık kiranın büyükşehirlerde ay bazında 916 TL ve diğer illerde ise 583 TL’sını aşmaması, sadece basit usulde vergilendilenleri kapsaması, yani gerçek usulde vergilendirilenlerin kapsam dışı kalması, birden çok işyeri olanlar için desteğin sadece bir iş yeri için geçerli olması gibi koşullar nedeni ile kira desteğinden faydalanabilecek esnaf/işletme sayısı da oldukça kısıtlıdır.
İktidar sözde tedbir paketleri açıklamaya devam etmiş “Nisan ve Mayıs aylarınca normalleşme ve izin kapsamı sigorta desteğinden yararlanamayan lokanta ve kafe çalışanlarının primleri desteklenecek, nakdi yardım yapılacaktır” denilmiştir. Bu kapsamda sadece yiyecek ve içecek sektöründe çalışanlar için Nisan ve Mayıs aylarındaki sosyal güvenlik primlerinin İşsizlik Sigortasından karşılanması ve ücretsiz izne ayrılanlara için bin 500 liralık yardım yapılmasına yönelik kanun teklifi TBMM’ye sunulmuştur.
Vergi, prim v.b. ödemelerin ve kredilerin ertelenmesi, kredi-finansman olanakları sunulması esnafımıza nefes aldırmaktadır fakat unutulmaması gerek ki bu, sorunların halı altına süpürülmesi anlamına gelmektedir. Birkaç dönem sonra geri ödemeler esnasında çoğu işletme sahipleri birikmiş, büyük külfetlerle karşılaşacaktır. Ek olarak yüzde 18-19 civarındaki faiz oranı, işletmelerin borç yükünü daha da artırmaktadır.
Hatırlanacağı üzere hükümet yerel seçimler öncesinde özellikle İstanbul ve Ankara’da patates ve soğan depolarına baskınlar düzenlemiş, tanzim satış noktaları ile piyasaya çağdışı müdahaleler yapmıştı. Bugün de fiyatlar aynı şekilde sıçramakta. Bu sefer hükümet haksız fiyat değerlendirmeleri yaparak piyasadaki üretici ve satıcılara ağır cezalar kesme yoluna gidiyor. Yani esnafımız ve üreticimiz, yükselen maliyetlerden dolayı cezalandırılıyor.
Pandemi nedeniyle, ülkelerin ekonomilerini ayakta tutabilmek için hazırladıkları maddi destek paketlerinin milli gelire oranları sıralamasında Türkiye gerek G20 gerekse gelişmekte olan ülkeler arasında en son sıralarda olan ülkelerden biridir.
İktidarı ‘İnadına yapacağım’ noktasından istişare ile ilerleme noktasına davet ediyoruz. Atalarımızın bir sözü vardır; ‘bin bilsen de bir bilene sor’ demişler. Ortak akıl, tek akıldan her zaman evladır. Etrafına menfaat duvarları örülmüş bir iktidarın bazen muhalefet sözü dinlemesi çok faydalıdır. Bizim derdimiz millet meselesi, memleket meselesidir.
Geçilmeyen köprülere, kullanılamayan hava alanlarına verdiğiniz gibi yaşadığımız bu zor günlerde destekleri vatandaştan esirgemeyin. Elimizde imkanlar yok değil, yalnızca vatandaşa gelince yok.
DEVA Partisi olarak, çözüm önerilerimizi sunmaya ve vatandaşımızın gerçek gündemini en güçlü şekilde dile getirmeye devam edeceğiz.