“Maskeyi Çıkarmak Demek Düşman Ateş Ederken Siperden Çıkmak Demek”
“Maskeyi Çıkarmak Demek Düşman Ateş Ederken Siperden Çıkmak Demek”
Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aysel Kocagül Çelikbaş, Covid-19 hastalarının tedavi süreçlerinde zaman zaman beklenmeyen durumlarla karşılaştıklarını belirterek “Taburcu etmeye hazırlarken kaybettiğimiz Covid-19 hastalarımız var” dedi.
Prof. Dr. Çelikbaş normalleşme sürecini birçok vatandaşın yanlış değerlendirdiğini, kamuoyunda salgının etkisinin zayıfladığı yönünde bir algı oluştuğunu söyledi.
Covid-19 hastalığının öngörülemeyen etkilerinin devam ettiğine vurgu yapan Prof. Dr. Çelikbaş “Genel durumu iyiye giden ve hatta‘taburcu edeceğiz’ dediklerimiz arasında bile beklenmeyen komplikasyonlar nedeniyle kaybettiklerimiz oldu. Hastamız düzeldi, ailelerine teslim edeceğiz derken vefat haberini vermek durumunda kaldık. Bu tür olgular Allah’tan çok sık olmuyor. Hatta taburcu olduktan sonra da hastalığın yarattığı riskler devam ediyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Çelikbaş, “Hastaneye başvurusu sırasında hiç bir semptomu olmayan vakalarda bile üzücü durumlarla karşılaşabiliyoruz. Vizit sırasında gördüğümüz akciğer tutulumu olmadığı için hafif seyredeceğini düşündüğümüz bir hasta, takip sürecinde birden kötüleşip yoğun bakıma giriyor. Bu hastalar yakından takip ediliyor ancak bir kısmı kaybedilebiliyor” diye konuştu.
“Aşı Olmasına Rağmen Tekrar Enfekte Olanlar Var”
“Aşı olduk diye rahatlamayın” diyen Prof. Dr. Çelikbaş sözlerini şöyle sürdürdü:
Hiçbir şekilde rahatlamayın. Aşılar, evet belirli oranda koruma sağlayacak, hafifletecek ama yoğun temas olduğu zamanda yüzde 100 hastalığı önleyecek diye bir şey olmayacak. Her insanda antikor üretme oranı, bağışıklık sisteminin aşıya vereceği yanıt farklı olacak. Aşı olmasına rağmen tekrar enfekte olan arkadaşlarımız var. Toplumda aşı olmasına rağmen hastaneye enfekte olarak gelen hastalar var. Aşı yüzde 100 koruyacak diye bir şey yok ancak marttan beri tekrar artışa geçen salgının 3’üncü piki döneminde yatan hastalarımızın büyük bölümü, 70 yaş üstü grubun büyük bölümü aşılanmış vaziyette. Benim gözlemim şu ki; özellikle iki doz aşısını olmuş kişilerin, üstünden 15-20 gün geçmişse ekim, kasım, aralık dönemindeki yatan hastalarımıza göre seyirleri daha hafif. O dönemde aynı yaş grubunda hasta takip ederken yoğun bakıma verdiğimiz hasta sayısı daha fazlayken şimdi aynı şekilde akciğer tutulumuyla gelmiş olsa bile yoğun bakıma verdiğimiz daha az. Hastanede kalma süreleri daha kısa. Bu nedenle aşının çok işe yaradığını, toplumda daha geniş kitlelere yayıldığında, aşılanan sayısı arttığında hastalığın daha tolere edilebilir duruma geleceğini düşünüyorum.
Kısıtlama döneminde hayli azalan hasta sayısının kontrollü normalleşmeyle tekrar yükselişe geçtiğine dikkati çeken Çelikbaş toplumun tüm kesimleriyle Kovid-19’a karşı savaş verildiğini vurguladı.
“Biz Bir Savaştayız”
İnşallah maskesiz günlerde birbirimizin yüzünü görerek, gülüşümüzü hissederek, birbirimize sarılarak, dokunarak geçireceğimiz zamanlar gelecek ancak o günleri görebilmek için hasta olmamak, ölmemek gerekiyor” diyen Prof. Çelikbaş şöyle devam etti:
Biz bir savaştayız. Bu savaşı kazanmak zorundayız. Savaşırken maske bizim silahlarımızdan bir tanesi. Düşman karşıdan ateş ederken siperden çıkmak gibi bir şey maskeyi çıkartmak. Korunma önlemlerimiz olmadan savaşmak mümkün değil. Onun için herkesten ricam, biraz daha dayanın. Güzel günler gelecek. Eğer bu süreçte savaşı kaybedersek güzel günleri görmemiz de mümkün değil.