‘Ek Vergilere Tepki, Ayrılık Getirdi’ İddiası
‘Ek Vergilere Tepki, Ayrılık Getirdi’ İddiası
TÜGVA Çorum İl Temsilcisi Bahadır Kıyıklık, İDP’den ayrıldıklarını açıkladı. Bu ayrılığın İDP’nin ek vergilere tepki gösterdiği açıklamanın ardından yaşanması kamuoyunda soru işaretlerine yol açtı.
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Çorum İl Temsilcisi Bahadır Kıyıklık, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda gördükleri lüzum üzerine İnsani Değerler Platformu’ndan (İDP) ayrıldıklarını, Eğitime Destek Platformu ve Milli İrade Platformu’nda kalmaya devam edeceklerini açıkladı.
Kıyıklık, “Bu ayrılış süreci sivil toplum camiasından kopuş değil bilakis sivil toplum kuruluşlarımız ile ikili ilişkilerimizi geliştirmek için güzel bir fırsat olacaktır” dedi.
“Ufak Tefek Hesaplar” Sözleri
Kıyıklık’ın açıklamasında kullandığı “ufak tefek hesaplar” ifadeleri ise kamuoyunda dikkat çekti. Bu sözler, İDP yönetimine gönderme olarak değerlendirildi.
Kıyıklık, açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın davasına ufak tefek hesaplar yapmadan Elif gibi dimdik sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Bütün ağabey ve kardeşlerimize kapımız her zaman açıktır. Cenab-ı Hak cümlemizin çalışmalarını bereketli kılsın. Allah, vatanımızı, milletimizi her türlü beladan, fitneden ve musibetten muhafaza eylesin.”
‘Vergilere Tepki, Ayrılık Getirdi’ İddiaları
Öte yandan bu ayrılığın kamuoyunda geçtiğimiz günlerde İnsani Değerler Platformu tarafından yapılan ve ek vergilere tepki gösterilen açıklamanın ardından yaşandığı iddia edildi.
İDP’den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:
“15 Temmuz hain FETÖ kalkışmasını önlemiş olmanın haklı gururunu yaşayan, böylece kendisi ve geleceği ile birlikte hem devleti hem de devletin kurumlarını kurtaran millet, 15 Temmuz gece yarısı adeta yangından mal kaçırırcasına yürürlüğe konan ağır vergi yükünün şaşkınlığını yaşıyor.
Şu iyi bilinmelidir ki, yasalar da makamlar da kimseye kamu gücünü kontrolsüz ve orantısız bir şekilde kullanma hakkını vermez.
Evet, ekonomik sorunlar var, dünya genelinde de benzer sorunlar yaşanıyor; pandemiden bu tarafa hayat her alanda önceye göre biraz daha zorlaştı. Bunu millet olarak bilmiyor değiliz, ancak ortada “birlikte üstlenilmesi gereken bir zorluk ve yük” varsa bunun, sahip olunan varlıklar üzerinden adaletle paylaşılması gerekir.
Hiç kimse müsebbibi olmadığı sorunların faturasını ödemek zorunda bırakılmamalıdır; üstelik bu kesimler toplumun ekonomik açıdan en alt kesimini oluşturuyorsa, bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Modern devletlerin kuruluşunda, mali yükümlülüklerin halktan bağımsız bir şekilde belirlenemeyeceğine dair konsensüs vardır. Hiçbir hükümet haklı ve kabul edilebilir gerekçeler olmaksızın insanların ekonomik standartlarını alt üst edip yıkacak girişimlerde bulunamaz.
Şayet öne sürüldüğü şekliyle son zamlar depremin verdiği zararların oluşturduğu yükten kaynaklanıyorsa burada depremzedelere her türlü yardım için seferberlik ilan etmiş olan vatandaşımız bizzat devletin bu yükü azaltmak adına ne tür tasarruflarda bulunduğunu görmek ve bilmek isteyecektir. Kamu maliyesinden sorumlu olanlar ve kamu kurum ve kuruluşları kendi üzerlerine düşeni hakkıyla yerine getirdikten sonra hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, bu aziz millet her türlü fedakarlığı fazlasıyla yapmaya hazırdır.
Yeni Maliye ekibinin dile getirdiği “verginin tabana yayılması” anlayışının uygulamada vergi yükünün toplumun en mahrum kesimlerinin sırtına sarılması olarak tezahür ettiğini görmek herkesi büyük bir şaşkınlığa ve kızgınlığa sevk etmiş bulunuyor.
Milletimiz kendisine yüklenen ilave ağır yüklerle ilgili ikna edici açıklamalar bekliyor. Yetkililer açıkça bu vergi ve zamlara dair makul, mantıklı ve herkesin kabul edebileceği bir izahat getirmelidir. Mevcut açıklamalar klasik bürokrat aymazlığının bir örneği gibi duruyor ve milletimiz bu muameleyi hak etmiyor.
Milletimiz ekonomik faturayı neden en üst ölçekte kazanç elde edenlerin değil de, tükettiği ürünler üzerinden yani en kolaycı şekliyle dolaylı vergilendirme üzerinden kendisinin ödemek zorunda kaldığını merak ediyor. Dizginlenemeyen finans sektöründen, kârlarını sürekli katlayan bankalardan, yabancı oyunculara milyon dolarlar avrolar ödeyen anlı şanlı futbol kulüplerimizden daha mı fazla kazanmaktadır memurumuz, emeklimiz, işçimiz, asgari ücretlimiz?
Araç ve gayrı menkul stoklayanlardan daha mı fazla sorumludur ekonominin kötü gidişatından, artık ev ve işyeri kirasını bile ödeyemez hale gelen esnafımız ve vatandaşlarımız? Daha asgari ücretle çalışanlara ve memurlara yönelik ücret zammı yapılmadan raflardaki ürünlerinin fiyatlarını orantısız ve fahiş bir şekilde arttırmaktan utanmayan zincir marketlerden daha mı zengindir dul ve yetimlerimiz?
Kamu yönetiminde asıl olan adaletin tesisidir. Adalet, sadece mahkeme kararlarında tecelli eden bir olgu değildir. Adalet, her bir vatandaşına insanca yaşayabileceği bir imkan sağlamakla görevli olan devletin yerine getirmek zorunda olduğu en büyük ödevdir.
O yüzden ceddimiz ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ demiştir. Buna inanan millet de her daim ‘Ya devlet başa ya kuzgun leşe’ diyerek devletini namus bilmiş ve onun uğrunda gerektiğinde can feda eylemiştir.
Çorum İnsani Değerler Platformu olarak milletimiz adına açıklama bekliyor ve Cumhurbaşkanımızın sürece müdahale etmesini, Türkiye Yüzyılı vizyonuna yakışmayan bu haksız zamların bir an önce tamamen geri çekilmesini talep ediyoruz.