“Başörtüsü Yasağı Sona Ermeli”
Eğitim Bir-Sen Çorum Genişletilmiş İl Divan Toplantısı
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, başörtüsü yasağının kaldırılması gerektiğini söyledi. Yasağın, kadın-erkek eşitliğine aykırılığın yanı sıra kadın-kadın eşitliğine de aykırı olduğunu ifade eden Gündoğdu, yasağın resmen bir cinsiyet ayrımcılığı olduğunu, Türkiye’nin en kısa zamanda bu ayıptan kurtulması gerektiğini kaydetti.
Ahmet Gündoğdu, Eğitim Bir-Sen Çorum Genişletilmiş İl Divan Toplantısı’na katıldı. Gündoğdu, toplantı öncesi gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sendikacılığı değerler sendikacılığı olarak gördüklerini ve bu ilkeler doğrultusunda sendikacılık yaptıklarını ifade eden Gündoğdu, bu kapsamda dünyadaki bütün mazlumların kendi alanlarına girdiğini belirtti. Demokrasi mücadelesi, dünyadaki mazlumların sözcüsü olma ve kamu çalışanlarının hak ve özgürlüklerini gözeten bir sendikacılık yaptıklarını söyleyen Ahmet Gündoğdu, “4688 Sayılı Kanun faaliyet alanımızı ülke sınırlarından ibaret saysa da gönül yasamız bütün insanlığa ulaşacak büyüklükte. Bunun için hem ülkemizde hem de dünyadaki mazlumların sözcüsü de olduk, onlara yardım elini de uzattık.” şeklinde konuştu.
Kıyafetine bakılarak insanların değerlendirilmesini istemediklerini söyleyen Gündoğdu, başörtüsüne özgürlük konusunda seferberlik başlattıklarını belirtti. TBMM önünde Memur-Sen olarak bir eylem gerçekleştirdiklerini dile getiren Gündoğdu, bütün illerde bu eylemlerin devam ettiğini söyledi.
SURİYE HALKININ YANINDA OLMALIYIZ
Suriye’deki gelişmeleri de değerlendiren Ahmet Gündoğdu, Suriye’nin sözcüsü Rusya’nın bile Esed’in gideceğini söylemesinden sonra, ülkemizdeki devletin ve sivil toplumun Suriye halkının yanında olması gerektiğini söyledi. Suriye’de kendi halkına zulmeden bir yönetim olduğun söyleyen Gündoğdu, Suriyeliler’in de kendi seçtikleri yöneticiler tarafından yönetilme hakkı olduğunu belirtti.
KİRLİ HUKUK ÖZLEMİ SAHNEYE SÜRÜLÜYOR
Ergenekon davası başladığında yargı sürecinin uzadığını söyleyenlerin, davanın sonuna yaklaşılınca, davanın bitmemesi için çalıştıklarını da dile getiren Gündoğdu, “Şimdi de dava bitmesin, uzasın diyorlar. Kirli hukuk özlemi sahneye sürülüyor. Bunun başında da CHP ve İşçi Partililer geliyor” dedi.
REFERANDUM, MİLLETİN DEVLETİNE GEÇİŞİN KAPISINI ARALADI
Referandumla devletin milletinden milletin devletine geçişin kapısının aralandığını söyleyen Ahmet Gündoğdu, daha sonra şunları söyledi: “Devlet, hep döver, hem sever, dendi. Son zamanlara kadar sevdiğini pek göremedik ancak her on yılda bir darbeler eliyle milletini döven devleti gördük. Milletini döven derin devletti, jakoben devletti. Ancak referandum, sivil anayasaya geçişin ve milletin devletine geçişin kapısını araladı. Bunun için ‘toplu sözleşmeye de, toplumsal sözleşmeye de evet’ dedik”
YETKİSİNİ PAYLAŞMAK İSTEMEYENLER OLDU
Referandumda evet’e öncülük edip bunun tadını çıkarmak isterken toplu sözleşme yasasının çıkması ve toplu sözleşme sürecinde bunu yaşayamadıklarını söyleyen Gündoğdu, yetkisini paylaşmak istemeyen iktidar ve bürokrasi ile karşılaştıklarını belirtti. Özellikle maliye tarafından bu direncin gösterildiğini belirten Gündoğdu, yüzde 50 oy alan iktidarın memur maaş zammını belirleyemeyecek olmasının hazımsızlığını yansıttığını kaydetti.
DÜNÜN YASAKÇILARI, MEMUR-SEN SAYESİNDE ÖZGÜRLÜKÇÜ OLDU
Türk Eğitim-Sen ve Kamu-Sen’in 28 Şubat sürecinde kayıp olduğunu, başörtüsüne özgürlük isteyenlerin gerçekleştirdiği eylemlerin hiçbirine katılmadığını söyleyen Gündoğdu, “770 öğretmen başörtüsü yüzünden okullarından uzaklaştırıldı. Destek istemek için kendilerine giden bu öğretmenlere, ‘devlet yasaklıyorsa vardır bir hikmeti’ dendi. Hatta, başını açmayıp okula gitmedikleri için de, öğrencileri koministlere bırakmakla suçlamışlardı. Peki, kimdi o koministler; şimdi kanka oldukları sendika ve konfederasyonlar. Ama, biz sıkıştırdıkça onlar da başörtüsüne özgürlüğü dile getirmeye başladılar. Taklit edilmekten rahatsız değiliz. Yeter ki, milletimizin bir kazancı olsun. “ şeklinde konuştu.
Bilim adamları diyorlar ki, üçüncü dünya savaşı patladığı gün Türk toprakları üstünde yaşayan herkes, her canlı birkaç saat içinde ölecektir.