Milli Mücadele, Çorum’da Konuşuluyor
Çorum’da beş farklı kurum tarafından Milli Mücadele’nin konuşulduğu bir sempozyum ve bir çalıştay gerçekleştiriliyor. Sempozyumda Karadeniz bölgesinin Milli Mücadeledeki yeri konuşulacak, çalıştayda ise Milli Mücadelenin detaylarına inilecek.
Milli Mücadele, Çorum’da Konuşuluyor
Çorum’da “Milli Mücadele’de Karadeniz” konulu sempozyum ve “Milli Mücadelenin Yerel Tarihleri” konulu çalıştay gerçekleştiriliyor.
Hitit Üniversitesi, Çorum Valiliği, Türkiye Bilimler Akademisi, Çorum Belediyesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarafından düzenlenen “Milli Mücadele’de Karadeniz” konulu sempozyum ve “Milli Mücadelenin Yerel Tarihleri” konulu çalıştaya ev sahipliği yapıyor.
Dün Hitit Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Ethem Erkoç Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programla sempozyum ve çalıştayın açılışı yapıldı.
Açılışa programına, Vali Yardımcısı Dr. Hakan Kubalı, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Mustafa Şeker, Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nurcan Baykam, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun, Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi Türkiye Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mustafa Güleç, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Recep Cıplak ile öğretim üyeleri katıldı.
Program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
“Milletimizin Millet Olma Ehliyetini Aldığı Bir Sınavdı”
Açılışta konuşan Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi Türkiye Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Mustafa Güleç, milli mücadelenin Türkler için millet olma mücadelesi olduğunu belirterek, “Milli Mücadele milletimizin tabiri caizse millet olma ehliyetini aldığı bir sınavdı. Modern Türkiye’nin doğuşunda yahut kuruluşunda en önemli ve en müessir hadise buydu. Bu sınavda milletimiz ne zaman birlik olması gerekirse o vakit birlik olabileceğini gösterdi. Bir bütün olarak Anadolu, doğusu batısı kuzeyi güneyi ile topyekûn bir mücadele verdi. Bir Milli Mücadele verebildiğimiz için bugün hür ve bağımsız olmanın nimetlerini tadıyoruz” dedi.
Güleç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yakın geçmiş olarak tarih, köken bilinci olarak tarihten yani uzak geçmişin bilgisi olan tarihten biraz farklıdır. Yakın geçmiş, hatıraları hayatımızı belirgin bir biçimde etkileyen bir tarihtir. Doğrudan yaşadığımız, yaşamakta olduğumuz, ait olduğumuz bir zamanın bilgisidir. Yakın geçmiş neredeyse çağdaşlarımız ile paylaştığımız anılara tekabül eder. Çünkü bir yüzyıl yaklaşık olarak bir insanın fiziki ve imgesel ömrüdür. Yüz yıldönümlerinin diğer yıldönümleri ve anma törenlerinden farkı buradan kaynaklanmaktadır.
Bu çalışmada arşiv belgelerinin yanı sıra başta yerel basın olmak üzere dönemin süreli yayınlarına, anılar ve günlüklere, efemeraya, folklora hatta mimariye bakılmaktadır. Yerel tarihin demokratik, sivil ve katılımcı imkânlarından yararlanarak, insanların kendilerini birer parçası olarak hissedebilecekleri bir tarihsel hafıza oluşturulmak istenmektedir. Proje kapsamında ülkemizin çeşitli üniversitelerinden akademisyenler ve yerel tarih araştırmacıları ile işbirliği mekanizmaları geliştirdik. Milli Mücadeleye Yerel Bakışlar başlığı altında biri yüz yüze ve diğeri online olmak üzere iki çalıştay yaptık. Bu çalıştaylarda Türkiye Bilimler Akademisi’nin himaye edip yayınlayacağı bu dizi yayın projesinin yöntem ve ilkelerini tespit ettik. Milli Mücadele’nin yerel/bölgesel monografilerini alanın önde gelen saygın yirmi iki tarihçisi kaleme alıyor.Bu ciltlere ayrıca yüze yakın akademisyen ve yerel tarih araştırmacısı makale ve çerçeve yazılarıyla katkı veriyor.Süreci yürütmekte olan bilim kurulu üyelerimiz ve hakem hocalarımızla birlikte yüz elliye yakın tarihçi bilim adamının katkı vereceği bir kıymetli eser ortaya çıkacak inşallah.Bu süreçte düzenlediğimiz akademik toplantılar da konuyu çalışanlar arasında sahada temas imkanları yarattı.Geçtiğimiz Ekim ayı sonunda Gaziantep’te Milli Mücadele’nin güney cepheleri ağırlıklı bir sempozyum düzenledik. Önümüzdeki sonbaharda İzmir’de Batı cephesi odaklı bir sempozyum gerçekleştireceğiz.”
“Bu Tür Çalışmaları Daha Da Arttırmamız Gerektiğinin Artık Hepimiz Farkındayız”
Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Osman Öztürk ise sempozyum ve çalıştaya ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını belirterek, “Kurtuluş Mücadelesinin meşalesinin yakıldığı ve ilk adımların atıldığı bu topraklar Karadeniz bölgesinin önemi itibariyle o akışın başlangıcı ya da o akışın dönüm noktalarından birisi olması adına Karadeniz Bölgesini daha da öne çıkarmak. Bu çerçevede de tabi ki Çorum Karadeniz bölgesi itibariyle Karadeniz’i İç Anadolu’ya bağlayan ve esas mücadelenin batı cephesi itibariyle Orta Anadolu ve Batı üzerindeki yoğunlaşan bu mücadelenin bir geçiş noktası olması nedeniyle Çorum’un da önemli bir kavşak noktası olarak ele alınması mutlaka bizlere gurur veriyor. Bizler tabi ki Anadolu’nun medeniyetler yumağı içerisinde her birimiz farklı şekillerde farklı kültürel farklılıklar içerisinde yetiştik biraz kanıksamamız var. Yani yetiştiğimiz yerleri birer kara toprak kara parçası olarak işte doğduğumuz rastgele yerler olarak görüyoruz ama pekte öyle değil. Bir emaneti hepimiz sırtlanmış durumdayız ve bu emanetin farkına vararak üzerimize düşeni layıkıyla bize bu emaneti bırakanlara layıkıyla emanetimize sahip çıkmak üzere bu tür çalışmaları daha da arttırmamız gerektiğinin artık hepimiz farkındayız” ifadelerini kullandı.
Programda Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Mustafa Şeker ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zekeriya Kurşun da birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından sempozyuma geçildi. Sempozyum kapsamında Milli Mücadele’de Karadeniz bölgesinin rolü masaya yatırılıyor.
Öte yandan Milli Mücadelenin Yerel Tarihleri Çalıştayı’nda ise Milli Mücadele’nin detayları konuşulacak, gelecek nesillere aktarılacak detaylar belirlenerek rapor halinde sunulacak.
Çalıştayın 26 Haziran’da tamamlanacağı öğrenildi.