AK Parti’nin Çorum Mitingi
Kurtulmuş: Hepimizi dinlemişler
AK PARTİ’NİN BÜYÜK ÇORUM MİTİNGİ
Numan Kurtulmuş meydanda toplanan partililerle buluştu
Külcü: Başbakan ihtiyaç duyulan illere gidiyor
Kurtulmuş: AK Parti’yi indirmenin yolu sandıktır
Kurtulmuş: Hepimizi dinlemişler
Ak Parti’nin “Büyük Çorum Mitingi” yazıçarşı meydanında yapıldı. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş meydanda toplanan partililerle buluştu.
Saat 13.30’da başlayacağı duyurulan miting yaklaşık bir saat gecikmeli başladı. Mitinge ilçelerden de partililer katıldı.
Miting öncesi alanda toplananları coşturmak için Kadın Kolları Başkanı Arife Betül Gülgün büyük çaba gösterdi.
1 saat gecikmeli başlayan mitingde Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un ile birlikte Çorum Milletvekilleri Salim Uslu ve Cahit Bağcı’da katıldı. Numan Kurtulmuş partililerle birlikte platforma çıkarak vatandaşları selamladı.
Bu arada Belediye Başkanı Muzaffer Külcü ve partililerin bir hayli gergin oldukları dikkat çekti.
Mitingde ilk konuşmayı Ak Parti İl Başkanı Ahmet Sami Ceylan yaptı.
Ceylan konuşmasında CHP Belediye Başkan Adayı Kenan Nuhut’u hedef aldı. Ceylan, Kenan Nuhut’un Çorum’da oy kullanamayacağını iddia etti.
Ceylan’dan sonra Belediye Başkanı Muzaffer Külcü söz aldı.
Külcü miting için bu seçimlerde Çorum’a gelmeyen başbakanın ihtiyacı olan illerde miting yaptığını söyledi.
Külcü’nün ardından Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş kürsüye geldi. Numan Kurtulmuş muhalefeti eleştirdi ve isim vermeden cemaate yüklendi. Gündeme bomba gibi düşen ses kayıtlarından söz ederek “Hepimizi dinlemişler” diyen Kurtulmuş Ak Parti’yi istemeyenlere sandığı adres gösterdi.
geçenlerde muzaffer külcü yolda nasıl yürüdüğünü bir hakeyeyle anlatmış.birde bizim ağzımdan r külcünün yolculuğunu dinlesinler mesala vekil olduğunda bir agah kafkas bir murat yıldırım arasında dokuduğu mekikiği,mehmet karadağ ve faruk özkader arasında dokuduğu mekik,asami ceylan ve nihat akar arasında dokuduğu mekik,belediyeden önce kömür ticareti,borçları ve sonrası ortakları ile kurduğu ticaret,faruk özkaderi nasıl sattığı,mahelleden arkadaşı iboyu nasıl yanından kovduğu,imarda l çalışmalar,yargılandığı dava,mütahitlerle ilişkileri,reklamda uyguladığı taktik,amerikadaki macerası,vekilliği döneminden hikayeleri,park bahçeler ve sarıgül otelindeki okey masasındaki muhabetleri,ibrahim çalış olayı sonrası,serra beton da ortakları ile ilişkileri,arkadaşlarının kendisi hakkında söylediği sözler.yolda nasıl yürüddüğünü çorumlu konuşuyor.
Belediye seçimlerine bir haftadan az zaman kaldı.Seçmen kanaat notunu verecek.Ölçü belli.Çorum’dan büyük kentlere göç var mı,varsa ne kadar?Kaç kişi Çorum’da tedavi olamayıp büyükşehire çıkmak zorunda kalıyor?İş ve işçi istihdamı yeterli mi?İşsizlik oranı çok mu?İntihar ve cinnet olayları,aile içi dramlar devam ediyor mu?Soruları çoğaltabiliriz.Kısacası sorunlarımızın çözüm noktasında başarı çıtamız ne kadar,ne kadarını başarmışız?Mitinglerin belki bir dili olabilir ama tedavi için olmazsa olmaz temel ilaçları alamayan,iyi ve sağlıklı beslenemeyen bünye,ne kadar sen iyisin,güçlüsün,aferin sana dense de,moral de pompalansa bir işe yaramaz.Bünye zaman içinde tedbir de alınamamışsa çöker,helak olur gider.Kimse kimseyi kandırmasın.Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz misali,varsa bir izi, bir hafta sonrası gerçek ne ise ortaya çıkacak.
AKÇE PARTİLİ ESKİ DOSTLAR MİTİNGDE BULUŞMUŞ 5 YIL ÖNCE BELEDİYE BAŞKANLIĞINDA YARIŞAN VE BİRBİRLERİNE KURŞUN ATAN ŞAHISLAR ŞİMDİ AYNI SAHNEDE OMUZ OMUZA ÇORUMUN YÖNETİMİNE TALİP OLUYORLAR.ALLAH BİZLERİ BU İKİ ZATIN YÖNETİMİNDEN KORUSUN.NEDEN Mİ BİRBİRLERİNE KAVGADA SÖYLENMEYECEK HERŞEYİ SÖYLEYİP HİÇ BİRŞEY OLMAMIŞCASINA YANYANA GELİYORSA SİZ DÜŞÜNÜN YARIN NELER OLMAZ NELER. ANADOLUDA ÇORUMDA MERT,ERKEK,YİĞİT,ASLAN,AHLAK,DÜRÜST,ŞEREF GİBİ KAVRAMLAR VARDIR.SÖZÜDE ÖZÜDE BİR DERLER ADAM OLAN ADAMA BÖYLELERİNE DERLER BİLEMİYORUM.GERÇİ ÇOK GÖRMEMEK LAZIM NUMAN BEYDE BAŞBAKANA KAVGADA SÖYLENMEYECEK BÜTÜN HERŞEYİ SÖYLEDİ.ACABA İŞLER BOZULUNCA BU SEFER BAŞBAKANA NE DERLER ACEP.NEYSE UZATMAYIM ÇORUMLULAR BUNLARIN BİRBİRLERİNE SÖYLEDİKLERİNİ BİR DUYSA BIRAKIN MİLLETVEKİLLİĞİ,BELEDİYE BAŞKANLIĞINI ÇORUMA BİLE KOYMAZLAR.
Vatandaşın parası ile de hava atılmaz
Yol, kaldırım, park yaparak Belediye Başkanı olunmaz, vatandaşın parası ile de hava atılmaz
Önümüzde yerel seçimler var. Gündem yoğun ama “Bir belediye başkanı nasıl olmalı” sorusu da yanıtsız kalmamalı.
Türkiye’deki belediyecilik anlayışının en çarpık yanı, belediye başkanlarının yaptıkları işleri, sanki olmayan şeylermiş gibi sunmalarıdır.
Bir belediye başkanının, kent sakinlerine, “Size şu kadar yol, köprü, kavşak yaptım, asfalt döktüm, içme suyu getirdim, kaldırım döşedim, otobüs aldım, park yaptım kısacası şunu yaptım, bunu aldım” deme hakkı yoktur.
Neden mi? Çünkü bu işleri yapmak için seçilmiştir de ondan. Yani, övündüğü, reklamını yaptığı, seçmenin gözüne soktuğu işler, asli görevleridir. Maaşını da, şanını da, şöhretini de aldığı Belediye Başkanlığı makamı, reklamını yaptığı hizmetleri verme yeridir.
Konuyu biraz daha açarsak, bir avukat, müvekkiline, “Seni ne güzel savundum. Davayı ne güzel kazandım” derse komik olur. Çünkü bunun için eğitim yapmıştır, mesleki yemin etmiştir ve hayatını bu işten kazanmaktadır.
Aynı şekilde bir doktor, hastasına, “Seni ne güzel tedavi ettim. Ne güzel ilaçlar verdim” demekten kaçınır. Çünkü bunun için eğitim yapmıştır, mesleki yemin etmiştir, hayatını bu işten kazanmaktadır.
Batılı ülkelerde belediye başkanları, asli görevlerini, sanki yapılamayacak ya da ilk kez yapılan işlermiş gibi anlatmaz. Yolla, kaldırımla, asfaltla, köprüyle, kavşakla, otobüsle, çöple övünmez. Ayrıca seçim kampanyasında bunları anlatırsa, alaya alınır, tepki görür. Seçmen arkasından teneke çalar.
Sen aday olursan bunları söyler misin diyenler çıkacaktır. Merak etmesinler, yukarıda yazdıklarımı, Belediye Başkan adayı olduğum 2004 seçimlerinde, tüm kampanya boyunca, her gittiğim yerde ve davet edildiğim televizyon kanallarında anlattım. Belki birileri not etmiştir, günü gelince aynı şeyleri söyler dedim. Ama belli ki, söylediklerim bu işe soyunanların hoşuna gitmemiş.
Çağdaş anlamda belediye başkanı, insanların yaşam standartlarını yükseltecek, iş sahaları açacak, çevreyi koruyacak, bölgesel kalkınmayı sağlayacak, kent ekonomisini güçlendirecek projelerle halkın karşısına çıkar. Bunları da övünmek için değil, farkını ortaya koymak amacıyla anlatır.
Yoksa “Belediyeyi birlikte yöneteceğiz”, “Belediyenin kapılarını herkese açacağız”, “Semt meclisleri kuracağız”, “Şeffaf olacağız”, “Hesap vereceğiz” türünden, artık her adaydan duyulduğu için gına getirten söylemlerle bir yere varılmaz.
Tabi ki şeffaf olacaksın, kapıları herkese açık tutacaksın, hesap ta vereceksin. Bunlar da iş mi yani. Niye bunları insanların kafasına kakarcasına anlatırlar, anlamak mümkün değil.
Türkiye’de, belediye başkanları, neredeyse her çalışma yapılan alana, “Büyükşehir Çalışıyor” ya da “Falanca belediye çalışıyor” ifadelerinden oluşan ve altında isimlerini yazdıkları tabelaları dikerler. Birkaç yüz metrelik kaldırımı her yıl yeniden yaparlar. Üstüne de, “Kaldırımınız hayırlı olsun. Belediye Başkanı falanca” yazılı bir pankart asarlar. Gören de sanır ki, belediye başkanı, geçmiş iş makinesinin içine ya da almış eline kazmayı küreği, orayı kazıyor, duvarı örüyor, kaldırım taşlarını döşüyor, şantiyenin her işiyle de bizzat ilgileniyor.
Yine vatandaşa öyle bir izlenim verilir ki, sanki belediye başkanı yolu, köprüyü, kavşağı, parkı cebinden ödediği parayla yaptırmış. Ne varsa başkanın parasıyla alınmış.
Ayıptır ya. Bırakın vatandaşın parasıyla, verdiği makamla millete hava atmayı.
Belediyecilik ekip işidir. Kentlerdeki, ilçelerdeki her şey, iş makinesi operatöründen şoförüne, işçisinden mühendisine, temizlikçisinden memuruna kadar kim varsa, onların emeği ile ortaya çıkar. O tabelanın üstünde illa ki isim olacaksa, belediye başkanının değil, alın teri dökenlerin, soğukta, sıcakta çalışanların isimleri yazılmalıdır. Fotoğrafları koyulmalıdır. Belediye başkanına sorsanız, “Emeğe, emekçiye saygı” diye başlayan nutuklar atar. Ama hiç utanıp sıkılmadan o emeğin üzerine sadece kendi adını yazar.
Bu davranış biçimlerinin geri kalmış ülkelerin yöneticilerine özgü olduğunu biliyoruz. Bir belediye başkanının, başarısından kuşkusu yoksa adını tabelalara, fotoğrafını bir yerlere yerleştirmesine gerek kalmaz. Çünkü halk zaten yapılanları görüyor, takdir ediyordur.
Son günlerde birçok kentte, reklam panolarında, belediye başkanlarının, zaten görevleri olan, lafı bile edilmeyecek icraatlarını, adayların da sanki ilk kez yapılan işlermiş gibi adına proje dedikleri şeyleri gözümüze soktukları afişleri gördüğümden, içimden geçenleri yazdım.
toplam alan olarak cadde 16 mt genişlik 45 metre uzunluk alanda yapılan mitingde toplam 720 m2 alan oldugundan mitinge gelen kişi sayısı bitişik nizam olsa ı 0.64 m2 kişi başı oldugundan mitinge gelen sayısı 1.125 kşi olur aralarda gezenle bakkala gidenler ele alındığında toplam 1400 kişi olur mitinğdeki bu kişiler 4 oy getireceği düşünülürse meydandaki kişilerin toplayacağı 5600 oy eder mitinge katılmayanlarıda 5 ile carparsanız akp nin alacağı oy oranı 28 bin ile 30 bin arasında oy alır corumda toplam katılım tahminen 145 bin ile 149 bin arasında katılım olur 30 bin oyla belediye başkanı seçilmez tahminen 52-54 bin alan başkanlığı alır herkeze hayırlı olsun