‘Eşitlik, Özgürlük ve Barış İçin Mücadelemizden Vazgeçmiyoruz’
‘Eşitlik, Özgürlük ve Barış İçin Mücadelemizden Vazgeçmiyoruz’
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle Çorum’da da çeşitli eylemler düzenlendi.
Çorum Kadın Platformu, Kadeş Barış Meydanı’nda kitlesel basın açıklaması düzenleyerek, taleplerini dile getirdi.
Bazı siyasi parti yöneticilerinin yanı sıra sendikaların şube başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri tarafından da desteklenen eylemde günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Çorum Kadın Platformu adına CHP Kadın Kolları Başkanı Kamile Anar yaptı.
Bazı sloganların atıldığı, pankart ve afişlerin taşındığı eylemde kadınların talepleri dile getirildi.
Kamile Anar, “Bugün çok daha güçlü ve çok daha örgütlü olarak hayatlarımıza ve haklarımıza sahip çıkıyor, eşitlik ve özgürlük mücadelemizden vazgeçmiyoruz isyanımızı büyütüyoruz” dedi.
Kamile Anar, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
Cinayet, Şiddet Kadınların Kaderi Olmamalı
“Biz kadınlar bugün dünyanın dört yanında eşitsizliği, yoksulluğu, savaşları ve şiddeti üreten erkek egemen kapitalizme karşı isyanımızı meydanlara taşımak, kadın dayanışmasının sınırları aşan gücüyle buluşmak ve itirazlarımızı hep birlikte daha fazla duyurmak için yine alanlardayız.
Kadınlar her gün evde, işte, okulda, sokakta erkek ve erkek devlet şiddetine maruz kalmakta ya da şiddet tehdidi altında yaşamlarını sürdürürken, siyasal iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, kadın düşmanı politikaların sürdürücüsü olmaya devam etmektedir.
İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı feshinden sonra şimdi de 6284 sayılı yasa gibi şiddeti önlemede etkili yasal kazanımlar hedef gösterilmekte ve eril yargının cezasızlık politikası kadına yönelik şiddetin artmasına neden olmaktadır.
Bu cezasızlıktan güç ve cesaret alan erkekler “gücüm yettiği için hedef aldım” diyebilecek cürette ve biz kadınları akıl almaz yöntemlerle katletmeye devam etmekte. Eril yargı erkekleri korurken, kadına yönelik şiddette, LGBTİ+’lara yönelik nefret cinayetlerinde ve çocuk istismarında cezasızlık uygulanmaya devam etmektedir. Erkeklerin uyguladığı her türlü şiddete cezasızlık ile kadınlara yönelik şiddet desteklenirken, kadınların kendi hayatlarını savunması en ağır biçimde cezalandırılmaktadır. Yine kadınların yürüttükleri örgütlü mücadele hedef alınmakta baskı, gözaltı ve tutuklamalar hız kesmeden devam etmektedir. Bu yaklaşım alenen kadınların hayatına kastederek de olsa erkek egemen sistemin tüm mekanizmaları ile korunacağının beyanıdır.
Kadına Yönelik Şiddet Münferit Değil, Politiktir
Biz kadınlar şiddete, sömürüye karşı, yaşamın özgür özneleri olma mücadelesini uzun yıllardır ve aralıksız bir biçimde sürdürüyoruz. Kadın hak ve özgürlüğüne dair bugün ne varsa kadınların yıllardır yürüttüğü mücadelenin sonucu olduğunun farkındayız. Emeğimizin gaspı ve bedenimizin denetimine dayalı, tarihsel arka planı çok güçlü eril zihniyetin üzerimizde kurduğu sistematik tahakkümü kırmanın tek yolunun yine sürekli ve örgütlü kadın mücadelesini yükseltmekten geçmekte olduğunu biliyoruz.
Yaşadığımız her türlü erkek-devlet şiddetinin karşısında birlikte mücadele ederek ve birbirimizle dayanışarak kazanacağımızı biliyoruz. Yılmadan ve bıkmadan yıllardır söylediğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz; ”kadına yönelik şiddet münferit değil, politiktir” ve bu şiddeti önlemenin en önemli yolu da kadın mücadelesinden ve kadın dayanışmasından geçer.
Bugün çok daha güçlü ve çok daha örgütlü olarak hayatlarımıza ve haklarımıza sahip çıkıyor, eşitlik ve özgürlük mücadelemizden vazgeçmiyoruz isyanımızı büyütüyoruz.
Barış İçinde Yaşama Talebimizden Vazgeçmiyoruz
Kadınları erkeğe, sermayeye ve devlete daha da bağımlı hale getirmek için her türlü krizi fırsata çevirmenin hesabını yapanlara karşı sesimizi yükseltmek hesap sormak için isyandayız!
Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki binlerce yıllık erkek egemen sömürü düzenine karşı isyandayız. Sermayeye, ranta, savaşa aktarılan bütçeye karşı toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe hakkımıza sahip çıkmak için isyandayız. Fetvalarıyla ne giyeceğimizi, ne söyleyeceğimizi, nasıl yaşayacağımızı, erkeğe biat ve itaat etmemizi dayatarak bize sınır çizenlere karşı isyandayız.
İstanbul Sözleşmesinin fesih kararına karşı İstanbul Sözleşmesi uygulansın demek için isyandayız. Her türlü yasağa ve baskıya karşı eşitlik ve özgürlük için isyandayız. Her gün erkek devlet şiddetiyle katledilen kadınlar için isyandayız. İşsizliğe, yoksulluğa, güvencesizliğe, gericiliğe, tacize, tecavüze, istismara, kadın katliamlarına karşı isyandayız. Ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunmak için isyandayız.
Hakkımız olanı ancak sokaklarda olarak alacağımızı, evde, işte, sokakta, cezaevinde, okulda ve yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyütürsek kazanacağımızı biliyoruz ve bir kez daha hep birlikte; İstanbul sözleşmesinden vazgeçmiyoruz. Güvenceli iş güvenli gelecek talebimizden vazgeçmiyoruz. Örgütlenme özgürlüğü hakkımızdan vazgeçmiyoruz. Barış içinde yaşama talebimizden vazgeçmiyoruz. Şiddetsiz bir yaşam, eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi, barış, laiklik mücadelemizden vazgeçmiyoruz. Eşitlik ve özgürlük mücadelemizden vazgeçmiyoruz isyanımızı örgütlüyoruz.”