“Sözleşmeyi Değil, Cinayetleri Engelleyin”
“Sözleşmeyi Değil, Cinayetleri Engelleyin”
Çorum Kadın Meclisi ve Çorum Kadın Platformu, İstanbul Sözleşmesinin uygulanmasını sağlamak amacıyla “Kararı Geri Çek, Sözleşmeyi Uygula” şiarıyla Saat Kulesi meydanında basın açıklaması yaptı.
Eyleme; CHP İl Başkanı Mehmet Tahtasız ve bazı parti yöneticileri, bazı siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri de katılarak destek verdi.
Eylemde çeşitli sloganlar atılırken, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı protesto edildi. Kadınlar, sözleşmenin değil, cinayetlerin engellenmesini istedi. Açıklamaya katılan kadınlar tarafından sözleşmenin bazı maddeleri de okundu. Açıklama sonrasında Çorum Kadın Meclisleri ile ortaklaşa yürüyüş yapıldı.
“Mücadelemizden Vazgeçmeyeceğiz”
Çorum Kadın Platformu adına bir konuşma yapan Platform Sözcüsü Kamile Anar “İstanbul Sözleşmesi bizim, vazgeçmiyoruz!” diyerek sonuna kadar mücadele edeceklerini vurguladı.
Kamile Anar konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
28 gün çeken şubat ayı 35 kadına mezar oldu. Bu katliamları önlemek ve kadına yönelik şiddeti durdurmakla yükümlü olan iktidar 20 Mart’ta bir gece yarısı kararı ile İstanbul Sözleşmesinden çekildiğini ilan etti. Her gün kız kardeşlerimizi kaybettiğimiz günlere uyanırken; İstanbul Sözleşmesi’ne karşı yürütülen kadın düşmanı ve gerici kampanyaların sonucu olarak sözleşme tek bir adamın imzasıyla gece yarısı kaldırıldı. Kadınların hayatlarına ve haklarına darbe yapılarak; hukuk ve hukuk güvenliği, meclis ve millet iradesi yok sayıldı. Bu çekilme kararı gerici, ırkçı, tarikatçı güçlerin taleplerini karşılama ve siyasi iktidarın kendi iktidarının bekasını sağlama çabasıdır. Sözleşmeden çekilme kararını tanımıyoruz, bu karar hukuksuzdur!
Kadına yönelik şiddeti bitirme sözleri daha hafızalarda tazeyken İstanbul Sözleşmesinden çıkma kararı AKP iktidarının ve siyasal İslamcı gericiliğin kadına yönelik şiddeti bitirmeyi bırakalım ancak sorumlusu olabileceğini bir kere daha göstermiştir. Kadına yönelik şiddetin sorumlusu; haklarımızı gasp etmeye çalışan, yasaları ve sözleşmeleri uygulamayan iktidardır.
“Namusumu kirletti”, “Bana ‘hayır’ dedi”, “Boşanmak istedi” gibi şiddeti aklayan bahanelere, kravata ceza indirimi, eril yargı pratikleri, “Onu giymeseymiş”, “Oraya gitmeseymiş” korosu istismara maruz bırakılan çocuğu, tecavüze maruz bırakılan kadını ona tecavüz edenle evlendirip tecavüz failini aile ile aklamaya çalışan yasa önerileri, kadını şiddet gördüğü aileye hapsetmeye dönük arabuluculuk işleri, nafaka hakkını yok edecek tasarılar, pandemi fırsatıyla salıverilen şiddet faili erkekler ortadayken neyi/kimi korumadıkları kadar neyi/kimi korudukları da açıkça ortada!
Sözleşmeden çekildikten hemen sonra 23 Mart günü 12 saatte altı kadın katledildi. Kadınların can güvenliği yokken kadınları kağıtlarda değil vicdanlarda koruyacağız” deme gafletine düştüler. Bu sözleri sarf edenler bilmelidir ki kadınların yaşamları kimsenin iki dudağı arasında değildir! Hayatlarımıza dair kararları biz alırız. Hayatlarımızın ve haklarımızın tek bir adamın kararına, kararnamesine bağlı olmasına izin vermiyoruz. Haklarımızı elimizden almanıza, bizleri şiddete ve öldürülmeye mâhkum etmenize izin vermeyeceğiz.