“Çare Atatürk İlkelerinde”
“Çare Atatürk İlkelerinde”
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkez 16. Olağan Genel Kurulunun ardından hazırlanan sonuç bildirgesi kamuoyuna duyuruldu.
ADD Çorum Şube Başkanı Uğur Demirer yeni bir yönetimin oluşturulduğu ADD genel kurulunda “Çare Atatürk devrim ve ilkelerinde, çare Türk halkının iradesinde …” vurgusu yapıldığını bildirdi.
Sonuç bildirgesi hakkında bilgiler veren Demirer “Son gelişmeler göstermektedir ki, ortaçağ karanlığını temsil eden gericilik, bütün dünyada kan kaybettiği gibi, ülkemizde de “siyasallaştırılmış İslam” Atatürk Cumhuriyeti’nin karşısında kaybetmiştir. Sonuçta, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının gönlündeki cumhuriyet kaleleri yıkılmamış, aksine büyük bir uyanış başlamıştır” ifadesini kullandı.
ADD’nin “Sonuç Bildirgesi” şu şekilde:
Dünyanın en büyük Demokratik Kitle Örgütü olan, Atatürkçü Düşünce Derneği‘nin (ADD) 16.Olağan Genel Kurulu 25-26 Eylül 2021 tarihinde Ankara ODTÜ Mezunlar Derneği, Vişnelik Tesislerinde delegelerin ve üyelerin coşkulu katılımı ile gerçekleştirilmiştir.
16.Olağan Genel Kurulumuz çok anlamlı bir tarihe denk gelmiştir. 26 Eylül 2021, bundan tam 89 yıl önce yapılan Türk Dil Kurultayı ile Dil Devrimine adım atıldı. Dil Devrimi ile dilimiz güzelleşti, gelişti. Dilimiz ve ufkumuz özgürleşti. Dilimiz ulusal bütünlüğümüzün çimentosudur.
Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki; “ülkesini ve yüksek istiklalini bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.” Bu bilinçle, ADD 16. Olağan Genel Kurulu olarak dilimize, kimliğimize, vatanımızın bölünmez bütünlüğüne, üniter, laik, demokrat ve sosyal devlet anlayışına bir kez daha bir bütün olarak ısrarla sahip çıktığımızı ilan ediyor ve dil bayramımızı kutluyoruz.
100. yılında Cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerini ve düşüncelerini yeniden hayata geçirmek için başta ADD’nin tüm üyeleri olmak üzere, Atatürk’e, laik ve Cumhuriyete inanan yurttaşlarımıza tarihi bir sorumluluk düşmektedir. Son yirmi yılda uygulanan, emperyalizmin çıkarlarına hizmet eden neo-liberal politikalar ve din sömürüsüne dayanan ‘’siyasallaştırılmış İslam’’ anlayışı ülkemizi adım adım üniter, laik, halkçı ve kamucu anlayıştan uzaklaştırırken, toplumsal kutuplaştırmayı da arttırmıştır.
Bu nedenle, 2023’de Cumhuriyetimizin 100. Yılına girerken Atatürk Cumhuriyeti kurumlarının yeniden inşası için başta, ADD üyeleri olmak üzere 16. Olağan Genel Kurulunda başta seçilen yeni yönetim kuruluna ve adaylık yarışına katılan tüm üyelerimize büyük ve tarihi bir sorumluluk düşmektedir.
Çünkü, büyük özverilerle hayata geçirilen cumhuriyet devrimleri ve kurumları yok edilirken ülkemizin maddi varlıkları ve doğası büyük bir talana ekonomik ve ekolojik yıkıma uğramaktadır.
Bunun neticesinde üretim ekonomisi çökmüş, tarımda ve sanayide dışa bağımlılık artmış, işsiz sayısı, gençlerin barınma sorunları, eğitim sisteminde bilimsel, laik, karma eğitimden uzaklaşıp, yazboza dönen tutarsızlık, kadın ve iş cinayetleri, çocuk istismarı, vahşi emek sömürüsü artmıştır. Atatürk’ün “Üreten köylü milletin efendisidir” sözü tarihimize geçmişken, bugün köyler mahalle üreten köylüyü ise tüketici durumuna getirilmiş, büyük bir çıkmazın ve yoksulluğun pençesinde sahipsiz bırakılmıştır.
2020 yılı başlarına, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla birlikte ülkemiz ekonomisi ve sağlık sistemi çok olumsuz etkilenmiştir. Başta fedakâr sağlık çalışanlarımız olmak üzere birçok yurttaşımız hayatını kaybetmiş ve kaybetmeye devam etmektedir. Atatürk’ün kurduğu Refik Saydam Hıfzıssıha Enstitüsü ve Aşı Birimleri kapatılarak ülkemiz birçok alanda olduğu gibi sağlık alanında da dışa bağımlı hale getirilmiştir. Ülkemiz, son 20 yılda izlenen yanlış ve özelleştirmeci sağlık politikalarının etkisiyle bu olumsuz sarmalda büyük acılar ve sıkıntılar yaşamaktadır.
Ülke olarak yaşadığımız bu süreç, toplumdaki ayrışma ve kutuplaşma emperyalizmin amaçlarına hizmet etmektedir. Afganistan‘da yaşanan gelişmelerle Dünya Atatürk’ü yeniden keşfederken, bir kez daha Atatürk Devrim ve İlkeleri (Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Devrimcilik) mazlum milletler için yol gösterici olmuştur. Atamızın; “Yurtta barış, dünya da barış’’ sözleriyle bir kez daha dünyada refahın ve barışın sağlanabileceği anlaşılmıştır.
2010 referandumu ile yapılan sivil darbe ile Ergenekon, balyoz ve benzer kumpaslarla TSK’den Atatürkçü kadroları tasfiye edilmiş, hapislerde ve hastanelerde ölümler ve toplumsal acılar yaşanmıştır. 2016 da ise, FETÖ darbe girişimi sonrası dayatılan OHAL koşullarında ve mühürsüz oylarla yapılan 2017 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (tek adam) Referandumu ile kurtuluş savaşımızın karargâhı halkımızın kayıtsız, şartsız egemenliğini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) etkisiz hale getirilmiştir.
Son gelişmeler göstermektedir ki, ortaçağ karanlığını temsil eden gericilik, bütün dünyada kan kaybettiği gibi, ülkemizde de “siyasallaştırılmış İslam” Atatürk Cumhuriyeti’nin karşısında kaybetmiştir.
Sonuçta, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının gönlündeki cumhuriyet kaleleri yıkılmamış, aksine büyük bir uyanış başlamıştır.
ADD’nin Merkez Genel Kurulu olarak yeni yönetimi, şubeleri, temsilcilikleri ve tüm üyeleri ile birlikte bu uyanışa öncülük ederek çağdaş, üniter, laik, demokratik ve sosyal hukuk devletini, tüm kurumlarıyla yeniden ayağa kaldırmaya Atatürk Cumhuriyetini yeniden hayata geçirmeye ant içtiğini Türkiye’ye ve tüm dünyaya duyurmaktadır.
Çare Atatürk devrim ve ilkelerinde, çare Türk halkının iradesinde …